Hem modacılar hem emekliler hem de kendini göstermek isteyen mankenler ücretsiz girilen gösterilerde rüzgar gibi esiyor.
Santral İstanbul'un bahçesinde birbirinden güzel zarif modeller, hepsi birer trend-ikon olan genç tasarımcılar, moda yazarları, tekstilciler, şıklık yarışında moda takipçileri ve emekliler ikincisi düzenlenen İstanbul Fashion Week'i heyecanla takip ediyor.
Defileler iki salonda düzenlenleniyor, her saat başı bir defile takipçilerin beğenisine sunuluyor. İkinci gününde ilgi ilk güne göre biraz azalmış olsa da Santralİstanbul'da moda rüzgarı son kuvvetiyle esiyor. Sahne arkasındaki heyecanı görüntülemek üzere içeriye girdiğimizde, stilistler kuaförler, makyözler ve modeller az sonra çıkacakları defileye hazırlanıyor, bu sırada modeller 'light mönü'lerden oluşan atıştırmalıklarını yiyor.
Model Didem Soydan'la makyajı yapılırken konuşuyoruz. Üç defileye çıktığını söylüyor, buna rağmen Fashion Week heyecanının tüm yorgunluğunu aldığını belirtiyor: “Provalar, makyaj, saç olabildiğince kısa sürede bitirip podyuma çıkıyoruz. Severek yaptığımız için her ne kadar stresli de olsa zaman güzel geçiyor.”
Japonya'dan gelen Seni Shimbun gazetesi moda muhabiri Junko Sato'yu kuliste genç tasarımcılarla konuşurken görüyoruz. İstanbul Moda Haftası'nın Milano ya da New York Moda Haftası seviyesine ulaşması için çok çaba gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. 72 yaşındaki emekli Orhan Baran defile öncesi bekleme salonunda dikkatimizi çekiyor. Evde boş vakitlerinde Fashion TV'yi izlemeyi çok sevdiğini söyleyen Baran heyecanını gizlemiyor: “2010 Kültür Başkenti'nde kahvehanede vakit geçirmektense, defile izlemek daha güzel.”
MALATYA'DAN JAPONYA'YA...
Moda gösterisinde her kesimden izleyici vardı.. Japon gazeteci Junko Sato ve “Fashion TV'dekilerini canlı görmek istiyorum” diyen emekli Orhan Amca (sağda) gibi...