Abdülkadir Selvi… Çünkü… 

Hürriyet, medyadaki ağırlık merkezinin onca kaymasına rağmen hala memleketin en önemli gazetesi. Dolayısıyla Hürriyet’in haberleri ya da köşe yazıları/yazarları daha bir dikkatle okunuyor. Bir anlamda hata payı daha az buradaki ürünlerin.

Bu giriş şunun için… Abdülkadir Selvi nasıl olduysa oldu ve kimin yazar olacağına Aydın Doğan’ın bile karar veremediği Hürriyet’e yazar yapıldı. Bir nevi yeni Ahmet Hakan projesi olarak görüldü Selvi transferi.

Beklenti şuydu: Muhafazakar mahalleden gelen ve dolayısıyla iktidar kulislerine hakim olduğu beklenen Abdülkadir Selvi hem o cepheden el değmemiş bilgiler verecek, hem de Doğan Grubu’nun bir türlü düzelmeyen iktidar ile ilişkilerini düzeltecekti.

İkinci konuyu ne yaptı, bilmiyoruz. Ama birinci konu, bugün görüldü ki tam anlamıyla facia.

Selvi, Adil Öksüz meselesini taşıdı yine köşesine. Başlık heyecan verici. “Adil Öksüz ile ilgili son haberler.”

Açıyorsunuz yazıyı detaylarda ilerliyorsunuz, bir en son haber, yeni bilgi, daha önce yazılmamış bir detay arıyorsunuz, araya araya yazının sonuna geliyorsunuz ve hiçbir şey bulamadan yazı sona eriyor.

Açmış Abdülkadir Selvi Google’ı, yazmış Adil Öksüz ve çıkan sonuçları derleyip soru cevap haline getirmiş ve bir köşe yazısı oluşturmuş. Hepsi daha önce bir gazeteye manşet olmuş, ondan sonra dalga dalga diğer gazetelere ve sitelere yansımış ve sonuçta meraklılarının çoktan öğrendiği bilgiler.

Peki bir gazeteci köşesini bu bilgilerle, hiçbir yeni unsur eklemeden neden doldurur? Nasıl doldurur? Ve bu Hürriyet gibi bir gazetede nasıl yapılır?

İşte bu sorunun yanıtı henüz net değil. Ama şimdilik yanıtsız olan o sorunun değer olarak karşılığı net: O yazarın kaybeden olması.

Evet… Köşesinde Google haberlerini derleyip üstüne hiçbir yeni bilgi koymadan yayınlayacak kadar tembelleştiği ve okurunu aptal yerine koyduğu için Abdülkadir Selvi KAYBETTİ.