CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, yaptığı yazılı açıklamada, ''Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce, CHP'nin 'çoğunluğun onayını alan Cumhurbaşkanı adayı' çağrılarını eleştirdiğini'' ifade ederek, şunları kaydetti:
''Sadece kendi politik hüviyetinin temsili üzerinden kamusal alanı düzenleme saikiyle hareket edilmesinin, gerek Başbakanın sadece türbana özgürlük gerekse Cumhurbaşkanının benim siyasi kavrayışım dışında ise temsil değeri yoktur anlayışı, altı yıllık AKP iktidarının siyasi kimliğini son derece açık biçimde ortaya koymaktadır.
Son rektör atamalarının bize gösterdiği AKP'li olmanın kamu görevlisi olmanın neredeyse aranan şartı haline gelmiş olmasıdır. Üniversitelerin yeterince özerk olmadığı iddiasını kamuoyu gündemine taşıyarak, yüksek öğrenim reformunu siyasi kutuplaşmanın en önemli girdisi haline getiren AKP'nin ve onun atadığı YÖK Başkanının seçimlerde en yüksek oyu alan adayları aşamalı olarak tasfiye etmesi, komplo teorisyenlerinin bile tahayyül dünyasını aşmış durumdadır. Türbana tavır alanlar ya YÖK düzeyinde elenmiş, ya da burayı neredeyse usulen aşabilen adaylar bizzat Cumhurbaşkanı tarafından devre dışı bırakılmıştır.''
''Atamaların, artık üniversitelerde öğretim üyelerinin hangi siyasi frekanstan konuşması gerektiği konusunda da bir mesaj niteliği taşıdığını'' öne süren Özyürek, şöyle devam etti:
''(Türbana karşıysan, üniversitede yerin yok. Üniversite yönetimine gelmek istiyorsan, türbana özgürlük kampanyasına katıl). Kendi gibi düşünmeyene tahammül edemeyecek kadar demokrat kavrayıştan uzağa düşenlerin, bugüne kadar yaptıkları bütün özgürlük içerikli konuşmalarının hiçbir gerçekçi temel taşımadığını, sadece Atatürkçü düşünceyi kendisine yol gösterici olarak alan Prof. Dr. Mustafa Akaydın'a ödettiği bedelden görmemek için sağduyu kaybıyla malul olunması gerekir.''