Ülkü Ocakları’nın eski Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti davasında sanık olarak yargılanan avukat Serdar Öktem, 6 Ekim’de İstanbul Gayrettepe’de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Öktem’in içinde bulunduğu araca Büyükdere Caddesi’nin Zincirlikuyu mevkiinde ateş açıldı. Olay yerinden gelen görüntülerde aracın şoför bölümüne en az beş kurşun isabet ettiği görülüyor. İçişleri Bakanlığı saldırı sonrası önce beş şüphelinin yakalandığını duyurdu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise gözaltı sayısının 13’e yükseldiğini açıkladı.
Savcılık, yakalananlardan ikisinin 18 yaşın altında olduğunu belirtti. Soruşturmada iki kalaşnikof ve iki tabancanın ele geçirildiği bildirildi. Öktem’in daha önce ‘Daltonlar’ olarak bilinen bir suç örgütü tarafından tehdit edildiği iddia edilmişti. Savcılık açıklamasında, saldırının “bir organize suç örgütünün maktule karşı beslediği husumet” nedeniyle gerçekleştirildiğinin değerlendirildiği, olayda taşeron kullanım ihtimalinin de araştırıldığı belirtildi. Öktem’in daha önce ‘Daltonlar’ olarak bilinen suç örgütü tarafından tehdit edildiği iddia edilmişti.
‘UYARIDA BULUNMUŞTUM’
Serdar Öktem’in öldürülmesinin ardından Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş sosyal medya hesabından dikkat çeken bir açıklama yaptı. Ayşe Ateş, son duruşmada mahkeme heyetine, davada adı geçen bazı isimlerin korunması gerektiğini ilettiğini hatırlattı: “Katıldığım son duruşmada Sinan Ateş suikastına karışıp soruşturma ve kovuşturma süreci boyunca hakkında kuvvetli şüphe veya maddi delil bulunan, hüküm giyen ya da kovuşturması devam eden şahıslardan özellikle Doğukan Çep, Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem’in can güvenliğinin sağlanması gerektiğini mahkeme heyetine iletmiştim. Çünkü süreç artık kamuoyunun gözü önünde ilerlemiyordu ve arka planda sıcak gelişmeler yaşanıyordu.”
Ateş, ayrıca Öktem’in dijital incelemelerde kilit öneme sahip olduğunu vurgulayarak “Serdar Öktem’in Apple’dan cihaz bilgilerinin gelmesi önemliydi ve devam eden diğer soruşturma dosyasında Sinan Ateş suikastına ilişkin çok ciddi iddialar vardı” ifadelerini kullandı. Adalet çağrısı yapan Ateş, “Ne kadar alçak olsalar da eli kanlı katillerin can güvenliğinin sağlanması bu siyasi cinayetin aydınlatılması için önemli. Çünkü hepsi konuşacak ve cinayeti onlara ihale eden asıl canileri açıklayacaklar” dedi.
Serdar Öktem, Sinan Ateş suikastı soruşturmasında yaklaşık 21 ay tutuklu kaldıktan sonra 2 Ekim 2024’te adli kontrolle serbest bırakılmıştı. Daha önce Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı yapan Öktem, aynı zamanda davadaki bazı sanıkların avukatıydı. Savunmasında suçlamaları reddeden Öktem “Dosyanın eski savcılarının manipülasyonlarıyla tutuklandığını” iddia etmişti. Telefon incelemesinde ise şifreyi vermeyi reddetmiş, Avukatlık Kanunu’na dayanarak “mesleki gizlilik” gerekçesiyle cihazına erişimi engellemişti.
‘SİNAN ATEŞ DAVASI ÜZERİNE ÖRTÜLEMEZ NOKTAYA GELDİ’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, sosyal medya hesabında Öktem’i “davanın kilit ismi” olarak nitelendirdi ve tahliyesinin hata olduğunu söyledi. İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, cinayetin önlenememesini “emniyetteki zafiyetlerin göstergesi” olarak değerlendirdi. CHP’ye katılan Muharrem İnce de “Sinan Ateş davası artık üzeri örtülemez bir noktaya gelmiştir. Bu cinayette adı geçen en kritik isimlerden biri olan Serdar Öktem’in öldürülmesi meselenin ne kadar derin olduğunu bir kez daha ortaya koydu” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise grup toplantısı sonrası gazetecilerin “Serdar Öktem suikastı” sorusunu yanıtlamadı.
ŞÜPHELİLERİN İFADESİ ORGANİZE İNFAZI ORTAYA KOYDU
Sinan Ateş cinayeti sanıklarından avukat Serdar Öktem'in öldürülmesiyle ilgili soruşturmada 2'si çocuk 9 şüpheli tutuklama, 4 şüpheli de adli kontrol istemiyle hakimliğe sevk edildi. Şüphelilerin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde alınan ifadeleri ortaya çıktı. 23 yaşındaki Sidar Öz, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istedi. Öz, daha önce ruhsatsız silah bulundurma suçundan yaklaşık 4 yıl ceza aldığını ve bir buçuk yıl cezaevinde kaldığını söyledi. Daltonlar suç örgütünün üyesi olduğunu ve Alican Çakır isimli örgüt üyesinin kendisi ile Facetime üzerinden görüştüğünü, iki kişi aracılığıyla Çakır’ın isteği doğrultusunda İstanbul’da bulunan firar evlerine götürüldüğünü, burada diğer tetikçiler Ejder Kaplan ve Cengizhan Üzümcü ile tanıştığını söyledi. Alican Çakır’ın kendisini arayarak “Caner Koçer ve Furkan Yavuz’un intikamını alacağız” dediğini iddia eden Sidar Öz “Beni ailemi öldürmekle tehdit ettiği için bu teklifini kabul etmek zorunda kaldım” dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...