Baykal Yine Erdoğan'ı Eleştirdi Ergenekon Siyasi Bir Davadır

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti grubunda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor. Tarihi bir süreçten geçtiğimizi söyleyen Baykal, "Biz CHP olarak herkesi duyarlılığa çağırıyoruz." dedi.

GÜNDEM DEĞİŞTİRİLİYOR
"Türkiye'nin bütün kurumları bir sınavdan geçiyor. Ortada ilginç bir tablo var. Türkiye bütün dikkatini bu davaya çevirince çok temel sorunlarımız gözden kaçıyor." diyen Baykal, "Bu duruma da seyirci kalamayız" dedi.

EKONOMİK SIKINTILAR
Yapılan zamlara dikkat çeken Baykal, vatandaşın ekonomik sıkıntılarına değindi. Elektrikten mutfağa kadar bir çok ürüne yapılan zamma dikkat çeken Baykal, "resmi rakamlara bakınca büyüyoruz." dedi. Artık Türkiye'de enflasyonun altında ezilen toplum kesimleri ortaya çıkmaya başladı diyen Baykal, iktidarın ekonomi politikasını eleştirdi. Bu kesimin başında da emekliler vardır. Ergenekon ergenekon derken vatandaşın gelir düzeyinin de darbe almasına seyirci kalamayız.

ÇİFTÇİ BURNUNDAN SOLUYOR
Çiftçinin yaşadığı duruma değinen Baykal, "çiftçi burnunda soluyor ağzından ateş çıkıyor" diyerek hükümetin tarım politikasını eleştirdi. Toprak mahsülleri ofisinin devre dışı bırakılmasına kızan Baykal, fiyatlardaki düşüşe dikkat çekti.
Bunun bedelini hem tüketici hem de üretici ödeyecek" diyen Baykal, "Çok acı bir biçimde ortaya çıkacak" dedi. Baykal, "Çiftçiyi perişan etmeyin" diyerek hükümeti göreve çağırdı. "Hükümet kendi derdinde çiftçi geçim derdinde. Hükümet kendi menfaatini korumak için değil toplum menfaati için vardır." diyen Baykal hükümete yüklendi.

AKP TÜRKİYE'Yİ ŞİKAYET EDİYOR
AKP iktidarının Türkiye aleyhinde yurtdışına şikayet ettiğini söyleyen Baykal, "Artık bu konuda birşeyler yapılmalı" dedi. "Türkiye'yi Avrupa Konseyi'ne kim şikayet etti. Ermenistan mı Yunanistan mı? Avrupa Konseyi'nde ilk kez bir iktidar partisinin vekilleri kendi ülkesini şikayet etti. Kulis yaparak lobi yaparak şikayet etmişlerdir. Bunlar kabul edilemez." dedi.

ERGENEKON SİYASİ BİR DAVADIR
Geride bıraktığımız hafta Ergenekon ile meşgul olduk. Anayasa Mahkemesi'nde görülen dava düştü. İstanbul'daki dava ana dava haline geldi. Bu dava siyasi bir ihtiyaçla gündeme getirilen bir dava niteliğindedir. Bu siyasal niteliği davanın ta başlangıç dönemlerinden beri Başbakan ve kurmaylarının açıklamalarıyla da görüldü. Davayla ilgili hala bir iddianamenin olmaması da vahim bir durumdur. 12 Eylül'de yaşanan davaları gündeme getiren Erdoğan o dönem de bile 3 ay içinde iddianemenin hazırlandığını söyledi. Bu Türkiye'de ilk kez yaşanıyor. 12 Eylül'de çok sanıklı davalar vardı. Mesela 16 Eylül 1980'de aranan sendikacıların 950 tanesi teslim olmuştur. 19 Aralık 1980'de yani 3 ay sonra DİSK davası başlamıştır. Askeri darbe şartlarında böyleyken demokrasi döneminde bunların yaşanması vahimdir.

BU BİR SKANDAL
"Bu anayasamıza, AİHM'e aykırıdır. "Makul süre" size bunu ilanihaye uzatma hakkı vermez. Yoksa ne istediğinizi mi bilmiyorsunuuz. Bir garabet var. Sanıkları biliyorlar da suçu bilmiyorlar." diyen Baykal, "Bu dava bir skandaldır. 12 ay boyunca insanları gözaltına alacaksınız ama ortaya bir iddianame koyamayacaksınız." dedi.

Yandaş medyayı eleştiren Baykal, hükümetin yandaş medyaya haber servis edilerek yıpratma çalışması yürüttüğünü iddia etti.

SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞE İHTİYACI YOK
"Bir süre önce bizim yargı sistemize bir yeni proje uygulaması getirildi." diyerek UYAP uygulamasına dikkat çeken Baykal, "UYAP sonucunda, yargı sürecinin ilk tahkikatı dahil bilgisayar ortamına aktarılmaktadır. Bu bilgisayarda davayla ilgili tüm gelişmeler yansıtılmaktadır, nereye ulusal bilgisayar ağına yansımaktadır. Bu veriler, Adalet Bakanlığı tarafından merkezi biçimde kontrol edilmektedir." dedi. "Ben şimdi soruyorum Başbakan'a ve Adalet Bakanına! Ergenekon ile ilgili bu belgeler, Adalet Bakanlığı tarafından ulaşılabilir durumdamıdır. Eğer böyleyse soruşturmanın gizliliği, ihtiyacı yoktur." dedi.