CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin İzmir İl Başkanlığı önünde yaptığı konuşmada, son günlerde partide yaşanan tartışmalara ve kendisine yönelik eleştirilere yanıt verdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile ilgili iddiaları sert bir dille reddeden Özel, “Hiçbir kardeşimi satmadım, Tunç kardeşimi de satmam” dedi.
Özel, bazı çevrelerin partide nifak tohumları ekmeye çalıştığını savunarak, “CHP birbirine düşerse ancak o zaman amaçlarına ulaşırlar. Partimize operasyon çekmek isteyenler basın üzerinden trollerine şimdiden mesaj veriyor” diye konuştu.
Kurultay sürecine atıfta bulunan Özel, “Özgür Özel sadece kendisini destekleyenlere sahip çıkarmış, Tunç Soyer karşısındaymış, ona sahip çıkmazmış. Bunlar maksatlı haberler. Bizde rekabet olur, tartışma olur ama kardeşlik hukukuna asla halel getirilmez” ifadelerini kullandı.
İzmir’de lise yıllarından bu yana kurduğu dostluklara da değinen Özel, “10 yaşında Bornova'da yatılıya gittim, 6-7 yıl orada kaldım. Bugün hâlâ tatillerimi o günlerden arkadaşlarımla geçiriyorum. Kimseyi yarı yolda bırakmam” dedi. Tunç Soyer, mülkiye müfettişine ifade verdi: Ruhsata aykırı veya eksik uygulamalar rapor edildiğinde hemen gereği yapıldı Tunç Soyer, mülkiye müfettişine ifade verdi: Ruhsata aykırı veya eksik uygulamalar rapor edildiğinde hemen gereği yapıldı
Özel'in açıklamaları şöyle:
"Tatsız bir gündem ile İzmir'deyiz. Hiç şüphe yok şeklen baktığınızda niyet ortaya çıkıyor. Bir şafak operasyonu ve bugün gördük ki yüzlerce polis araçlarını, emin olun saatlerce uğraşarak verdikleri bir nizamla dron görüntüleri ile özel bir film prodüksiyonu gibi harekete geçişleri ve kişilerin onurlarını, haysiyetlerini zedeleyecek gözaltı görüntülerini servis ettiler. Maksat adalet aramak olsa dron ile adalet aranmaz adalet. Doğrunun peşindeyseniz algı operasyonlarına ihtiyacınız yoktur. Hiçbir yerel yönetici yargılanmaktan muaf değildir ama yeter ki yapılan iş hakkaniyete uygun olsun. O yüzden diyoruz ki yargılamalar TRT'den yayımlansın. Adil yargılansınlar, tutuksuz yargılansınlar diyoruz.
"İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCISI'NIN BÜTÜN PRATİĞİNİ BİLİYORUZ"
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın bütün pratiğini biliyoruz. O Antalya Cumhuriyet Başsavcısının yetkisinde olan işi oradaki başsavcıya küfredercesine yapan Ankara'daki başsavcıyı paspas etmekten rahatsızlık duymayan, Kayseri'de başsavcının yetkisini tecavüzü kendinde hak gören bir hadsiz.
Dün sabah erken saatlerde yapılan iş İzmir Cumhuriyet Başsavcısına sesleniyorum. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının pratiğine, iş görüş biçimine özenmektir. Onu taklit etmektir. Şunu bilin, orada günü gelince hesap verecek bir siyasi aparat var. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı İstanbul gibi davranmaya devam ederse İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına nasıl konuşuyorsak nasıl muamele ediyorsak gelecekte nasıl muamele edecekse ona ortak olur. Bunu böyle bilsin."
"TUNÇ SOYER Mİ KAÇACAK"
"Eğer eğer gerçekten adaletin peşindeyse yandaş televizyon kanallarının haftalardır, aylardır söyleyeceği hedef gösterdiği, konuşturduğu İzmir AK Partili siyasetçilerin peşinde olduğu bir dosyayı açacağız, bakacağız, soruşturacağız diyorlarsa ellerinden tutan yok. Bütün imkanlar ellerinde. Ama yeter ki adil olsunlar.
Dün sabah gidip de gözaltına aldıklarından kim Tunç Soyer mi kaçacak? 3 sene, 4 senelik mevzularla kaçacak olsa 50 kere kaçar. Ne Tunç Soyer'in, ne İzmir İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu'nun ne diğer arkadaşlarımızın görev sorumluluk üstlenmiş arkadaşlarımızın veremeyecekleri hesap yok. Bunun için akıllarını başlarına alsınlar.
