Zaman'a konuşan Fransız uzmanlar ise seçim sürecinde dile getirdiği görüşlere rağmen Sarkozy'nin müzakere sürecini engelleyemeyeceğini savunuyor. Uluslararası Stratejik İlişkiler Enstitüsü Yardımcı Direktörü Didier Billion'a göre asıl tehlike Türkiye'nin kendi içinde yaşadığı gelişmeler. Genelkurmay Başkanlığı'nın yayınladığı 'gece yarısı bildirisi' gibi olayların Türkiye karşıtlarına malzeme verdiğine dikkat çeken Billion, "Müzakereleri ancak askerî müdahale durdurulabilir." diyor. Le Monde gazetesinden Daniel Vernet de bu görüşü paylaşıyor. Ünlü yazar, müzakere sürecini yavaşlatmaya çalışacak olan Sarkozy'nin, Kıbrıs ve askerin siyasete müdahalesi dahil her fırsatı kullanacağını vurguluyor. Fransa Stratejik Analizler Enstitüsü Başkanı François Géré ise 'pragmatik ve realist bir siyasetçi' olarak tanımladığı Sarkozy'nin 'dosyalara ve ülke çıkarlarına bakarak uyumlu bir tavır geliştireceğini' kaydediyor. Elysee Sarayı'nın takip edeceği AB politikasının Almanlar ve İngilizlerle birlikte belirleneceğinin altını çiziyor.
Sarkozy'nin devlet ya da hükümet başkanı olarak ilk tecrübesi. Bu yüzden herkes ihtiyatla konuşsa da Paris'teki uzmanlar, yeni cumhurbaşkanının tavrını "AB'ye rağmen müzakere sürecini engellemeye kalkamaz; ama Türkler, Sarkozy'den hediye de beklememeli.'' şeklinde özetliyor.
Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü'nün yardımcı direktörü Didier Billion, Paris'in politikasında "sert bir kötüleşme ya da değişim olmayacağını" düşündüğünü belirterek Sarkozy'nin "kısa dönemde AB içerisinde bir çatışmaya girmeyeceğini" savunuyor. AB'nin yaşadığı krizden kurtulmak için "çıkış yolu aradığına" işaret eden Fransız araştırmacı, Sarkozy'nin de önceliklerinin bu yönde olacağını ve "AB'yi içerisinde bulunduğu sıkıntıdan kurtarmaya çalışacağını" dile getiriyor. Billion'a göre, yeni cumhurbaşkanının Türkiye'ye ilişkin sert bir çıkışı AB içerisinde yeni faylar oluşturacak. Özellikle İngiltere ve İspanya gibi ülkeler karşı tavır takınır.
Fransa'da yeni cumhurbaşkanlarının seleflerinin taahhütlerine saygı duyması gibi bir gelenek olduğuna dikkat çeken Le Monde gazetesi yazarı ve dış haberler müdürü Daniel Vernet de Sarkozy'nin müzakereleri engellemeye kalkışmayacağını düşündüğünü, bunun AB üyeleri karşısında soruna yol açacağını belirtiyor. Vernet'e göre, Sarkozy'nin Türk politikası "müzakereleri askıya almaksızın, engelleri artırmak ve süreci yavaşlatmak. Bunun için Kıbrıs ve askerin siyasete müdahalesi dahil her fırsatı kullanmak" şeklinde olacak. Bu da Chirac'ın 'dostluğuna rağmen' Fransa'nın şimdiye kadar takındığı tavır zaten. "Sarkozy'nin yapacak başka şeyleri var." diyerek Türkiye konusunun hemen gündeme gelmeyeceğini düşünen Paris Siyaset Çalışmaları Enstitüsü öğretim görevlisi Frederic Allemand ise AB'nin anayasa kriziyle boğuştuğu bir anda Sarkozy'nin Türkiye konusunu öne çıkararak "soyutlanmayacağını" düşünüyor.
"Sarkozy, pragmatik ve realist bir siyasetçi. Dosyalara ve Fransa'nın çıkarlarına bakarak uyumlu bir tavır geliştirecektir." diyen Fransa Stratejik Analizler Enstitüsü Başkanı François Gere ise bu tavrın "kampçı ve ideolojik olmayacağını" belirterek Sarkozy'nin AB politikasını Almanlar ve İngilizlerle birlikte belirleyeceğini kaydediyor. Uzman, Sarkozy'nin, "Blair kafasında" birisi olacağını ileri sürüyor.
Çok sayıda Fransız uzman, Sarkozy'nin Türk politikasının Merkel'in tavrına benzeyeceğine inanıyor. Didier Billion, "AB'nin bir uzlaşma makinesi" olduğuna vurgu yaparak, Sarkozy'nin de Merkel gibi değişebileceğini; fakat bu değişimin kesinlikle aynı oranda olmayacağını savunuyor: "Merkel, Türkiye'ye destek veren SPD ile koalisyon hükümeti kurdu. Sarkozy ise net bir zafer kazandı. Genel seçimlerle gücünü daha da artıracak." Türklerin, "Sarkozy'den bir hediye beklememesi gerektiğini" belirten Billion, Sarkozy'nin uzun dönemde müzakere sürecini baltalama yolunda adım atmaktan çekinmeyeceğine de dikkat çekiyor. Yeni cumhurbaşkanının seçim boyunca ilginç bir şekilde "katedrallerin ve haçlı seferlerinin Fransa'sına referans yaptığını" hatırlatan Fransız araştırmacı, aşırı sağa ait argümanları kullanmasında Türkiye karşıtlığının da önemli bir rol oynadığını savunuyor.
Türkiye'de önemli yatırımlar var
"Sarkozy'nin, Merkel gibi hareket edeceğini düşünüyorum." diyen Vernet, Fransız dış politikasının cumhurbaşkanının "reserve" alanı olduğuna dikkat çekerek dışişleri bakanının sosyalist olmasının ya da haziran ayındaki seçimlerden sol bir iktidar çıkmasının bu yönde çok etkili olmayacağını düşünüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonra iç çatışmalarla bölünen Sosyalist Parti'nin genel seçimlerden başarılı çıkma şansı çok az gözüküyor.
Türkiye'de yaşanan son olayların Sarkozy gibi Türkiye karşıtlarına "malzeme verdiğine" dikkat çeken Didier Billion, artık müzakereleri durdurmanın çok zor olduğunu kaydederek, "Bunun için çok ciddi bir sebep olmalı. Ancak askerler darbe yaparsa belki." şeklinde konuşuyor. Sarkozy döneminde, Fransa-Türkiye ilişkilerinin iyiye gitmeyeceğini savunan Billion, Fransa'da Sarkozy'ye destek veren büyük işadamlarının birçoğunun Türkiye'de yatırımı bulunduğunu hatırlatarak, bunun "ilginç bir çelişki" oluşturduğunu belirtiyor.
Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...