Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın her aileye ”en az üç çocuk” tavsiyesi ile başlayan tartışmalara başka bir pencere açmak gerekiyor…
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açlık ve yoksulluk verilerinden bir bölüm…
2006 yılında Türkiye genelinde yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı yüzde 17.81 seviyesindeymiş.
Ama bu oran çocuklarda çok daha yükseklerde yüzde 25.23 olarak gerçekleşmiş.
Bir başka deyişle 2006 yılında 15 yaş altındaki 5.3 milyon çocuk yoksulluk içinde, yani yeme, barınma, sağlık ve eğitim gibi insani ihtiyaçlardan mahrum yaşamak zorunda kalmış.
5.3 milyon yoksul çocuğun 1.7 milyonu kentlerde, 3.6 milyonu ise kırsal bölgelerde sözüm ona yaşıyormuş.
Yoksul ve cahil 5.3 milyon çocuk…
Dehşet bir rakam…
* * *
Bu çocukların her biri potansiyel suçlu gibi aramızda geziyor…
Ne kadar kanun dışı iş varsa bu çoçuklara yaptırılıyor.
Bu çocuklar ailelerinden kiralanıyor.
Tinerdi, uyuştucuydu her türlü melanete alıştırılıyor.
Sonra da adam öldürmeden tutun da, hırsızlıktan gaspa kadar suç baronlarının acımasız maşası haline geliyorlar.
* * *
Ayrıca PKK’nın en büyük insan kaynağı çocuk denecek yaştaki insanlardır.
Bu çocukların aileleri çok nüfuslu…
10-15 çocuklu ailelere kırsal kesimde özellikle Doğu ve Güneydoğu’da vakayı adiyeden sayılıyor.
Bu çocukların ne önlerinde yemek, ne sırtlarında giyecek elbise var.
Okul yok ki eğitim alsınlar…
Yani yoksulluğun ve cahilliğin hüküm sürdüğü bir ortamda yaşıyorlar.
Tabii ki örgüt tarafından çok rahat şekilde kandırılıyorlar.
Zaten dağdaki sefaleti evinde de yaşıyor…
Ha dağ, ha ev deyip birer ölüm makinesine dönüşüyorlar…
* * *
Gelelim en vahimine…
Sağlık Bakanlığı verilerine göre 5 yaş altı ölüm oranları İtalya'da binde 4, Yunanistan, Fransa ve Almanya'da binde 5, İrlanda'da binde 9, Sırbistan-Karadağ'da binde 14, Bulgaristan'da binde 15, Romanya'da binde 20…
Türkiye'de ise bu oran binde 37 imiş.
Aradaki uçuruma bakın…
Yani 5 yaş altındaki bin çocuktan 37’si ölüyor…
Çocuklar böyle de annelerin durumu iyi mi sanki?
Yüz bin canlı doğumda anne ölüm oranları İrlanda'da 4, İtalya, Finlandiya, İspanya'da 5, Almanya'da 9, Polonya, Slovakya ve Yunanistan'da 10, Fransa'da 17…
Türkiye'de ise 49.2…
Demek ki anne ve çocuk sağlığı için gerekli ve yeterli sağlık organizasyonu ve bilgilendirme ağı felaket durumda…
Bırakın taşrayı, büyük kentlerdeki doğumevlerini gezin yeter…
Kaldı ki taşrada çoğu insan hala son derece ilkel yöntemlerle çocuklarını dünyaya getirmeye çalışıyorlar.
* * *
Tüm bu olumsuzlukları alt alta koyduğunuzda bugünün Türkiye’sinde insanları çocuk doğurmaya teşvik etmek, aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaktır…
SİNAN AYGÜN/TURKTIME
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |