Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN), Isparta'daki faciada hayatını kaybeden 6 Türk bilimadamının da katkıda bulunduğu dünyanın en önemli nükleer fizik deneyi için geri sayıma başladı. Türkiye, kaybettiği 6 önemli bilimadamının uğraş verdiği bu projeye tam üyelik yolunda ilk adım olarak 14 Nisan'da CERN'le işbirliği anlaşması imzalayacak. Halen CERN'de gözlemci olarak görev yapan Türk bilimadamlarına, deney sürecinde yenileri katılacak ve bilimsel sonuçları Türkiye ile paylaşılacak.
İKİ ÜLKENİN ALTINDA 'DERİN' DENEY
CERN, İsviçre'nin Fransa sınırındaki Cenevre kentinde iki ülke sınırının yaklaşık 100 metre altında kurulu dünyanın en büyük fizik laboratuvarı. Large Hadron Collider (LHC) 'Büyük Hadron Çarpıştırıcısı' için büyük bölümü Fransa topraklarının altında 27 kilometrelik çember tünel kazıldı. Tünellerin içine yerleştirilen çelik borunun içi, yine CERN'de geliştirilen güçlü elektromıknatıslarla kaplandı. Bu mıknatıslarla oluşturulan manyetik alan, boru hattının içindeki küçük çaplı bir kanalda ters yönlerden harekete geçirilecek protonların belirlenen yörüngede yol almasını ve belirlenen noktalarda çarpışmasını sağlayacak. Çarpışma noktalarındaki verilerin bilgisayara aktarılabilmesi için, 'mutlak sıfır' sayılan -273 Calvin derecenin 2 derece üstünde (-271 Calvin derece) 'süper iletken' haline gelen özel kablolar geliştirildi. Protonların yol alacağı kalan kanalın, 140 bin ton sıvılaştırılmış helyum gazıyla soğutulması işlemine de başlandı.
EVRENİN OLUŞUMU GÖZLENECEK
Çarpışma anının, evrenin oluşumunun başladığı varsayılan 'büyük patlama'nın küçük boyutta bir benzerini gözlemleme imkanı vermesi bekleniyor. Patlama sırasında, bugüne kadar gözlemlenemeyen iki parçacığın da ortaya çıkması bekleniyor: İngiliz fizikçi Higgs'in adını taşıyan ve maddeye kütlesini veren 'Higgs' parçacığı ve evrenin büyük kısmını oluşturduğu düşünülen 'karanlık madde'...
SANİYEDE 40 MİLYON FOTOĞRAF
Patlama anını gözlemlemek için elektronik ve manyetik flitrelerle donatılmış dev modüller inşa edildi. Bu modüllerde toplanacak veriler, 150 milyon kanaldan saniyede 40 milyon kez görüntülenecek ve bu görüntüler, GRID ağındaki veri işleme yeteneği bakımından dünyanın en büyük bilgisayarları arasında bulunan CERN bilgi işlem merkezinde ön işlemeden geçirilerek 200'e indirilecek; asıl araştırmalar bu veriler üzerinde yapılacak. Higgs parçacığının, saniyenin 10 üzeri - 30'da biri kadar bir zaman aralığında ve ancak başka parçacıklara ayrışmasıyla gözlemlenmesi bekleniyor.
9 MİLYAR DOLAR HARCANDI
Çarpışma deneyi için 14 yılda bilimadamları, araştırmacılar ve öğrencilerin yanısıra mühendisler, kaynakçılar, marangozlar ve işçilerden oluşan yüzlerce kişilik ordu yılın 12 ayı çalıştı. Yer altındaki 27 kilometrelik tünel ile birlikte bugüne kadar 8 milyar dolar harcandı.
İLK ÇARPIŞMA TEMMUZ'DA
Teknik çalışmaların tamamlanmasıyla tüneller ziyaretçilere kapatıldı. Deneyler sırasında ortaya çıkacak radyoaktivite nedeniyle tünellere fizikçiler de bir süre giremeyecek. CERN bilim direktörü Jos Engelen, "LHC'nin haziran sonuna doğru hazır olmasını, ilk çarpışmayı da temmuz ortasına kadar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu deneyler sonunda çok heyecan verici yeni bulguların ortaya çıkacağından eminiz" diyor.
15 PETABAYT BİLGİ İŞLENECEK
Deney sırasında yılda 15 petabayt bilgi bu bilgisayar sistemine aktarılacak. Bu verinin boyutu, dünyadan aya uzanan bir CD dağı şeklinde örnekleniyor. CERN'in bilgi teknolojileri başkanı Dr. Wolfgang von Rüden, şunları söylüyor: "Deneyler sırasında saniyede 250 bin DVD boyutunda bilgi ortaya çıkacak. Bunlardan yılda 15 petabaytlık bilgiyi biz kaydedeceğiz. GRID'in aralarında Türkiye'nin de bulunduğu CERN'le çalışan 14 ülkedeki 140 bilgisayar merkezinde bu bilgiler işlenecek. CERN'de üretilen veri boyutu süreç içinde 20-25 petabayta çıkması bekleniyor."
Sadece Türk bayrağı yok
CERN Bilim Direktörü Jos Engelen, tam üyelik şartlarını, "Avrupa ülkesi olmak, bütçeye katılmak ve ülkesinde akademik-deneysel ortamı oluşturmak" diye özetliyor. Türkiye'nin katıldığı projelere 1.5 milyon dolar katkıda bulunduğu CERN'e tam üyeliğin bedeli yılda 20 milyon dolar. Karşılığında daha çok Türk bilimadamı CERN'e gönderilebilecek ve üretilen bilimsel verileri paylaşma imkanını sağlanacak. Ayrıca, bu rakamın önemli bir bölümü ihaleler aracılığıyla Türkiye'ye dönecek. ATLAS'ta görevli Samim Erhan, patlama anını görüntüleyecek detektörlerden birinde Bursa'da yapılan bir parçanın kullanıldığını ve imalatçı şirketin CERN ödüllendirildiğini anlatıyor.
CERN'de neler araştırılıyor
Parçacık fiziği ve elektronik alanında çalışmalar yapılan CERN'de fizik alanında en önemli çalışma Large Hadron Collider (LHC) 'Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'... Buna bağlı olarak, kısa adları ATLAS, CMS, ALICE ve LHC-b olan 4 izleme detektörü bulunuyor. Elektronik bölümü bu araştırmalarda ortaya çıkan verileri işliyor. 'world wide web' (www) ile internet yazılımı 'html' kodları 1989'da Tim Berners-Lee tarafından burada üretildi. Web'in yetersiz kalması üzerine CERN uzmanları GRID'i geliştirdi.
Deneyler tıpta da çığır açıyor
Halen tıpta kullanılan rontgen ve MR cihazları bu çalışmaların ürünü. CERN'deki bilimadamları, vücudun en küçük parçlarını dahi görüntüleyebilen yeni nesil MR cihazlarının müjdesini şimdiden veriyor. Bu gelişme, kanser gibi teşhisi ve tedavisi zor hastalıkların henüz oluşum aşamasında görülmesini sağlayacak.
Türkiye GRID'e bağlı
CERN bugün, ortaya çıkan 15 'petabayt' boyutundaki bilgiyi işlemek ve paylaşabilmek için GRID adı verilen yeni ve 'şimdilik' saniyede 1 DVD boyutundaki veriyi aktarabilen yeni bir paylaşım ağını üretti. Türkiye'de TAEK, TÜBİTAK ve ULAKBİM (Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Paylaşım Merkezi) de bu ağa bağlı. 150'yi aşkın bilimadamı, araştırmacı ve öğrenci bu ağ üzerinden CERN ve bağlı bulunduğu diğer araştırma merkezlerinde çalışma imkanı buluyor.
'Da Vinci' kitabı hayal ürünü
CERN'in basın sorumlusu Renilde Vanden Broeck, Melekler ve Şeytanlar kitabının çok satmasıyla birlikte günde birkaç ziyaretçi mesajının geldiği kuruma binlerce e-posta yağmaya başladığını belirtirken, internet sitelerine açıklama yayınlamalarına rağmen hala insanların endişe dolu mesajlar göndermesinden yakınıyor. Ancak bu ilgi CERN'in tanıtımında büyük rol oynadı. Yılda bir kez ziyarete açılan bilim üssünü ziyarete gelenlerin sayısı geçen yıl 30 bini, bu yıl 6 Nisan'da ise 55 bini aştı. Vanden Broeck, Da Vinci Şifresi filmiyle ilgili bir de 'film hilesi'ni açıkladı: CERN'de yapılan çekimlerde oyuncu kullanılmadı, oyuncular daha sonra görüntülerin üzerine monte edildi. Vanden Broeck, filmde Cern'deki cinayeti araştıran başrol oyuncusu Tom Hanks için, "Sadece filmlerde gördüm" dedi.
Dan Brown'ın hayal gücü
Dan Brown'ın Türkiye'de de çok satan romanı Melekler ve Şeytanlar'da, 'İlluminati' örgütünün casusu CERN'e girerek parlak bir fizikçi olan Leonardo Vetra'yı öldürüyor ve 'antimadde'yi çalarak (!) yok etmesi için Vatikan'ın altına yerleştiriyordu. Bilimadamları antimaddenin salisenin de altında bir zaman aralığında ortaya çıkıp yok olduğunu, kitaptaki gibi bir durumun mümkün olmadığını vurguluyorlar.
Tanrı maddesi reklam kokuyor
CERN Genel Direktörü Robert Aymar'ın, 'tanrı maddesi' ifadesi konusundaki sözleri ironik: "Bu ifadeyi, yıllarca çalışmasına rağmen bu parçacığı bulamayan Nobel ödüllü İngiliz fizikçi Leon Leiderman ortaya attı. Fizik kitabını satmaya çalıştı ve reklamı için iyi bir isim aradı. Aslında, yaşadığı hayal kırıklığı nedeniyle 'tanrı kahretsin maddesi' demek istedi ama yayıncı kitabın satması için 'hayır tanrı maddesi olsun' diye değiştirdi."
Aymar, Türkiye'nin üyeliiği konusunda da, üyeliğin, Türkiye'nin isteğine ve bilimsel ptansiyeline bağlı olduğunu vurgularken, bilimsel gelişmenin devletler için uluslararası alanda önemli bir kriter olduğuna da dikkat çekiyor. Aymar, "Türkiye başvurmalı. Buraya birçok Türk fizikçi geliyor. Bu konuda gayet açığız" diyor.
Sıkça yapılan yanlışlar
Yanlış: Proton çarpışması sırasında ortaya çıkacak karadeliklerin evrenin oluşumunu tersine tetikleyecek ve dünya yok olacak. ABD'li iki bilmi adamı Walter Wagner ve Luis Sancho, ABD mahkemelerine dava açarak, bu nedenle deneyin durdurulmasını istediler.
Doğru: Proton çarpışması, bugüne kadar bilinen molekül-atom-proton, nötron, elektron-quark-x, y,z parçacıkları zincirinin hesaplanabilen ancak gözlemlenemeyen Higgs parçacığı ve karanlık maddenin gözlemlenmesini sağlayacak. CERN uzmanları, Avrupa'daki bilimsel bir araştırma için ABD'de mahkemeye başvurmanın 'reklam amaçlı' olduğu görüşünde.
Yanlış: Deney zaman tüneli açacak.
Doğru: CERN'deki bilimadamları bu teoriye gülümseyerek karşılık veriyor.
