ABD'den Yunanistan'a Türkiye resti: Gereksiz! 

Nuland, bunun için sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ve daha yoğun elektrik bağlantıları kullanımının önemine işaret ederek, LNG yoluyla gaz taşınması için Türkiye, Yunanistan, Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum kesiminin geniş perspektifli bir iş birliği içerisinde olması gerektiğinin altını çizdi.

Nuland, Yunan "Kathimerini" gazetesine verdiği mülakatta, enerji meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

EastMed Projesi'nden desteğini çeken ABD'nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme arayışında olduğunu belirten Nuland, "10 yıl beklememize ve bu şeylere milyarlarca dolar harcamamıza gerek yok. Gazı şimdi getirmeliyiz ve bugün gazı daha yeşil bir geleceğe geçiş olarak kullanmamız gerekiyor. Bundan 10 yıl sonra bir boru hattı istemiyoruz. Bundan 10 yıl sonra yeşil olmak istiyoruz." ifadesini kullandı.

Nuland, bunun için sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ve daha yoğun elektrik bağlantıları kullanımının önemine işaret ederek, LNG yoluyla gaz taşınması için Türkiye, Yunanistan, Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum kesiminin geniş perspektifli bir iş birliği içerisinde olması gerektiğinin altını çizdi.

"RUSYA, GÜVENİLMEZ VE GAYRİ AHLAKİ"

Doğu Akdeniz'in Kuzey Avrupa için bir enerji dinamosu görevi üstlenebileceğini kaydeden Nuland, "Tüm bölgenin enerjiye ihtiyacı var. Rusya'dan (farklı enerji tedarikçilerine) bu geçişi ne kadar çabuk yapmamız gerektiğini görüyorsunuz. Çünkü onlar (Rusya), bizim için güvenilmez bir tedarikçi ve gayriahlaki bir partnerdir." görüşünü dile getirdi.

Nuland, Yunanistan'ın kuzeyindeki Dedeağaç'ın önemine vurgu yaparak, ABD ordusunun burada kullandığı askeri üslerin, hem bölgede güvenliği sağlamak hem de Doğu Avrupa ve Ukrayna'ya askeri güç transferi için önemli olduğunu belirtti.

EASTMED ANLAŞMASI ANKARA'NIN TEPKİSİNE NEDEN OLMUŞTU

Doğu Akdeniz'den çıkarılacak gazın Kıbrıs üzerinden Yunanistan'a, oradan da İtalya'ya ulaştırılmasını hedefleyen "EastMed" projesine ilişkin anlaşma, Atina'da Ocak 2020'de düzenlenen bir törenle Yunanistan, İsrail ve GKRY arasında imzalanmıştı.

Dönemin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy ise Ankara'nın projeye olan tepkisini "Doğu Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye'yi ve Kıbrıs Adası'nın doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip olan Kıbrıs Türklerini yok sayan hiçbir proje başarılı olamayacaktır." sözleri ile ifade etmişti.