İran'da ilk sıçrama 1905'de yaşandı. Ardından 1923'de İran'ı 140 yıldır yönetmekte olan Kaçar hanedanı devrildi. Cumhuriyet kurulması tartışılırken, darbenin lideri Rıza Han 1925'de kendisini Şah ilan etti.
Rıza Han'ın şah olmasına daha ilk günden itibaren karşı çıkıldı. 1951'de İran Başbakanı Muhammed Mussadık, petrolün kamulaştırılmasını savunmaya başladı ardından da kamulaştırmaya girişti. Dünyanın ikinci büyük petrol rezervlerine sahip olan İran, dünya ekonomisi için çok önemliydi. Mussadık'ı başta işçiler olmak üzere büyük halk yığınları destekledi. Ancak 1953'de CIA tarafından gerçekleştirilen bir askeri darbe ile devrildi.
Pehlevi ailesi durumu bir kere daha kontrol etmeye başladı. Ancak, İran halkı kendi oylarıyla işbaşına getirdiği Mussadık'ın ABD tarafından darbe ile devrilmesini unutmadı. 1976'da İran da muhalefet yükselmeye başladı. Şah'ın ağır baskılarına karşı toplumun her kesiminden sesler yükseldi. Şah baskıyı daha da artırdı.
1976-1979 arasında İran'da büyük bir işçi hareketi de vardı. İlk büyük hareket, 1976'da yoksulların yaşadığı Güney Tahran'da gecekondu yıkıma karşı direnişti. Gecekondularda yaşayan kesim çoğunlukta olmak üzere 50 bin kişilik bir gösteri gerçekleşti. Gecekondu yıkımı durduruldu.
Ardından grevler başladı. İran 3 yıl boyunca yüzlerce grev ve fabrika işgali ile karşılaştı. Haziran 1978'deki işçi mücadelelerinin ardından bağımsız işçi örgütleri yeniden gündeme geldi. Ağustos'ta işçi hareketi Şah rejimini olduğu kadar, ABD'yi de telaşlandırmaya başladı. 8 Eylül'de sıkıyönetim ilan edildi. 9 Eylül'de petrol işçileri greve başladı. Ardından basın grevi geldi. 10 binden fazla petrol işçisi ve 4 bin basın işçisi grev yaptı.
1979'da Humeyni İran'a geldiğinde işyerlerinde şuralar (işçi konseyleri) kurulmuş ve giderek güçlenmeye başlamışlardı. O dönemde İran'da üç önemli örgüt vardı: TUDEH (Komünist Partisi), Halkın Fedaileri ve Halkın Mücahitleri. Bu örgütlerin üçü de şuralardan uzak durdu. Üçü de 'önce demokratik devrimin gerçekleşmesi gerekir' diyordu.
Humeyni bütün ipleri ele geçirmek için şuraların yetkilerini kısıtlamaya kalkıştığında üç örgüt bu konuda sessiz kaldı ve böylece İran Devrimi boğulmuş oldu. Humeyni ve mollalar iktidarı bütünüyle ele geçirdi.
Daha sonra Irak-İran savaşı başladığında Humeyni eşsiz fırsat yakaladı. Milliyetçilik kartını çıkardı ve ulusu birleştirmek sloganı etrafında tüm sol muhalefeti ağır bir biçimde ezdi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...