İçme ve kullanma suyunda meydana gelen azalma büyük şehirlerimizde ve özellikle de Ankara’da halk sağlığını ve yaşamını tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır.
Su sorununu çözmesi gereken DSİ ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin birbiri ile çelişkili rapor ve açıklamaları sorunu daha karmaşık hale getirmektedir. Bu çerçevede, Ankara’da yaşanan su sorununa ilişkin birçok bilgi ve belge ile sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki uyarıları basın organlarına yansımış, bu belge ve bilgiler ışığında halkımızın kafasında yeni soru işaretleri oluşmuştur. Basın ve kamuoyunun bilgisine yansıyan iddiaların bazıları şöyledir:
DSİ’nin yaptığı uyarılara karşın en son 1996 yılında hazırlanan ve 2002 yılında revize edilmiş planlarda öngörülen “Gerede Sistemi”nin, su sorununun öncelikli sorun olarak görülmediği gerekçesi ile 2004 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından engellendiği,
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının 3.8.2007 tarihinde Anadolu Ajansında yer alan açıklamasında “Gerede Projesi için DSİ müsaade etmediği için ASKİ yatırım yapamıyor” demesine karşın 5 Haziran 2002 tarihinde Hazine, ASKİ ve DSİ yetkililerinin bu proje için aralarında protokol imzaladıkları,
Devlet Raporlarında, pahalı olduğu ve suyun kirli olmasından dolayı yeni arıtma tesisi ihtiyacı içermesi nedeniyle, ancak 2030’lu yıllar için öngörülen Kızılırmak Suyu Projesinin tercih edilmesinde hiçbir kamu yararının bulunmadığı,
DSİ Genel Müdürlüğü’nün “Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik Araştırması” adlı bir raporu bulunduğu ve raporda Kızılırmak suyunun kirli olduğu için içme ve kullanma suyu olarak kullanılamayacağı ve suyun kalitesinin mevcut İvedik Arıtma Tesisi ile düzeltilmesinin olanaksız olduğu,
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın su sorununu 2007 yılının kurak geçmesi gerekçesine dayandırdığı, ancak Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Türkiye Geneli İçin 2007 Kuraklık Değerlendirmesi” başlıklı çalışmada en son 2001 yılında olmak üzere benzer kuraklık dönemlerinin daha önce de görülmesine karşın Ankara’da su sorunu yaşanmadığı,
ASKİ’nin kuruluş amacı dışında yatırımlara yönelmesi nedeniyle su sorununu çözecek projelere kaynak aktarılmadığı,
Bu çerçevede;
1. “Derelerin kurumasının müsebbibi belediye başkanları mıdır, AKP midir?” dediğinize ilişkin bilgiler basına yansıdı. Su probleminin sebebi sadece kuraklıkla açıklanabilir mi? Önlem almayan belediyelerin bir sorumluluğu yok mu? Ankara için 2001 yılı dahil benzer kuraklık dönemleri yaşandığı söyleniyor, bu doğru mudur? Eğer doğru ise, o dönemlerde su sorunu yaşanmazken, şimdi bir susuzluk problemi yaşanmasının nedeni nedir?
2. Gerede Sistemi ve Kızılırmak suyunun getirilmesine ilişkin projelerin tamamlanma sürelerine ve maliyetine ilişkin veriler nelerdir?
3. DSİ tarafından hazırlandığı söylenen ve Kızılırmak suyunun kirli olduğu için içme ve kullanma suyu olarak kullanılmaması gerektiği sonucunun yer aldığı belirtilen “Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik Araştırması” diye bir rapor var mıdır? Bu doğru ise, Kızılırmak Suyunun kirliliğinin araştırıldığı başkaca bir çalışma yapılmış mıdır? Eğer yapıldı ise, bu çalışma hangi kamu birimi tarafından yapılmış ve sonuçları ne olmuştur? Böyle bir çalışma yapılmadı ise, zehirli suların halk sağlığı açısından yaratacağı sakıncaların giderilmesi için hangi önlemlerin alınması düşünülmektedir?
4. İvedik Arıtma Tesislerinin hem fiziki konumu açısından hem de teknolojik açıdan Kızılırmak suyunun kalitesini düzeltmesinin olanaksız olduğu iddiaları doğru mudur? Eğer doğru değil ise, İvedik Arıtma Tesisinin Kızılırmak suyunu uygun hale dönüştürebileceğine ilişkin yapılmış olan herhangi bir bilimsel çalışma var mıdır? Var ise, bu çalışma hangi birimler tarafından yapılmış ve sonuçları ne olmuştur?
5. Aralarında Ankara Tabip Odası, Ankaram Platformu, DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, İnşaat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve KESK Ankara Şubeler Platformu temsilcileri ile Kimya Mühendisleri Odası temsilcisinin bulunduğu sivil toplum kuruluşları, 30 Temmuz 2007 tarihinde düzenledikleri basın toplantısında, Kızılırmak nehrinden su taşıma projesinin Ankaralıları uzun vadede zehirleyeceğini ve radyasyon etkisi yaratacağını söylemişlerdir.
Ayrıca bu sivil toplum kuruluşlarımız Kızılırmak’ın sülfat ve nitrit miktarını arıtacak bir teknolojinin henüz dünyada olmadığını belirtmiştir. Ağır metalleri yok edecek böyle bir arıtma tesisi teknolojisinin olmadığına ilişkin bu iddialar doğru mudur? Eğer doğru değil ise, bu teknolojinin maliyeti ve Ankara’da kullanıma sokulmasına ilişkin yatırım süresi nedir?
6. Tüketiciyi Koruma Derneği tarafından 25 Haziran 2007 tarihinde yapılan açıklamada, ASKİ’nin kuruluş amaçlarıyla bağdaşmayan köprü ve kavşak gibi yatırımlara 350 milyon dolar harcama yaptığı belirtilmektedir. Melih Gökçek’in belediye başkanlığı döneminde ASKİ kuruluş amaçlarıyla bağdaşmayan hangi yatırımlara ne kadar kaynak aktarılmıştır?
7. Son on yılda, yıllar itibariyle su dağıtım şebekesinden kaynaklanan su kaybı miktar ve oran olarak nedir? Son on yılda yenilenen su şebekesine ilişkin veriler yıllar itibariyle nedir? Su şebekesinin zamanında yenilenmemesinden dolayı yüzde 50 su kaybı yaşandığına ilişkin iddialar doğru mudur?
8. Suyla ilgili kamu otoritelerinin raporlarının gereğini yerine getirmeyerek görevini ihmal eden, ASKİ’yi kuruluş amacı dışındaki yatırımlara yönlendirerek görevini kötüye kullanan ve bu tutumu ile Ankara halkının sağlık ve yaşamını tehdit eden bir ortam oluşmasına neden olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında herhangi bir işlem yapılması düşünülmekte midir? gercekgündem.com
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...