Etyen Mahçupyan… Çünkü… 

Ülkenin bunca derdi varken, teröre bir gün önce Ankara’da 28, bir gün sonra Diyarbakır’da 6 kurban vermişken… Bu kadar büyük bir acı içinde terör destekçileri pişkin pişkin sırıtıp herkesin sinir uçlarıyla oynarken tutup da Etyen Mahçupyan gibi olsa da olur olmasa da bir isme zaman ayırıp gündeminize sokmak istemezdik.

Ama…

Etyen Mahçupyan öylesi bir çirkinliğe imza attı ki… Mahçupyan’ı KAYBEDEN olarak tarihe not düşmeden edemedik.

Mevzu şu: Başbakan Davutoğlu’nun bir dönem danışmanlığını yapan ama “görülen lüzum üzerine” kovulan Mahçupyan ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanları Yiğit Bulut ve Cemil Ertem arasında bir süredir polemik yaşanıyordu.

Olabilir… Hepsi eli kalem tutan, yazacak, seslerini duyuracak mecra bulmakta zorlanmayacak insanlar. Dolayısıyla polemikleri kendi aralarındaki hesaplaşma şeklinde geçer ve bu da bizi ilgilendirmezdi.

Ama Etyen Mahçupyan polemiği öylesine çirkinleştirdi, öylesine belden aşağı çekti, öylesine süflileştirdi ki… Böylesi bir çirkin tavır artık sadece muhataplarını ilgilendiren tavırdan çıktı ve ahlaki bir kaygı taşıyan herkesi ilgilendirmesi, tepki göstermesi gereken bir hal aldı.

İki gün önce çok çirkin göndermelerle ilgili bir yazı kaleme aldı Mahçupyan ve isim vererek Yiğit Bulut ile Cemil Ertem arasındaki çarpık ilişkileri faş etti güya. Daha fazlasını yazmaya ne bizim terbiyemiz izin verir, ne de okurlarımızın o çirkin kelimeleri okumasını isteriz.

Okuyunca gözlerimize inanamadık. Yıllardır kendine liberal cenahta sözde saygın bir yer edinen, muhafazakarların liberallere duyduğu o yakınlık kontenjanından hep el üstünde tutulan, en son Başbakan’ın başdanışmanı yapılan bir ismin böylesi bir çirkinliğe imza atamayacağını düşündük. Ve bekledik ki o yazı benim desin.

Ama hayır…

O çirkin iddiası yeterince yayıldı ve iki gün sonra çıkıp “Orada anlatılanların hepsi yalandı” dedi. Güya yalan iddiaların gücüne dikkat çekiyormuş.

O yazıya da iki gün sonraki açıklamasına da sadece pes diyebildik ve o pesin yanına başka bir şey ekleyemedik.

Ekleyebileceğimiz tek ek; yıllarca herkesi bir centilmen, vicdanlı bir aydın, etnik kimliği farklı olsa da ülke değerlerine saygılı bir vatandaş olarak yutturup bir anda böylesi bir çirkinliğe imza atabilecek birine dönüşebildiği için KAYBETTİ.