DTP’yi kapatmak: Hangisi devlet aklı?
Başbakan'ın "Kapatırsanız dağa çıkarlar" dediği, "İlk hedef silahların bırakılması" sözüyle sınır ötesi harekât öncesinde bir barışçı adım attığı günün hemen ertesinde DTP için Yargıtay Başsavcılığı tarafından kapatma davası geldi.
Şimdi n'olacak? Yorumlar DTP'nin, kendisini kapattırmak istediği yolunda idi. Uç şeyler yapılıyordu. PKK ile paralel görüntüler veriliyordu. Öcalan için "Kürt halkının önderi" ifadesi kullanılıyordu. Kürtçe kullanımının PKK'nın ürünü olduğu söyleniyordu. Partide radikaller öne çıkıyordu. Ateşe benzinle gidildiği izlenimi vardı. Bunlar kendisini kapattırmak ve Kürt etnik bilincini beslemek isteyen bir hareketin davranışları olabilirdi.
Çünkü DTP halktan kopuyor, PKK terörünün çıkmazı açık seçik ortaya çıkıyordu.
22 Temmuz dehşetli bir sinyaldi. DTP, zaten Kürt halkından sadece yüzde 25 oy alabiliyordu, 22 temmuz bu zeminin de aşınmakta olduğunu gösteriyordu. 2009 yerel seçimleri için Ak Parti'nin Diyarbakır'ı bile alabileceği ihtimali yüksekti. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir "Diyarbakır için savaşırız, bu kaleyi vermeyiz" türü kışkırtma dozu yüksek şeyler söylüyordu. Ortada 5 yıl sürecek bir Ak Parti iktidarı vardı, bu iktidarın yerel yönetimlerdeki hizmet kapasitesi biliniyordu. Bu hizmet standardı bölge yönetimlerine neden gelmesindi. Bunu bölge halkına anlatmak zor olmazdı ve bu, DTP için gerçek bir riskti. Öyleyse, etnik zeminde gerilim tırmandırılmalı, bölge halkının etnik duyguları kırbaçlanmalıydı. Hatta PKK'nın çılgınca devreye sokulan son eylemleri bile gerilimi tırmandırma ve Kuzey Irak'ta Kürtleri de içine alacak bir çatışma ile Türk - Kürt savaşı başlatma hesabı içine girme olarak değerlendiriliyordu. İşte tam bu noktada, sınır ötesi operasyonlar için tetiğe basılması beklenirken Başbakan, silahlar bırakılırsa sanki bazı adımlar atılabileceği ihtimalini akla getiren bir çıkış yaptı. Ardından her şeyin siyaset zemininde konuşulabilir olması gerektiğinin altını çizdi.
Mehmet Ağar'ın "Ovada siyaset" söylemi tepki çekmişti, ama Başbakan'ın "siyasi zeminde kalsınlar - kapatılırlarsa - dokunulmazlıkları kaldırılırsa dağa çıkarlar" söylemi, devlet adına farklı bir hamle ihtimalini akla getirdi. Bir yandan terörle mücadele devam ediyordu, acaba öte yandan "örgütü çözme" yolunda bir hamle mi söz konusu olmaktaydı? Yargıtay Başsavcılığı'nın harekete geçmesinden önce DTP camiası "Partimiz kapatılırsa B planımız hazır" açıklamasını yapmıştı bile. DEP, HEP, HADEP diye gidiyordu partiler silsilesi...
DTP'den sonra ne geleceği de tahmin edilebilirdi. Yargıtay Başsavcılığının kapatma davası, bütün bunların iç içe girdiği bir zamanlamada geldi. Bu durumda devlet ne yapmış olmakta? Tabii ki Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesi var. Yani yargı ile yürütme ayrı ayrı erkler. Yargının inisiyatifinin hükümetten bağımsız olması tabii.
Gelinen son noktada kapatma davası, terörle mücadelenin bir devamı mı olmakta, yoksa terörle mücadelede karşıt cepheyi çözme yolunda devreye sokulmak istenen bir hamleyi boşa mı çıkarmakta? Görünen şu:
Yargı, hükümetten bağımsız olarak bir inisiyatif kullanmıştır. Bu inisiyatifin hükümetle paralel olmadığı da anlaşılmaktadır.
Acaba Başbakan'ın bu gelişmeden, kendi hamlesini yapmadan önce haberi var mıydı? Bu soru sorulacaktır. Cevabı: Haberi yoktu, olabilir. Haberi vardı, önlemek için çıkış yaptı, olabilir. Haberi vardı, peşinen kapatılmaya karşı çıkarak, bölge insanı nezdinde hiç olmazsa kendi prestijini korumuş oldu, olabilir.
Ben, biraz işin, terörle mücadele gibi bir konuda "devlet aklı" nın derlenip toparlanamaması ile ilgilenmenin de gerekli olduğunu düşünürüm. Terörle mücadelede Başbakan ile yargının çok farklı noktalara savrulması bir sağlık alameti midir? Doğrusu çok çok düşünmeye değer.
Ahmet Taşgetiren - Bugün
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...