Bölgede büyük bir stranç oynanıyor, Iraklı'nın sempatisini yitirmeyelim
Türkiye ile Irak arasındaki ticaret hacmi ilk 6 aylık verilere göre 1 milyar 250 bin dolar. Geçen yılın ticaret hacmi olan 5 milyar dolara ulaşılamasa da 2007 sonunda 4 ila 4.5 milyar dolar hedefleniyor. Türkiye, ABD'nin Irak'ın yeniden imarı için harcadığı 260 milyar doların 10 milyar dolarlık bölümünü de gelir olarak elde etti.
Bugün sınır ötesi operasyona hazırlandığımız Kuzey Irak'ı yeniden inşa edenlerin Türk şirketleri olduğunu bilmeyen de yok artık. Bu bölgede yaklaşık 1000 şirket çalışıyor.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Irak İş Konseyi Başkanı Ercüment Aksoy, Irak'ı 1983'ten beri yakından izleyen bir işadamı. Eşi Reem de Irak'lı. Saddam Hüseyin döneminde kamu ihaleleriyle başladığı iş yaşamı, bu ülkeye ABD'nin müdahalesinden sonra da sürmüş. Bağdat, Basra ve Musul'da büroları var. Yani eski dönemi de şimdiki dönemi de en iyi bilen ve analiz edebilecek isimlerden biri.
Bölgede ciddi bir satranç oynandığını ve hükümetin aldığı pozisyonun da çok akıllıca olduğunu söyleyen Aksoy; "Bu oyunu çok iyi oynamalıyız. Operasyonumuzun hedefinin PKK olduğu Irak halkına çok iyi anlatılmalıdır. Irak halkıyla karşı karşıya gelmememiz iyi olur" diyor. Aksoy, ile cuma görüştük. Görüşme sırasında gelen telefonla Erbil'e uçuşların durduğu bilgisini alan Aksoy, bu nedenle pazar günü Irak'tan beklediği heyetin de Türkiye'ye gelemeyeceğini söylüyor. Aksoy, Barzani'yle ilişkili şirketlere yönelik ambargonun da adım adım uygulanmaya başlandığını söylüyor. Aksoy, "Zararımız değil 5 milyar dolar 50 milyar dolar olsa fark etmez. Türkiye için her şeyi yaparız" diye konuşuyor.
Irak'ta ne zamandan beri iş yapıyorsunuz?
Irak'a 1983'te Çukurova Dış Ticaret'te bölge temsilci yardımcısıyken gittim. Meslek hayatımın daha 18. günüydü. 1987'de ise kendi işimi kurmaya karar verdim. Tamamen devlet ihalelerine yönelik çalıştım ve çalışıyorum. Bağdat'ta, Basra'da ve Musul'da hala aktif olan ofislerimiz var. Artık zor ama Irak, Dicle'nin suyunu içtiğimiz ve bir daha da vazgeçemediğimiz bir yerdir. Tabii eski Bağdat'tan ve eski Irak'tan bahsediyorum. Saddam döneminde başladık işe.
Eşiniz de Iraklı. Ne zaman evlendiniz?
1987'de evlendik. Eşimin akrabalarının büyük bölümü orada. Körfez Savaşı sırasında eşim ilk çocuğumuza hamileydi. Ailesi de oradaydı. Büyük bir hüzün yaşamıştık. Naklen savaş seyretmiştik.
İşleriniz sürüyor mu? ABD işgalinden sonra nasıl etkilendiniz?
Sürüyor. 2003'e kadar devlet fabrikaları çalışıyordu. 2003'ten sonra yine savaştan hemen sonra giden ilk yabancılardan biriyim. O günlerde ABD askerleri halk tarafından alkışlarla karşılandı. Bağdat'ta ABD askerleri ve Iraklılarla pizzacıya giderdik.
Pizzacının kapısında bir otomobil, bir hummer, bir de tank dururdu. Saddam zamanında bürokratların yanına yaklaşamazdık. İlk kez o günlerde arkadaş olmuştuk. Herkes gerçekten demokrasinin geldiğini sanmaya başlamıştı.
Sizin bir alışveriş merkezi yatırımınız da vardı o günlerde sanırım…
Evet. Bağdat'ta bir ilki yapacaktım. Büyük bir alışveriş merkezi yatırımım tamamlanmıştı. Tüm markalarla da anlaşmıştım. Ancak sonra kapısını açmadım. İyi ki de açmamışım.
Sonra nasıl değişti durum?
Dönüm noktası 2003'ün Haziran ya da Temmuz'unda Irak ordusunun lağvedildiğinin açıklanmasıdır. 500 bin kişilik orduyu lağvediyorsunuz ve aileleriyle yaklaşık 2 milyon kişiyi açlığa mahkum ediyorsunuz. Bir komplo teorisi olarak bakarsak, bunun bilinçli yapılmış olacağı düşünülebilir. Amaç, Irak'ta bu kaos ortamını yaratmaksa, ABD başarılı oldu.
Yani ABD bu kaosu bilinçli yaratıyor olabilir diyorsunuz?
Nasıl bugünkü ortamda biz işadamları milli menfaatlerimiz için bırakın 5 milyarı, 50 milyar dolar olsa kaç yazar diyebiliyoruz. Demek ki, Türkiye için her şeyi yapabilecek durumdayız. ABD de kendisi için böyle düşünüyor. Ama adilane oldu mu? Hayır! Irak kayboldu.
Irak ekonomisinin genel yapısı bugün ne durumda?
Birkaç fabrikada makinelerin alım tarihi 1990 ve bunlar çalışamaz durumda. İşsizlik çok feci... ABD'nin öncelikli işlerinden biri de buydu. Irak'ta işsizlik oranı yüzde 70-80'dir. Şimdi bu fabrikaları özelleştirmekten söz ediyorlar ama çalışan işçiyi çıkartmamak şartıyla. Bence bu şansları kesinlikle yok. 100 kişiyle çalışacak fabrikada 5 bin kişi çalışıyor. Çoğu evlerinde oturarak para alıyor.
Saddam dönemiyle ABD işgali dönemini karşılaştırdığınızda, tablo nasıl?
ABD'de de bence yeni bir Saddam arıyor. Bugün Irak'ı düzlüğe çıkarmak istiyorlarsa, ancak güçlü bir liderle yapabilirler.
Talabani sizce güçlü bir lider olamadı mı?
Talabani çok akıllı, çok iyi bir politikacıdır. Manevralarını çok iyi yapabilir. Senelerdir o ipin üzerinde çok iyi gidip gelmiştir. Çok hassas dengelerin olduğu bir ülke orası. Bir Arap ülkesinde Kürt bir lider. İyi idare ediyor ama etnik kimliğiyle ön plandadır.
ABD'in açıklamalarına ve gelişmelere göre Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti sürpriz olmayacak gibi görünüyor. Öyle mi?
Ben ona tam katılmıyorum. Şimdi bakın Türkiye'nin bir politikası var. 2003 savaşından önce Irak'ın kuzeyine çok ciddi yardım etmiştir. Habur sınır kapısında her kamyondan alınan ve yılda 250 milyon doları bulan haraca bile sesini çıkarmamıştır. Saddam'ın ordularına yardım etmiştir. Buna rağmen Türkiye yine "tu kaka" olmuştur. Barzani'yle Talabani kendi aralarında didişirken, Türkiye yardım etti, ta ki 2003'e 1 Mart tezkeresine kadar.
1 Mart tezkeresi bir kırılma noktası oldu. ABD'nin tepkisini doğru buluyor musunuz?
ABD Talabani ve Barzani ile 2002'de görüşmüş ve federasyon konusunda anlaşma imzalamıştı. Yani tezkere geçse de bu anlaşma zaten vardı. Eğer tezkere geçseydi, ABD askerleri hala Türkiye'deki pek çok havaalanını kullanacaktı. ABD, Irak'taki başarısızlığa bu nedenle uğradığını söylüyor. Oysa Kürt sınırlarından zaten rahatlıkla geçti. Tabii ki bu bir kırılma noktası yarattı.
ABD'li büyük şirketler yatırımlar için yardımları dağıtmakla görevlendirilmişti. Bunlar doğru kullanıldı mı?
ABD Kongresi'nin Irak'a önce 18.2 ve daha sonra da 2.5 milyar dolarlık yardımları vardı. ABD'li firmalar da kongreden gelen fonları, taşeron olarak Türk firmalarına verdi. O paralar 2005 sonunda bitti. Geriye Irak'ın petrol gelirlerinden elde ettiği paralar kaldı. ABD Kongresi 260 milyar dolar gibi bir paradan söz ediyordu. O paralar çarçur oldu.
Türk firmaları ne kadar yatırım yapabildi?
Türkiye'ye 10 milyar dolara yakın bir para gelmiştir. Bu sadece inşaat işleri değildi. Mesela kamyon kamyon çakıl, mıcır, kum Türkiye'den gidiyordu. Su, jeneratörü Türkiye'den aldılar. Ne zaman ki Barzani Diyarbakır lafını ağzına aldı o zamandan beri olaylar sertleşti. Türkiye centilmen ve sabırlı bir devlet. Ama kalbimiz kırıldı. Artık sabır taştı.
Barzani ailesi ticareti elinde tutan bir aile. İşadamları olarak görüşmeleriniz olmadı mı?