Tutukluluk, tutuklama tedbiri istisnadır. Bir tutuklama yaparsam herkes diyecek ki tabii burada olması lazımdı. Kaçarken yakalanır, yurt dışına çıkarken yakalanır. Görevdedir. Elinin altında daha dünya kadar delil vardır. Birkaç gün o deliller karartılmasın diye tutulur başka. Görevde olmayan, bunca aydır, yıldır soruşturduğunuz, her birisi bir telefonla gelecek olanları sabah şafak operasyonuyla kollarına ikişer polis karşılarında kamerayla gözaltı görüntüleri bu yapılan işin de bir siyasi operasyon olduğunu, bir algı yönetimi olduğunu gösteriyor. Bunun için buradan açıklıkla şunu söylüyoruz. Biz sürecin ikinci günündeyiz."
Bundan sonra İstanbul gibi yapacaksanız İstanbul'a nasıl mukabele ediyorsak aynı şekilde buraya mukabele ederiz. İzmir'in hafızasında bir şey var. İzmir'in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu değerli büyüğümüz. 379 yılla 33 ayrı suçlamayla yargılandı. Her davet edildiğinde gitti. Her mahkemede aslan gibi oturdu. Kendisini savundu. Bir yandan İzmir'e hizmet etti. Bir yandan yargıya hesap verdi. Alnının akıyla. Bir gün bile ceza almadan o soruşturmadan çıktı. O günlerde AK Parti medyası İzmir'in AK Partili siyasetçileri neler söylüyordu.
O yüzden İzmir'in siyaset kültüründe soruşturulmak, hesap vermek ve aklanmak vardır. İzmir'in siyaset kültüründe tutuksuz yargılama vardır. Verilemeyecek hesap yoktur. İçlerinden verilemeyecek hesabı olan çıkarsa tutuksuz yargıladığın, şeffaf yargıladığın, savunma haklarını kısıtlamadığın, avukatlarla ailesiyle uğraşmadığın bir durumda herkes adaletiyle inanırsa sorulan sorulara cevap verilecek cevap yoksa kimse savcıya saldırmaz.
"BİR CHP'Lİ DİĞER CHP'LİYE YANLIŞ YAPARSA..."
Kimse hakime bir şey demez. Ama iftira, gizli tanık, şantaj, zulüm bunlara İstanbul gibi yeltelenirse o zaman adalet aranmaz. Siyasetin aparatı olunur. Bir de işin bir hususu var. Bu yapılan işte neler konuşuluyor, neler konuşturuluyor diye bakınca şu görülüyor. Cumhuriyet Halk Partisini en güçlü olduğu yerde Cumhuriyet Halk Partisinin amiral gemisinde İzmir'de birbirine düşürebilir miyiz? Birbirlerini mi şikayet ettiler? O mu oldu, bu mu oldu? Hepsi hepsini inceliyoruz. Hepsi gözümüzün önündedir. Ben bir Cumhuriyet Halk Partili, bir Cumhuriyet Halk Partili'ye yanlış yaparsa o yanlışı kendime yapılmış sayarım. Bu kadar açık söylüyorum.
Bu bir bu nifak tohumlarına, bu birbirine düşmelere dikkat edin. CHP birbirine düşerse o zaman amaçlarına ulaşırlar. Efendim adam neler yazdırıyor neler. Yani Cumhuriyet Halk Partisine ameliyat yapacak. Onu da basın üzerinden kendi trollerine şimdiden söylüyor. Efendim Özgür Özel kurultayda kendisini destekleyenlere ölümüne sahip çıkmış. Efendim Tunç Soyer kurultayda karşısındaymış. Özgür Özel gelip sahip çıkmazmış. CHP bu süreçte çok yara alırmış. Bizim ben 10 yaşında Bornova'da yatılıya gittim. 7 sene, 6 sene, 7 sene orada oturdum. Orada okudum. Her yaz eşimle, evladımla tatile giderken hala o yatakhaneden arkadaşlarımla tatile gidiyorum ben. Bizde rekabet olur. Tartışma olur. Kardeşlik hukukuna zeval getirmek olmaz. Hiçbir kardeşimi satmadım. Tunç kardeşimi de satmam."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |