Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP lideri Deniz Baykal'ın avukatlığı sayesinde Başbakanlık koltuğunda oturduğunu ileri sürdü.
Ergenekon soruşturması kapsamında yaşanan gözaltıların, AK Parti'ye yönelik açılan kapatma davasının rövanşı olduğu iddialarını değerlendiren Ateş, şöyle dedi:
"Sayın Başbakan'ın kendi beyanları var. Kendi ifadeleri var. Diyor ki biz, bir kısmını Ergenekon soruşturmasının belli bir bölümünü emniyetle yürüttük. Belli bir noktadan sonra savcıya devrettik diye. Sanki Sayın Başbakan kendisi savcının da üzerinde bizzat organize eden, planlayan, yürüten ve belli bir aşamadan sonra da savcıya devrettiğini kendisi ifade ediyor. Şimdi bu hukuk sistemine aykırı bir şeydir.
İkincisi eğer Sayın Başbakan şu konuda samimi ise eğer bütün kirli elleri demokrasiye aykırı uygulamaların hesabını soracaksa sonuna kadar onunla beraberiz. Ama görünen o ki Sayın Başbakan bir hukuksuzluğu, demokrasiyle bağdaşmayan bir olayın hesabını sormak yerine kendisi hazırlayıp, kendisi sunar bir noktada olmuş. Biz demokrasi ile bağdaşmayan her hareketin hele demokrasiye son verecek, demokratik laik cumhuriyete yönelik demokrasiye yönelik bütün tertiplerin ortaya çıkarılmasından yanayız. Oysa demokratik laik cumhuriyete tertiplerin bu iktidardan güç aldığını da biliyoruz. Eğer bu konuda sayın Başbakan samimiyse, o konuda şu anda kendisi hukuka müdahale ederek, hukuku zedeleyerek, savcının yapması gereken işi kendisi yaparak zaten başta bu davayı sakatlamış görünmektedir.
O nedenle biz bu konunun Sayın Başbakan'ın bir zorlaması olarak görüyoruz bir. İkincisi 12 Martı yaşadım, lise öğrencisiydim. 12 Eylülü yaşadım, gazeteciydim. 12 Eylül'de yargılanan biri olarak söylüyorum. Demokrasinin rafa kalktığı beş generalin ağzından çıkan her kelimenin kanun kabul edildiği bir dönemde dahi 950 sanıklı DİSK davası 3 ay on gün sonra başladı. Bırakın iddianameyi, şimdi 13 ay olmuş ortada iddianame yok. Böyle bir hukuk anlayışı olabilir mi? Bunlar suçluysa sonuna kadar hesabı sorulsun ama dünyanın hiçbir yerinde hiçbir hukuk sisteminde yargılama sürecinin soruşturma sürecinin bir cezaya dönüştürülmediği görülmektedir. Öyle görülüyor ki sayın başbakan ve iktidarının gayretiyle bu soruşturma ve araştırma bölümü bir cezalandırmaya dönüşmüştür. Biz CHP olarak buna temelden karşıyız. Böyle bir mantığın demokrasilerde yeri olmadığını söylüyoruz."
"BAŞBAKANLIĞI, SAYIN BAYKAL'IN AVUKATLIĞI SAYESİNDEDİR"
Başbakan Erdoğan'ın, CHP lideri Baykal için "Ergenekon'un avukatlığını yapıyor" sözlerini de eleştiren Ateş, "Sayın Başbakan kendini savcı olarak görüyor ise soruşturma yürüten bir kişi olarak görüyor ise en doğal halidir ki ana muhalefet partisi lideri de elbette ki avukat olacaktır. Sayın Başbakan eğer bu davada bu olayda savcı ise o zaman Sayın Baykal'da avukattır. Kaldı ki Sayın Başbakan eğer bu gün bu haklarını kullanıyor ise bugün bu Başbakanlık koltuğunda oturuyor ise unutmasın ki buda Sayın Deniz Baykal'ın avukatlığı sayesindedir." dedi.
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan emekli komutanların yargılanma sürecinde sivil mahkemelerde mi yoksa askeri mahkemelerde mi yargılanması gerektiği tartışmalarına da değinen Ateş, "Bu konuda yetkililer, ilgiller görüşlerini açıkladılar. Doğrudur. Eğer görevleri başında yaptıkları bir uygulamadan dolayı yaptığı bir olay ise bu askeri mahkemedir. Eğer emekliye ayrıldıktan sonra sivil hayatta iken eğer böyle bir uygulamalarından ötürü yargılanacaklarsa onun da yeri sivil mahkemelerdir." dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |