Altın fiyatları bir rekor daha kırarak onsu 1.265 doları gördü. Altın dün tarihinin en yüksek rakamına erişirken, Türkiye'de ise dolardaki gerilemeye bağlı olarak fiyatı aynı seviyede kaldı. Fiyatların yüksekliğine bağlı olarak yurtiçindeki altın tüketimi yarı yarıya azaldı. Darphanenin yıllardır cumhuriyet, reşat ve cumhuriyet altınının yarım ve çeyreklerinden oluşan 60 tonluk yıllık baskı miktarı yüzde 50 azalarak son bir yılda 30 ton civarına geriledi. Küresel krizle birlikte fiyatları yükselmeden önce yılda ortalama 200 ton altın ithal eden Türkiye'nin, bu yılın ilk 5 ayındaki dış alım miktarı 1,2 tonda kaldı. İstanbul Altın Borsası'ndaki işlem hacmi de bu yıl 21 Haziran itibarıyla 34 ton olarak gerçekleşti. Hem Darphane hem de borsa verileri Türkiye'de altın tüketiminin yarı yarıya azaldığını gösteriyor.
İstanbul Altın Borsası Başkan Vekili Osman Saraç, fiyatların yükselmesiyle altın ithalatının 1 tonlu rakamlara düştüğünü, ihtiyacın yurtiçindeki satışlardan karşılandığını, tüketimin yüzde 50 oranında azaldığını kaydetti. Dünyadaki altının fiyatını Londra'da faaliyet gösteren küresel fonlar ve bankaların belirlediğini hatırlatan Saraç, "2009 Eylül ayında benim de katıldığım Londra'daki altın ticareti zirvesinde, fiyatı belirleyen oyuncular arasında yapılan anketten 2010 yılı ortalama fiyatı ons başına 1.350 dolar çıktı. Şu anki fiyatlar öngörülen bu ortalamanın altında." dedi. Altın fiyatlarının 1.350 dolar olarak anketten çıkmasını "küresel ekonomik krizin Amerika ve Avrupa'da sürmekte olduğunun göstergesi" olarak değerlendiren Osman Saraç, Avrupa ve İngiltere para birimlerindeki zayıflığın altına fiyat yükselişi olarak yansıdığını ifade etti.
Küresel yatırımcı fonların, merkez bankalarının ekonomideki belirsizlik nedeniyle altın satın almayı sürdürdüğünü belirten Saraç, Amerika, Fransa ve İngiltere'nin ekonomik krize karşı henüz gereken tedbirleri almadıklarını anlattı. Saraç, "Şirketlerinin zarar görmemesi için sorunu zamana yayarak çözmek istiyorlar. Küresel kriz, yatırımcıları ve bankaları altına yönlendiriyor. Kriz sürdükçe altındaki yüksek fiyat devam eder." dedi. İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç da, Avrupa'daki ekonomik sıkıntı nedeniyle kâğıt paradan kaçışın güvenli bir liman kabul edilen altına talebi artırdığını ve buna bağlı olarak da fiyatların yükseldiğini söyledi. Küresel krizden sonra altının yatırım aracı olarak görüldüğünü ve dünyada altına ilginin birkaç kat arttığını dile getiren Halaç, bunun da fiyatları yukarıya taşıdığına dikkat çekti. Geçen yıl yükselen fiyatlarla Türkiye'de halkın altınını sattığına işaret eden Halaç, bu yıl ise satışın geçen seneye nispetle düştüğünü kaydetti. Halaç, "Küresel krizden önce takı olarak alınan altını krizden sonra kişiler de yatırım aracı olarak alıyor. Fiyatın yükselmesi için başka bir sebep yok. Küresel krizdeki gelişmelere bağlı olarak fiyatı gevşer." diye konuştu.
Altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk ise altının fizik talep değil, küresel fonların hareketleriyle tavan yaptığını iddia etti. Fiziki talep olmadan fon hareketleri ile altını rekor fiyat seviyesinde tutmanın mümkün olmadığını anlatan Yıldırımtürk, önümüzdeki 3-4 ay içinde fiyatın 850-900 dolara düşebileceğini ifade etti.
Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...