E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

ERDOĞAN’IN 1 MAYIS’TA YAPTIĞI 10 HATA! 

"1 Mayıs günü İstanbul’da yaşanan tatsızlıkların bir numaralı sorumlusunun Başbakan Erdoğan olduğunu düşünüyorum. Peki Erdoğan neden böyle vahim bir hata yaptı?" Ruşen Çakır yazdı...

4.05.2008 - 12:40
ERDOĞAN’IN 1 MAYIS’TA YAPTIĞI 10 HATA!

Ruşen Çakır / Vatan

Vali Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın katkılarını akılda tutmakla birlikte 1 Mayıs günü İstanbul’da yaşanan tatsızlıkların bir numaralı sorumlusunun Başbakan Erdoğan olduğunu düşünüyorum. Peki Erdoğan neden böyle vahim bir hata yaptı? Açıklamaya çalışmak istiyorum:

1 Erdoğan iyice bunalmış durumda

Kapatma davası açıldığından beri Erdoğan ve kurmayları çıkış yolu/yolları bulabilmek için uğraşıyorlar. Ancak bir türlü somut, uygulanabilir ve çözüm üretebilecek bir formül bulabilmiş değiller. Bu nedenle çok daha kolay ve etkili hatalar yapabiliyorlar.

2 Erdoğan olayın ciddiyetini kavramadı

Başbakan “Ayaklar baş olursa...” sözünün doğurduğu yoğun tepki üzerine birazcık kafa yormuş olsa 1 Mayıs’ın ne kadar ciddi bir konu olduğunu kavrayabilir ve doğabilecek sorunları öngörebilirdi. Kuru bir yazılı açıklamayla yetinmiş olması işin vahametini anlamadığını gösterdi.

3 Sendikalar arası farklılıkları kullanmanın yeteceğini sandı

Hak-İş’in baştan çark etmesi ve Türk-İş’in sonradan yan çizeceğinin belli olması Başbakan’a aşırı bir güven verdi. DİSK ve KESK’in tek başlarına bir şey yapamayacağını sandı.

4 Solun gücünü küçümsedi

DİSK ve KESK’ten çekinmeyen Başbakan, solu da ciddi bir siyasal ve toplumsal aktör olarak görmedi. Çünkü Erdoğan “duvarlarla birlikte sol da yıkıldı” diye düşünenler arasında yer alıyor. Üstelik, her ne kadar İslamcı hareketten gelse ve solun birçok yöntem ve argümanını kullansa da, genlerinde sağcılık var. Buna bağlı olarak sol, işçi hareketi vb. söz konusu olduğu zaman Soğuk Savaş refleksleriyle hareket ediyor.

5 1 Mayıs ve Taksim’in önemini anlayamadı

Sola küçümseyerek ve sağcı bir perspektiften baktığı için ne 1 Mayıs’a, ne de onu Taksim Meydanı’nda kutlamaya atfedilen sembolik önemi anlamadı. “Biz bile parti olarak Taksim’i istemiyoruz” gibi bir gerekçeye başvuruyor olması bunun basit bir kanıtıdır. Taksim’i vermeme inadının, “derin devlet” ile mücadele ettiği iddiasına güçlü bir şekilde gölge düşürmüş olduğunu da göremedi.

6 Yakın çevresine kulak asmadı

Bilidiğim kadarıyla İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Çalışma Bakanı Faruk Çelik başta olmak üzere çok sayıda bakan, milletvekili ve parti yöneticisi Taksim’in verilmesine sıcak baktılar. Hatta bazıları kendi aralarında “biz de katılalım” bile diyebildi. Ama AKP’nin “tek adamı” olan Başbakan bu yaklaşımlara itibar etmedi, hatta ısrar edenleri azarladı.

7 DİSK ve KESK’e şüpheyle baktı

AKP çevrelerinde savayla birlikte herkese “ya bizimlesin, ya darbeci” bakma yaklaşımı Başbakan’a da sirayet etmişe benziyor. DİSK ve KESK’in dertlerinin üzüm yemek değil bağcı dövmek olduğundan ve onların ısrarının ardında bazı siyasi hesapların bulunmasından kuşkulandı.

