ZIT KUTUPLAR DARBEYE KARŞI BİRLEŞTİ… MUHSİN YAZICIOĞLU: UFUK URAS'A DESTEK VERECEĞİM! 

Suç işleyen herkesin yargılanması gerektiğine işaret eden Yazıcıoğlu, "Hiç kimse dokunulmaz değildir. Kimsenin 'Buna niye dokunuyorsunuz?' sorusunu yöneltme hakkı yoktur." dedi. Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Yazıcıoğlu, her zaman demokrasi ve hukuk devletinin yanında olduğunu belirtti. Darbelerin hiçbir ülkeye hayır getirmediğini kaydederken, 'Sarıkız' ve 'Ayışığı' adı verilen teşebbüsleri Meclis gündemine taşıyacak olan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras'a destek vereceğini açıkladı.

Muhsin Yazıcıoğlu şunları söyledi: "Ortada bir darbe girişimi varsa ortaya çıkarılmalı. Ben Meclis'te destek vermeye hazırım. Çok darbenin her türlüsünü gördüm. Bunların hiçbirinin ülkeye hayır getirmediğine inanıyor ve kesinlikle demokrasi ve hukuk devletinin yanında olacağımı ilan ediyorum. 8 yıla yakın cezaevinde yattım. 26 gün kesintisiz işkence gördüm. 5,5 yıl hücrede kaldım. Sonunda hiçbir ceza almadım. Kimse hukuku siyasallaştırmamalı."

Hukuk herkese dokunabilir

Ergenekon soruşturmasında, emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur'un gözaltına alınmasını değerlendiren Muhsin Yazıcıoğlu, hukukun herkese dokunabileceğini vurguladı. Bir kişi suç işlemişse bunun cezasız kalmaması gerektiğini belirten BBP lideri, "Bağımsız hukuk herkese dokunabilmelidir. Siyasallaşmamış hukuk dokunmalıdır. Ancak, 'suçu ispat edilene kadar herkes masumdur' ilkesi gözden kaçırılmamalıdır. Özellikle medya, yargısız infaz yapmamalıdır. Bana dokununca 'siyasal hukuk', başkasına dokununca 'bağımsız hukuk' olmamalıdır." diye konuştu.

Yazıcıoğlu, operasyonların toplumun belli kesiminde kaygı uyandırdığını, belli kesimde de umut oluşturduğunu ifade etti. Bunun çözümünün kurumlar arasında güveni oluşturmaktan geçtiğini söyledi. Yargının, yürütmenin, yasamanın kuvvetler ayrılığı ilkesine göre kendi alanına çekildiğine toplumun inandırılması gerektiğinin altını çizen Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: "Kimin eli kimin cebinde belli olmayan; kaygı, umut, korku, adalet beklentisi ve hukuk devleti olma umutları ve kaygıları birbirine karışmıştır. Burada herkesin koltuk, gelecek ve siyasi beklentiden uzak bir şekilde devlet adamlığı sorumluluğuyla hareket etmesi gerekiyor. Tutuklananların neden tutuklandığı, ajandada nelerin olduğu, hangi iddialara muhatap oldukları ve bu iddiaların ne gibi delilleri ihtiva ettiği bizzat mahkemeler vasıtasıyla açıklanacak ortamlar derhal oluşmalıdır. Sızan bilgilerle toplum karamsarlık yaşamaktadır. Bundan kurtulmanın yolu mahkeme safhasına gidilmektir. Elbette bir kimse suç işlemişse bunun üzerine hukukun gereği yapılmalıdır. Ancak bunlar yapılırken hukuk kurallarına uygun davranılmalıdır ve yargısız infaz yapılmamalıdır."