Akşam'dan Nagehan Alçı'nın röportajı...
ABD’nin Türkiye büyükelçiliğini yapan Abramowitz, Ermeni konusunda Cumhuriyetçiler’in Türklere dost, Demokratlar’ın düşman olduğu kanısının doğru olmadığını söyledi. Abramowitz “ABD’de Ermeni konusunu kaybettiniz. Bu, hükümetlerin değiştirebileceği bir şey değil” dedi
Ermeni meselesini ABD’de kaybettiniz
Baba Bush döneminde 1991’e dek ABD’nin Türkiye büyükelçiliğini yapan Morton Abramowitz bugün hala Türkiye’yi yakından izleyen ve dünyaya anlatan bir isim. Dizimiz kapsamında Washington’da Abramowitz ile bir araya geldik.
Türkiye Ortadoğu’da önemli bir oyuncu mu?
“Oyuncu” kelimesi ile oyunun kurallarını koyanı kastediyorsanız hayır. Pek fazla bir rolü yok ki! Körfez Savaşı sırasında bir oyuncuydu ama artık değil. Çünkü Ortadoğu’da oyunculuğun yolu Irak’tan geçiyor. Orada da Türkiye yok.
Evet Irak’ta yok ama Lübnan’da, Suriye’de arabuluculuk yapıyor.
Lübnan’daki girişim belki fayda sağlayabilir. Filistin meselesinde ise Türkiye’nin yardımını İsrail istedi. Sanırım Müslüman ülke olduğu için ama yardımcı olabilir mi bilmiyorum.
Farz edelim ki Türkiye bölgede önemli bir karar mekanizması olmuş. ABD böyle bir Türkiye’den memnuniyet mi duyar, rahatsızlık mı?
Türkiye Ortadoğu’da karar mekanizması nasıl olacak? Irak’taki problemi mi çözecek? İran’daki sorunu mu halledecek? Yapacakları hiçbir şey yok. Ellerinde böyle bir güç yok zaten. Yalnızca kolaylaştırıcı olabilir. Ara mekanizma olarak, tarafların birbiriyle iletişim sağlamasında faydalı olabilir. Çünkü nispeten ABD’nin ve İsrail’in güvendiği bir ülke. Bence Türkiye’nin isteyeceği rol bu olmalı. Ancak Amerika’da bazı muhafazakârlar böyle bir rolün de tehlikeli olacağını düşünüyorlar.
Neden? İslam’dan mı korkuyorlar?
Evet. AKP’ye güvenmiyorlar. Amerika’daki muhafazakâr çevreler hükümetin İslamcı olduğuna inanıyor. Ama ben meseleye böyle bakmıyorum.
AKP’ye açılan dava ile siyasi İslam arasında bir ilişki görüyor musunuz?
Ben bu davanın Türkiye’ye büyük bir baskı yaptığını ve zarar vereceğini düşünüyorum.
Geçtiğimiz yıl Newsweek’te yayınlanan makalenizde Türkiye’nin giderek bölündüğünü iddia etmiştiniz.
Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunların derinleşmesinde Cumhurbaşkanlığına Gül’ün seçilmesinin payı var. Son dönemde taktiksel olarak yapılanlar pek iç açıcı değil.
Türkiye’de yaygın bir kanıya göre ABD ile ilişkiler Cumhuriyetçiler iktidardayken daha iyi olur. Bu kanıyı en son Başbakan bir röportajda Ermeni tasarısı ile ilgili olarak söyledi.
Bu inanca hiç katılmam. Türkiye’nin Demokratlar’ın iktidarında endişelenmeleri gereken tek konu Ermeni meselesi. Demokratlar “soykırım” kelimesini onayladıklarını söylediler. Ama bu, tasarıyı destekleyecekleri anlamına gelmez. Zaten Ermeni meselesini ABD’de kaybettiniz. Ermeniler’in tezleri geniş çevreler tarafından kabul ediliyor. Bu, Demokrat ya da Cumhuriyetçi iktidarların ötesinde bir şey.
Cumhuriyetçiler’in döneminde Ortadoğu’da bir savaş olma olasılığı daha yüksek gibi. Savaşta da Türkiye’nin stratejik önemi artıyor. Öyle değil mi?
Hayır. Bu inancı düzeltmek lazım. Türkiye İran’la da bir savaş istemiyor. Bence Demokratlar başa geçerse Türkiye’nin önemi artacak. Çünkü onlar farklı bir Ortadoğu politikası öngörüyor. Ben uzun süre Asya’da görev yaptım. Özellikle Doğu Asya’da Demokrat hükümetlerin zayıf, Cumhuriyetçi hükümetlerin güçlü olduğu yönünde bir inanç vardır. Sanırım Türkiye’nin görüşü de benzer.
CUMHURİYETÇİLER GÜÇLÜ MİTİ
Yaşanılan sıkıntıları tek başına AKP’ye bağlamak doğru mu? Siz 2000’de “Türkiye siyasi ve ekonomik bir dönüşüm içindedir. Bu yüzden önümüzdeki 10 yıl içinde politik bir çalkantı yaşarsa ABD buna şaşırmamalıdır” diye yazmıştınız. Bugüne mi işaret etmiştiniz?
Evet, Türkiye’de bir çalkantı var. Hükümet eskisi gibi etkin ama ortada belirsizlik mevcut. Bu ülkedeki bir çok şeyi etkiliyor. Ve AKP çalışan bir hükümet, bunu kabul etmek lazım. Sevin ya da sevmeyin.
Türkiye’deki karmaşa ABD ile olan ilişkilerini nasıl etkiliyor? İkili ilişkiler açısından iyi bir dönem mi sizce?
Zor bir dönem, çünkü Amerikan Başkanı topal ördek konumunda. Normalde bu “topal ördek” durumu kasım-ocak arasındadır ama bu başkan uzun süredir bu konumda. ABD politikası epey bir süredir yalnızca potansiyel kötü gelişmeleri önlemek üzerine kurulu.
Ancak topal ördek konumuna düşmüş bir başkan giderayak İran’a saldırarak bu durumdan çıkabilir.
Yönetimde bazı çevreler böyle bir olasılığa karşı endişeleniyor. Bazıları ise Bush koltuğunu terk etmeden bir şeyler yapılması gerekiyor, diyor. Sonuçta İran, Irak ve Afganistan ABD’nin gözünün üzerinde olduğu ülkeler.
Akşam