Washington toplantısında PKK'nın tasfiyesine karar verildiğini anlatan Öneş, "Aslında bu karar Öcalan bize teslim edildiği anda verilmişti. Amaç Kuzey Irak'ta oluşan federe yapıya bir hukuki statü kazandırmaktı. Barzani ve Talabani'nin karşısındaki PKK' yı tasfiye etmekti. Ancak Belirli çıkarlar için bu süreç uzatıldı." dedi. Bugün ise Türkiye'nin gücünün bu sürecin yeniden uzatılmasına izin vermeyeceğini söyleyen Öneş, "Hükümetin Kürt sorununu demokratik yoldan çözmek için acilen ciddi bir adım atması gerekiyor. Hemen anayasadan başlayarak hukuki, siyasi, ekonomik tedbirleri içeren, hak ve özgürlükleri kapsayan sivil bir projeyi devreye sokması lazım. İşte o zaman PKK Türkiye'de biter." ifadelerini kullandı.
Taraf Gazetesi'ne konuşan Cevat Öneş, Kürt sorunu, PKK ve DTP ile ilgili önümüzdeki günlerde neler olabileceğini değerlendirdi. Türkiye'nin bugün çok önemli bir noktada olduğunu söyleyen Öneş, Washington görüşmelerinden sonra Kürt sorununun çok acil çözülmesi gerektiğini vurguladı. "Irak'taki PKK, tehdit ve pazarlık kartı olarak Türkiye'ye karşı kullanılıyor. Bu sorun ulusal olmaktan çıktı, bölgesel ve küresel bir hal aldı. Washington bize bunu gösterdi." diyen Öneş, "Kuzey Irak'ta PKK'yı bitirmek, Türkiye'de PKK sorununu kesinlikle çözmez. Emekli Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman başta olmak üzere çoğu komutanın Kürt sorununa çok yanlış yaklaştıklarını itiraf etmeleri de bu sorunun sadece askeri yoldan çözülemeyeceğini açıkça gösterdi. Sorunun demokratik yoldan çözümüne kapı araladı." ifadelerini kullandı. Bu gelişmelerin Türkiye'de sivil siyasetin güçlendiğini ve güçlenmeye devam edeceğinin de bir göstergesi olduğunu altını çizdi.
Öneş, son zamanlarda PKK'nın eylemlerini arttırmasını da muhatap alınmak istemesine bağlıyor. 'Kendisini olduğundan güçlü göstermek istiyor' diyen Öneş, şöyle devam etti: "PKK'nın aniden şiddetini arttırması kendi iradesiyle olmuyor. PKK bugün parçalanmış durumda. İçerideki PKK ile dışarıdaki PKK arasında farklar var. Son eylemleri de Kuzey Irak'tan gelenler yapıyor. ABD'nin işgali altında bulunan Kuzey Irak'ta varlığını sürdürmeye çalışan PKK'nın bu güçlerden direktif almadan Türkiye'de eylemler yapması mümkün değil."
PKK'nın bir kart olarak kullanıldığını söyleyen Öneş, "ABD, silahları bırakın Irak'ı terk edin talimatı verdiği anda PKK Irak'ta biter." ifadelerini kullandı. Abdullah Öcalan'ın da artık örgüt için sembolik bir lider olduğunun altını çizen Öneş, silahların bırakılmasında Öcalan'ın da etkisinin olabileceğini düşünüyor. Öcalan'ın kendisini Kürt hareketinin lideri olarak görmek istediğini söyleyen Öneş, "Öcalan da zamanında kullanıldı. Şimdi ise örgütün nasıl kullanıldığını biliyor. Eğer bir hizmet yapmak istiyorsa silahların bırakılması konusunda düşüncesini açıklamalı." dedi.
DTP'nin kapatılması, Kürt kesiminde radikallere prim yaptırır
DTP'nin kapatılmasını Kürt sorununun çözüm sürecini zedeleyen bir durum olarak yorumlayan Öneş, "Demokrasimizi güçlendirirken bir partinin kapatılması doğru değil. Siyasi çözüm için herkese özellikle DTP'ye önemli görevler düşüyor." dedi. Hükümetin DTP'nin kapatılmasını istemeyişini de çok önemli bir gelişme olarak değerlendirdi. "Başbakanın açıklamaları, siyasi iktidarın demokratik sürecin engellenmemesini istediğini gösteriyor. Temenni edelim ki yargı süreci de bu siyasi çözüme engel oluşturmadan neticelensin." şeklinde konuştu. PKK ile DPT'nin aynı gibi değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyen Öneş, "DTP, PKK'nın etkilediği kitlesel tabandan destek alıyor. Bu yüzden kendine göre hassasiyetleri var. Ancak artık Öcalan başta olmak üzere yeni bir değerlendirme yapılmak zorunda. DTP, AKP'nin aldığı oyları da dikkate almalı. Çünkü Güneydoğu'da AKP'ye oy vermek demek, silaha karşı olmak, PKK'nın silahlı gücüne karşı durmak demek." ifadelerini kullandı.
Zaman
18
10
