Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in resmi davetlisi olarak özel uçak ''ANA'' ile saat 13.40'da Almanya'ya gitti. Başbakan Erdoğan'ı, Esenboğa Havalimanı'nda Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile diğer ilgililer uğurladı. Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu da Almanya'ya gitti.
ERDOĞAN: -'LUDWIGSHAFEN'DEKİ YANGIN TÜM BOYUTLARIYLA AÇIĞA ÇIKMALI
Başbakan Erdoğan, Almanya'nın Ludwigshafen kentinde 9 Türk'ün öldüğü yangının tüm boyutlarıyla açığa çıkması, saldırı, kundaklama, sabotaj gibi bir durum söz konusuysa bunun aydınlatılması için ilk andan itibaren Alman makamlarıyla temasta olduklarını belirterek, ''Bunun neticelendirilmesi, toplumumuzun bu konuda doyurucu bilgilerle teskin edilmesi şarttır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Almanya'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. Ziyareti sırasında Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin yanı sıra Avrupa Birliği katılım süreci ve bölgesel konuları ele alma fırsatı olacağını belirten Erdoğan, Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarının sorunlarının da gündemde özel bir yer tuttuğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan, hafta başında Ludwigshafen kentinde meydana gelen yangın faciasının derin bir üzüntü yarattığını ifade ederek, olayın ardından Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu'nun 4 kişilik bir heyetle birlikte Almanya'ya gönderildiğini hatırlattı. Erdoğan, heyetin bu konuları araştırmaya yönelik olarak Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından belirlendiğine kaydetti.
Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bugün de bizim ilk hedefimiz Frankfurt. Frankfurt'ta yangın bölgesine gitmek suretiyle buradaki incelemelerin neticesini ilgililerden alacağız. Onlardan bu konuya yönelik edindiğimiz bilgilerle süreci takip edeceğiz. Olayın tüm boyutlarıyla açığa çıkması, eğer bir saldırı, kundaklama, sabotaj gibi bir durum söz konusuysa bunun aydınlatılması yönünde ilk andan itibaren zaten Alman makamlarıyla temastayız. Bunun da neticelendirilmesi, toplumumuzun bu konuda doyurucu bilgilerle teskin edilmesi şarttır. Bu zor zamanlarında vatandaşlarımızla kucaklaşıp, acılarını paylaşma başsağlığı dileme noktasında bu seyahatimiz aynı zamanda bir fırsat oldu. Bir yandan, Almanya vatandaşlarımıza özellikle entegrasyon yönünde telkinlerde bulunurken, bir yandan da bu tür tedirgin edici, kaygı verici gelişmeler yaşanması bizleri üzmektedir. Bunu yarın Sayın Şansölye ile de ayrıca görüşeceğiz.''
Almanya'da vatandaşlarla, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve dernek yöneticileri ile bir araya gelerek sorunlarını dinleyeceklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, yarın gerçekleştirecekleri toplantının da özellikle AB ile müzakere sürecine yönelik olarak önem taşıdığını vurguladı. Erdoğan, ''Bildiğiniz gibi bir önce dönemde Almanya'nın dönem başkanlığı ile bazı fasılları açmak ve bu dönemde de yine bu fasılların açılması sürecinin devam etmesi ardından Fransa'nın dönem başkanlığı geliyor. Fransa'nın dönem başkanlığına ne gibi dayanışma içerisinde ön hazırlıklar yapabileceğimizi görüşme fırsatımız olacak'' diye konuştu.
Ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerin, dostluk ve işbirliğinin geliştirilmesine katkı vereceğine inandığını belirten Erdoğan, son yıllarda Türkiye'ye gelen yabancı turistler arasında Almanların ilk sırada yer aldığını, ticaret hacmi açısından da bu ülkenin ilk sırada bulunduğunu vurgulayarak, bunları artırma gayreti içinde olacaklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, 9 Şubat Cumartesi günü TBMM'de anayasa değişikliği ile ilgili 2. tur oylamadan sonra, bazı bakan ve milletvekillerinin de kendisine eşlik etmek üzere Almanya'ya geleceklerini belirtti.
Açıklamasının sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, türban düzenlemesine tepki gösteren Üniversitelerarası Kurul ve Barolar Birliği'nin tüm akademisyenler ve yargı mensuplarını temsil etmediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, "Ne Üniversitelerarası Kurul tüm öğretim üyelerini, ne de Barolar Birliği tüm avukatları temsil ediyor. Kimsenin iradesine, kimse ipotek koyamaz" dedi.
Millet adına konuşma yetkisinin parlamentoda olduğunu belirten Erdoğan, bu kurumların kendi adlarına konuştuğunu, kendilerinin de buna saygılı olduğunu söyledi.
Erdoğan, YÖK Kanunu'nun ek 17'nci maddesinde yapılacak diğer düzenleme konusunda ise önerilere açık olduklarının altını çizdi.
Başbakan, dün türbanla ilgili Anayasa değişikliği için Meclis Genel Kurulu'nda yapılan birinci tur oylamaya atfen, "Daha geniş bir mutabakatla olmasını arzu ederdik" dedi.
Toplumsal mutabakatın büyük ölçüde sağlandığını belirten Erdoğan, "Ama parlamentodaki siyasi partiler arasında ne yazık ki bu konuda geçen dönem arzu ettiğimiz mutabakatı sağlayamadık. Bu dönem yüzde 70 civarı mutabakat söz konusu" diye konuştu.
Yaptıkları düzenlemenin "milletin beklentisi" olduğunu kaydeden Başbakan, kendilerine "süreci durdurun" çağrısı yapan DSP'ye, kendilerinin de "mutabakatın içinde yer al" çağrısında bulunduğunu belirtti.
Başbakan, söz konusu düzenlemelerin ekonomiye ters bir etkisi olacağı yönündeki eleştirilere de katılmadığını vurguladı.
Erdoğan, üniversitelerde af konusunda ise, "Af YÖK'ün işi" değerlendirmesini yaptı.
CNNTURK
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...