Geleneksel Gazeteciler Günü Kutlanacak  

 Türkiye’nin en büyük gazetecilik meslek örgütü olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 21 yıldır verdiği Basın Özgürlüğü Ödülleri’ni bu yıl kazananlar belirlendi. Kişi dalında 2010 Basın Özgürlüğü Ödülleri’ni Sedat Ergin, ayrıca hapis cezası tehdidi altında olan ve cezaevinde bulunan gazeteciler adına İrfan Aktan, İsmail Saymaz ve Vedat Kurşun aldı. Kurum dalında ise ödülü kazanan Bağımsız İletişim Ağı (BİANET) oldu.

2010 Basın Özgürlüğü Ödülleri sahiplerine, Dolmabahçe Sarayı Hasbahçe’de düzenlenecek olan  24 Temmuz Geleneksel Gazeteciler Günü’nde verilecek. Törene her yıl  medya, siyaset, ekonomi ve üniversite dünyasının önde gelenleri katılıyor. Ayrıca törende son bir yıl içinde sürekli basın kartı taşımaya hak kazanan 84 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesine anı plaketleri takdim edilecek.
 

 Büyük Seçici Kurul 7 Temmuz’da toplandı

2010 Basın Özgürlüğü Ödülleri Büyük Seçici Kurulu’na, bu yıl Radikal Gazetesi yazarı Altan Öymen, Türkiye Barolar Birliği’nden Teoman Ergül, Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan Başkan Ercan İpekçi, Türkiye Yayıncılar Birliği’nden Çetin Tüzüner, İletişim ve Araştırmaları Derneği’nden Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu, Galatasaray Üniversitesi’nden İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Dekan Prof. Dr. Peyami Çelikcan,  İletişim Mezunları Derneği’nden Yrd. Doç. Dr. Esra Arsan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden Önceki Dönem Başkanı Nail Güreli, Başkan Vekili Turgay Olcayto ve Genel Sekreter Sibel Güneş katıldı.

7 Temmuz  2010 Çarşamba günü saat 14.30’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Merkezinde  toplanan Büyük Seçici Kurul, Başkanlığa Altan Öymen’i, raportörlüğe Sibel Güneş’i oybirliği ile seçti. Daha sonra adayların değerlendirilmesine geçildi. Büyük Seçici Kurul değerlendirme sonrasında 2010 Basın Özgürlüğü Ödülü’nün verilmesini aşağıdaki gerekçelerle kararlaştırdı. 

“1- KİŞİ: Meslek hayatı boyunca olduğu gibi son 1 yıl içinde basın özgürlüğünün korunması konusundaki çalışmalara katkıları nedeniyle Hürriyet Gazetesi yazarı Sedat Ergin’e oy çokluğuyla 2010 Basın Özgürlüğü Ödülü verilmesine, ayrıca halkı bilgilendirme amacıyla yaptıkları haberler nedeniyle hapis cezası  tehdidi altında olan ve cezaevinde bulunan gazeteciler adına İrfan Aktan,  İsmail Saymaz ve Vedat Kurşun’a oy birliğiyle 2010 Basın Özgürlüğü Ödülü  verilmesine karar verildi.  

2 - KURUM: Türkiye’de alternatif ve hak odaklı gazetecilik alanında yapmış olduğu çalışmalar ile demokrasinin gelişimi, bilgi edinme hakkı ve yurttaşlık bilincinin yerleşmesi konusundaki emekleri için Bağımsız İletişim Ağı BİANET 2010 Basın Özgürlüğü Kurum Ödülü’ne layık görüldü”. 

Hapis cezası tehdidi altında ve cezaevinde bulunan gazeteciler adına Basın Özgürlüğü Ödülü'nü kazanan gazeteciler 

Vedat Kurşun:1976 Mardin doğumlu. 9 yıldır gazetecilik yapıyor. Azadiye Welat Gazetesi’nde yazdığı yazılarda terör örgütü propangadası yaptığı gerekçesiyle hakkında 169 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Vedat Kurşun halen Diyarbakır D tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor.

İrfan Aktan: 1981 Yüksekova doğumlu. AÜ İletişim Fakültesi mezunu. Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayınlandı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Express dergisinde yayımlanan "Bölgede ve Kandil'de Hava durumu/Mücadele Olmazsa Çözüm Olmaz" başlıklı yazısı nedeniyle gazeteci İrfan Aktan'ı 1 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum etti. 

İsmail Saymaz:  Rize 1980 doğumlu. MÜ İletişim Fakültesi mezunu. Radikal Gazetesi’nde muhabir. İnsan hakkı ihlalleri, düşünce ve ifade hürriyeti üzerine haberler yapıyor. Erzincan Davası’nı konu alan ‘Postmodern Cihad / Tarikat-Siyaset-Adalet Üçgeninde Erzincan Davası’ adlı bir kitabı var. Halen beşi Erzincan Davası hakkında olmak üzere yedi ayrı haberine açılan sekiz farklı davada, ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gizliliği ihlal’ suçlaması ile  58 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.

Basın Özgürlü Ödülü’nü kazananlar duygularını TGC Bizim Gazete’ye verdikleri röportajda dile getirdi 

Sedat Ergin: Gazeteciliğin kalbidir basın özgürlüğü

“Bu yıl, gazetecilikte 35’inci yılımı geride bırakıyorum. Bu açıdan meslekteki 35’inci yıldönümümü taçlandıran bir ödül oldu. Bu ödül, Türkiye’de görev yapan bir gazeteci için ulaşılabilecek en yüksek mertebe diyelim. Bir haberinizden ya da yazı dizinizden dolayı ödül almakla, basın özgürlüğüne katkılarınızdan dolayı ödül almak arasında biraz fark var. İkincisinin manevi hazzı kuşkusuz çok daha büyük. Bu, beni basın özgürlüğü alanında bundan sonra daha kuvvetli bir şekilde çalışmaya, mücadele vermeye itecek. “

BİANET adına Erol Önderoğlu: Haklar için habercilik, haberciler için özgürlük

“10 yıllık süre zarfında beş ödül aldık. Uzun bir aradan sonra ödülün TGC’den gelmiş olması bizim için çok önemli. Ayrıca, Bianet’in de etkili olabildiğini gösteren, bizlere de umut aşılayan bir ödül. Ülke gündeminde meslek heyecanını azaltan taraflar yok değil. Bu gibi ödüllerle biraz öne çıkarılıp, takdir edilmek güzel ve keyifli! Bunu kendi camianızın yapması ve bizi onurlandırması, burada çalışan herkesin işini iyi yaptığının göstergesi. Taktir ettiğimiz kısım TGC’nin hapislerde çürüyen gazetecileri ödülle görünür kılmasıdır. “
 

Vedat Kurşun: Manevi yönden moral oldu 

“Ödülün 24 Temmuz Gazeteciler Günü’nde verilmesi, ödülün anlamını ve amacını açık bir şekilde ortaya koyuyor. TGC’nin bu senemi ödülü benimle birlikte değerli meslektaşlarım İrfan Aktan ve İsmail Saymaz’a vermesi beni sevindirdiğini ve manevi yönden de moral olduğunu söylemek istiyorum. Bana verilen cezalar ve yapılan hukuksuz yargılamalar benim devlete ve hukuka olan güvenimin sarsılmasına neden oldu. Ama sizin bu davranışınız, yani beni bu ödüle layık görmeniz beni bu kararımı tekrar gözden geçirmeme neden olduğunu söyleyebilirim.”

İrfan Aktan: Omzuma büyük bir yük bindi

“Ödül haberini aldığımda aklıma ilk gelen şey acaba Vedat Kurşun nasıl haberdar olacak ya da kaç gün sonra öğrenecek ödül aldığını. Çok klişe olacak ama bu gün hapishanede gazetecilerin olması Türkiye’nin ayıbıdır, yüz karasıdır. Bu nedenle Türkiye’deki gazeteci örgütlerinin bu meseleyi yalnızca ödüller vesilesiyle değil her an, her gün her vesileyle hatırlatması, onları unutmaması ve onların arkasında olduğunu göstermesi lazım. TGC’nin bunu dikkate alması gerçekten önemli ve hiç yabana atılacak bir destek değil. Hapis tehdidi altında olan gazeteciler adına bu ödülü almış olmaktan hem üzüntü duydum hem de omzuma büyük bir yük bindi.”
 

İsmail Saymaz: Ödülün çok büyük anlamı var

İsmail Saymaz: TGC’nin 1989 yılından bu yana ödül verdiği isimlere baktım. O dönemde hak savunuculuğu anlamında ciddi bir duruşu olan Nazlı Ilıcak’la başlıyor ödüller. Uğur Mumcu, Hırant Dink, Ragıp Zarakolu gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda kuruma ödül verilmiş.  21 yılın özeti: Değişik siyasi görüşlerden ve aidiyetlerden insanların mağdur edildiğinin fotoğrafını önümüze koyuyor. En azından bakmasını, görmesini bilene esaslı bir malzeme sunuyor. Gazeteciler yan yana geldiklerinde anlaşamayacak insanların sözlerinin kamusal alan savunucuları olabilmelidirler. Bunun bir güvencesi olarak bu ödülün çok büyük anlamı var

Cumhuriyet