8 İstihbaratlara fazla güvendi

1977’deki kanlı 1 Mayıs’tan beri devlet her sene “provokasyon ihbarı” bahanesiyle başta Taksim olmak üzere bir dizi yasak getirir. Bu sene de Erdoğan’a bir dizi “sağlam” istihbarat verildiği anlaşılıyor. Halbuki önemli olan ham istihbarat değil analizdir. Başbakan solun, sendikaların vs. durumunu iyi bilen bazı uzmanlara güvenilir analizler sipariş etseydi, önüne serilmiş olan telefon ve ortam dinleme kayıtlarının, ajan bilgilerinin anlamsız olduklarını kestirebilirdi.

9 Mülki amirlere ve güvenlik güçlerine “orantısız” ölçüde güvendi

Başbakan, eğer Vali Güler’in ilk basın toplantısını izlemiş ve buna rağmen onu yakın kontrole almamışsa hataların en büyüğünü yapmış demektir. Çünkü Güler, AB kapısındaki bir Türkiye’nin değil de askeri rejimle yönetilen bir ülkenin valisi gibi vatandaşı korkutup gerilimi tırmandırmaktan başka bir şey yapmadı. Buna bağlı olarak, temel hak ve özgürlüklere ne derece saygılı oldukları konusunda derin kuşkular bulunan polis şefleri ve memurları öyle gaddarca davrandılar ki Hürriyet Gazetesi bile “polis devleti” manşeti atabildi.

10 Erdoğan sendikacıların otoritesini tehdit ettiğini sandı

Erdoğan ve arkadaşlarının, 28 Şubat süreciyle birlikte o ana kadar “beşeri ideoloji” olarak gördükleri demokrasiyi savunmaya başladıklarını yazıp çizen biriyim. Ama her defasında istemenin tek başına demokrat olmaya yetmediğini de vurguluyorum. 1 Mayıs sürecinde Başbakan’ın demokrasiyi tam olarak sindiremediğini ve onun usul ve yöntemlerini tam olarak kavrayamamış olduğunu gördük. Başbakan, daha önce de örneklerini gördüğümüz gibi her eleştiriyi, itirazı ve hak talebini kendine karşı bir komplo olarak görüyor. Erdoğan’ın “Bir başbakandan böyle şeyler istenmez” anlamına gelecek sözler sarf ettiğini duyduk. Yanılıyor, demokrasilerde bir başbakandan her şey istenir ve o başbakan bunların hepsini dinlemek, ciddiye almak, incelemek ve yerine getirmenin şartlarını zorlamak zorundadır. Bir başbakanın bir talebi yerine getirmesi için onu benimsemesi asla gerekmez. Yani hayatında hiç 1 Mayıs’a gitmemiş ve gitmeyecek olması, Erdoğan’a 1 Mayıs’la ilgili talepleri geçiştirme hakkı vermez. Aksi takdirde “sadece kendine demokrat” damgasını yer ki sonuçta böyle oldu.

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kızılay Başkanı Küçükali Turktime'a Konuştu: Veli Küçük'ün Kızılay’dan İhale Aldığını Sizden Öğrendim!
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali'den Turktime'a çarpıcı açıklamalar: ...
Türköne Konuşuyor: Eşimle Aram Kötü Olursa, Ak Parti'ye Muhalefet Ediyorum… MİT İşe Yaramaz, İlhan Selçuk Faşist, Çatlı Arkadaşımdı... Türkeş Bana Komünist Derdi…
Zaman’dan başka gazetede yazmam… Çok yakında medya savaşı çıkacak… Milliyetçilik ...
Cem Uzan Turktime'a Konuştu: Beni Kesebilirsin, Öldüerbilirsin ama Bana İnananlara İhanet Ettiremezsin!!!
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan Türk Basınında evinin kapılarını ilk ...
 
MENDERES TURKTİME'A KONUŞTU! : “AĞAR, DEMOKRASİNİN YANINDAN BİLE GEÇMEMİŞTİR!”
Sağ siyasetin patent sahibi ve DP’nin biyolojik ve siyasi varisi Aydın ...
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
 
YUH!
Muğla Milas'ta babası tarafından hastaneye getirilen 8 yaşındaki çocukta ...
TOKİ'den İstanbul'a 60 Bin Konut
Kent yenileme çalışmalarını hızlandıran TOKİ İstanbul'da konut sıkıntısını ...
Gönültaş'ın Hoşlanmadığı Üç Türk!
'Bu tip adamlardan ve kadınlardan pek hoşlanmıyorum' diyen Nuh Gönültaş, ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Kasımpaşa
Ak Parti
TCMB
Mersin İdmanyurdu
Vedat İnceefe
konuk oyuncu
Bütçe
Ahmet Kaya
Elif Erbakan