Yanlış: LHC deneyinde protonlar ışık hızının 99.9999 katı hızla çarpışacak.
Doğru: Protonlar, ışık hızına yüzde 99.9999991 oranında yakın bir hızla çarpışacak.
Yanlış: Çarpışmadan 'tanrı maddesi' çıkacak.
Doğru: 'Tanrı maddesi' tanımı, maddeye kütlesini veren Higgs parçacığı için 'popüler' olsun diye kullanılmış bir ifadedir. Bilim dünyasında karşılığı yoktur.
Yanlış: Bilimadamları 'yaratıcı'yı bulmaya çalışıyor.
Doğru: Bilimadamları evrenin yapıtaşlarını ve ilişkilerini ortaya çıkararak oluşumunu açıklamaya çalışıyor.
Beyinleri CERN'de akılları Türkiye'de
CERN'deki Türk bilimadamlarının çoğu İngiltere, ABD ve İtalya'daki üniversitelerin sağladığı imkanlarla araştırma yapıyor. Ancak beyinleri de kalpleri gibi Türkiye için çalışıyor.
![]() En genç fizikçi Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü master öğrencisi 22 yaşındaki Cemile Ezer, CERN'deki en genç araştırmacılardan. Güneşten gelen ışık taneciklerini gözlemleyen CAST projesinde görev yapan Ezer, merhum Prof. Engin Arık'ın eşi Prof. Metin Arık'ın öğrencisi olduğunu gururla söylüyor. Gözlemlerini heyecanla anlatan Ezer, CERN'deki araştırmalarının sürekli olmasının Türkiye'nin üyeliğine bağlı olduğunu da üzülerek ekliyor. |
CERN'deki 30 Türk bilimadamı ve araştırmacının profili de 'beyin göçü' ve 'başarı hikayesi' haberleri hatırlatıyor. Ancak 'göçen' beyinler herşeye rağmen aynı zamanda Türkiye için çalışıyor.
Isparta'daki uçak faciasında kaybettiğimiz CERN araştırmacılarından Prof. Engin Arık'ın öğrencisi Dr. Bilge Demirköz, hem bir başarı hikayesinin hem de bir beyin göçü tartışmasının kahramanı... Dr. Demirköz, aslında 'Türkiye'nin yetiştirdiği' bir değer değil; kendini Oxford ve MIT'te yetiştiren Demirköz, halen CERN adına en büyük deney olan ATLAS projesinde çalışıyor. Ancak kendini Türk bilimadamı' diye tanımlaması, Türkiye'den daha çok araştırmacının CERN'de olmasının önemini vurgularken duyduğu heyecan, bugünlerde YÖK'teki 'bilimsel' tartışmalar ve üniversitelerdeki manşetlere çıkan olayları hatırlayınca yerini üzüntüye bırakıyor.
BEYİN GÖÇÜNÜN İLK ÖRNEĞİ
Bu isimlerden ikisi de Samim Erhan ve Roberto Saban. Erhan, Amerikan UCLA üniversitesi adına CERN'de bulunurken, Saban'ın hikayesi, Türkiye'den beyin göçünün tarihine de ışık tutuyor. İTÜ'de matematik profesörü olan babasının 1976'da üniversitelerdeki ortam yüzünden İtalya'ya yerleşmesi üzerine eğitimini burada yapan Saban, Avrupa ve Kanada'daki çalışmalarından sonra CERN'in bilgisayar bölümünün liderliğini üstlendi. CERN'deki Türk araştırmacılara büyük destek veren Saban, Türkiye'nin değerli beyinlerini kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü de dile getirirken, babasının merhum Prof. Erdal İnönü ile olan dostluğunu anlattı. 17 yaşında ayrıldığı Türkiye ile bağlarını da koparmadığını, "yazları Bodrum'a tatile geleceğim günü heyecanla bekliyorum" sözleriyle dile getirdi.
Yeni Şafak
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...