2 ay önce İstanbul Ticaret Odası'nın o ay en fazla yabancı sermaye hangi ülkeden geldi çalışmasında Irak bir numaraydı. Türkiye onlar için ferahlama kapısı. Amacımız bütünleşmekti. Bağdat merkezli tek parça bir Irak istiyoruz ama ne zaman bu PKK tekrar hortladı, ne zaman operasyonlar başladı, ne zaman canımızı acıtmaya başladı, biz dedik ki "Kardeşim bu böyle olmuyor, biz zorlanıyoruz, bize destek ol". Hayır dediler ve çıngar koptu. Kararların can acıtıcı yanları olacaktır. Güneydoğu'da çok ailenin geliri buradandır ama buna katlanacağız.
Hükümetin bu konuda attığı adımları ve alınan kararları nasıl buluyorsunuz?
Ekonomik ambargo PKK ile işbirliği yapan kişi kurum ya da sektörlere uygulanacak deniyor. Halkı cezalandırmak istemiyor Türkiye. İkincisi sağduyuya davet diyor. Türkiye'nin aleyhine bir propaganda var bölgede. Bize düşen, oradaki işadamlarıyla bağlantılar kurup, mektuplar yazarak onları işin içine sokmaktır. Türkiye'nin Irak toprağında gözünün olmadığını anlatmamız lazım.
Şu anda Türk şirketleri açısından durum nedir?
Personelini geri çeken firma duymadım. Sorun Irak halkı nezdinde kendimizi tam anlatamamış olmamızdan kaynaklanıyor. Bugün benim kayınvalidemin bile kuşkusu varsa düşünmek lazım. Barzani komşumuz mu düşmanımız mı olacak karar vermek zorunda. Girdik çıkacak mıyız? Çıkmamız gerekir. Irak halkıyla ordumuz karşılaşmazsa, -ki en çok korktuğum budur-, ordumuzun sağduyu daveti de budur. Ordu ile Irak halkının karşılaşmaması.
Ya o söylediğiniz kaos politikası nedeniyle karşılaştırılmak isteniyorsa…
Yapmak isterlerse olabilir. Eğer bizi izole duruma getirmek istiyorlarsa, PKK orduyu Kuzey Irak'a çekmeye çalışmış, gerçekten provokasyon yapmıştır. Ben Kürdistan kurulma ihtimalini düşünmüyorum. Kapalı bir havzada Suriye, İran ve Türkiye ile çevrili bir Kürdistan olmaz.
Esas sorunu daha yaşamadı kuzey. Araplarla Kürtler arasında henüz bir şey yaşamadı. Kerkük'ün alındığı bir Kürdistan'ın kabul edileceğini mi düşünüyoruz. Yok böyle bir şey! Kimsenin huzuru kalmaz.
Ekonomik ambargonun bölgeye etkisi ne olur?
Ambargo olursa Irak'ta yaşayanlar ölür mü hayır, aç kalmazlar. Çünkü İran, Irak, Suriye sınırı açık. Paraları da var ama bizimle olan ilişki biterse onlar da zorlanır.
ELEKTRİĞİ KESMEK HOŞ OLMAZ
Bir özel sektör firmamız üretiyor. Sanki Irak'ın bütün elektriğini biz veriyormuşuz gibi davranılıyor. Yapmayın, Zaho'ya 270 megavatlık yardımı olan bir sistem. Erbil'de 1200 megavatlık santral kuruldu. Irak halkının Türkler elektriğimizi kesti demesi de hiç hoş olmaz. Ankara'da bunun için kesmiyor. Ama bir yandan da biraz ipin ucunu kaçırdık. Firma soruşturmaları, Irak firmaları şirket kurdu gibi tartışmalar. ABD'liye İngilize veriyorsun bu hakkı onlar kuramaz mı? Niye taş koymadın.
EŞİM VE KIZLARIM ÇOK ÜZÜNTÜLÜ
Eşim Reem, kızlarım Farah ve Yasmine çok üzüntülü. Saddam döneminde çifte vatandaşlık yoktu. Eşim sonra vatandaş oldu. 17 yıl vize problemleri yaşadık. Şimdi sürekli Arap kanalları açık. Çanaktan alıyorlar. Yazık bu topluma. Ailesi orada. Bağdat felaket. Ben bu kadar kaos olacağını düşünmüyordum ama yatırıma devam edeceğim. Mezopotamya içinde bir arazi almak istiyorum. En büyük üzüm tanelerini orada yedim. İleriki dönemde Irak'tan kopacak halimiz yok.
ERCÜMENT AKSOY KİMDİR
Ercüment Aksoy 1957 yılında Ankara'da doğdu. TED Ankara Koleji'ni bitirdikten sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdi. Çukurova Dış Ticaret'te başladığı iş hayatı 1987 yılında kendi işini kurmasıyla sürdü. Evli ve iki kızı var
Jale Özgentürk / Referans
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...