Tekbir Giyim'in marka tescilinin iptal edilmesi için dava açan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Güler ile İslamiyet Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Bayraktar'a Diyanet'ten destek geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Saim Yeprem, dini kavramların ticari amaçlarla kullanılmasının sakıncalı olduğunu söyledi.
Arapça kökenli olan 'tekbir', 'Allahu ekber (Allah her şeyden daha büyüktür)' anlamına geliyor. Prof. Güler ile Bayraktar, böyle önemli bir dinsel terimin ticari amaçla kullanılamayacağını belirterek Tekbir Giyim'in marka tescilinin iptal edilmesi için İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi'ne dava açtı. İki ilahiyatçı, Tekbir Giyim'in sahibi Mustafa Karaduman'ın 'tekbir' ismini kullanmasının yasalara aykırı olduğunu savundu.
Arınç'ın avukatı
Bülent Arınç'ın da avukatlığını yapan Yakup Erikel aracılığıyla açılan davanın dilekçesinde şu gerekçeler ortaya atıldı: "İslam dininin temeli, tevhid inancının ifadesi ve namaz ibadetinin bir rüknü olan tekbir kelimesi, davalı şirket tarafından ticari bir marka haline getirilmiştir. Dini bir kavram olan 'tekbir' kelimesinin ticarette marka olarak kullanılması, kutsal dini kavramların manevi içeriğinin tahrip edilmesine, din istismarı sonucu haksız ticari kazanç elde edilmesine, kutsal kabul edilen bir kavramın marka haline getirilerek, muadil markalar karşısında haksız rekabetin oluşmasına neden olmaktadır."
Olayın basına yansımasının ardından değerlendirmelerde bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Saim Yeprem de İslami kavramların ticari isim olarak kullanılmasının sakıncalı olduğunu söyledi. Yeprem şu değerlendirmeyi yaptı: "Tekbir her ne kadar 'tek' ve 'bir' kelimelerinin birleşimi gibi izah edilebilirse de telaffuzu İslam'ın çok önemli kavramlarından biri olan 'tekbir'le fonetik olarak aynı. O benzerlikten yararlanarak istismar gibi mütalaa edilebilir. Mahsurlu olduğu kanaati bende de var. Dini kavramlar ticarete alet edilmemeli."
Tekbir Giyim, adından ilk olarak 1992 yılında gerçekleştirdiği tesettür defilesi ile söz ettirmişti. Şirket defileyi, 'Türkiye ve dünyada bir ilk' olarak duyurmuştu. Davanın kazanılması halinde, İslami kavramları kullanan diğer şirketler aleyhine de emsal teşkil edebileceği belirtildi. Dava sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş alınması da ihtimal dahilinde.
Radikal
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...