Bu Fotoğraf Delil Sayılmadı 

Danıştay saldırganı Alparslan Arslan olduğu iddia edilen şahısla emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ü yan yana gösteren ‘tartışmalı’ fotoğraf iddianamede delil olmadı.

 Bu fotoğraf, 2005’te İsveç’te düzenlenen ‘Dünya Azerbaycanlılar Kongresi’nde çekilmiştii. Fotoğrafın basında çıkmasanın ardından bir açıklama yapan Küçük o kongreye katıldığını ancak Arslan’ı tanımadığını söyledi. Aydınlık dergisiyse Küçük’ün yanındaki kişinin Arslan değil, ‘Mehmet’ adlı bir Azeri olduğunu yazdı. Tartışmalı fotoğraf, Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz tarafından dosyaya konuldu. Ancak bu fotoğraftan iddianamenin Danıştay saldırısıyla ilgili bölümünde delil olarak söz edilmedi.


‘Teziç saldırganında Kuvva kartı çıktı’
2 bin 455 sayfalık Ergenekon iddianamesinin satır aralarında Türkiye’nin yakın tarihinde yaşananlara ilişkin çok sayıda iddia var.

Küçük’ten Azerbaycan’a silah: Prof. Dr. Emin Gürses, emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün bir ara Azerbaycan ordusuna para topladığını ve bu amaçla mafya aracılığıyla akrabalarından 7 milyon dolar istediğini iddia etti. Gürses’le N.Ç. arasında 22 Ocak 2008’deki telefon görüşmesinde ilginç bilgiler yer alıyor: “Çelenk: Veli paşa pisliğin teki. Bunlar devletin kimliğini kullanıp parasal işlere giren tipler. Gürses: Ya bizimkilerden bile rüşvet istemişler armatörlerden ya. Veli paşa işin içindeydi. Yedi milyon dolar istediler. Veli paşayla konuşayım, dedim ki genel kurmay başkanına mı söyleyeyim. O zaman genel kurmay başkanı Kıvrıkoğlu, yoksa dedim siz mi halledersiniz. Bir haftada çözdü.” Gürses, savcılık sorgusunda bu görüşmeyi doğruladı. Küçük’ün değişik şekillerde para toplayıp Azerbaycan ordusunun toparlanması için gönderdiğini belirterek, şu bilgeleri verdi: “Tersanecilik yapan yeğenlerim var. Sami Hoştan ve Berber Yaşar denilen şahıs, Kilisli bir işadamı adına bu parayı istemiş. Bunu Veli paşaya söyleyince birden sinirlendi, bir daha adamları yeğenlerimi aramadı.” Tuncay Güney de Küçük’ün Karadeniz üzerinden Azerbaycan eski Devlet Başkanı Ebulfeyz Elçibey’e silah gönderdiğini iddia ediyor.

Teziç saldırganında çıkan kart: Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’e yönelik 25 Nisan 2007’de YÖK merkez binası önüne gelip silahla ateş eden Nurullah İlgün’ün de üzerinden Kuvayi Milliye Derneği kartı çıktı. Danıştay saldırganı avukat Alparslan Arslan’dan Ulusal Haber adlı gazetenin tanıtım kartı ve VKGB’den Nihat Gürkan’ın kartviziti çıkmıştı.

Karadağ’a Kürtleri şikâyet: Emekli Kıdemli Albay Mehmet Fikri Karadağ’ın başkanı olduğu Kuvayi Milliye Derneği 1919’un Kürtlere yönelik ırkçı tutumu o denli etkili olmuş ki, Kayseri’den arayan bir kişi, şehirde esnafa zarar verdiğini iddia ettiği Kürdü emniyete değil, Karadağ’da şikâyet etmiş. Karadağ’ı 7 Mayıs 2007’de Kayseri’den arayan Yakup adlı kişi, şehirde bazı Kürt grupların halka ve işadamlarına baskı yaptığını kaydediyor. Diyalog şöyle:
Yakup: E.A diye bir Kürt burada. Milletin kanını emiyor, esnafa nasıl yardımcı olabiliriz?

Karadağ: Ne demek ya, öyle şey olur mu, onlar s...ir olup gidecek. Nasıl yaparsanız yapın, teslim olmayın da köpeğe. Yakup: Yok komutan, köpeği nasıl zehirleyip elindeki nasıl alacağız, onu düşünüyoruz. Karadağ: Planlı yapacağız planlı. Balıklama atladın mı işler karışır.

İç savaş çıksa da banka soysak: İddianamedeki en çarpıcı iddialardan biri; DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Nobelli ünlü yazar Orhan Pamuk ve gazeteci Fehmi Koru’ya ‘suikast’ hazırlıkları. Bu hazırlıkların tamamı, Kuvayi Milliye Derneği 1919’un üyelerinden eski Uzman Çavuş Muhammet Yüce, halasının oğlu Selim Akkurt ve arkadaşları Coşkun Çalık arasında yapılıyor. ‘Kuvayi Milliyeci’ Yüce ile Çalık’ın derneklerinden ‘beklentileri’ şöyle: “Muhammet: Belki savaş çıkar da o kuyumcuları muyumcuları soyak. Valla banka mankalara girek, belki millet savaş telaşına düşen a... k...., yaralı ölü, biz de bankaları soyarık a... k... Yoksa ne s... ben Türkiye’yi, a... k... he? Coşkun: Ben de zaten onu bekliyorum.”

Radikal