Müsilaj kabusu geri döndü! 'Tüm Marmara'ya yayılabilir' 

Marmara Denizi’nde "sona erdi" denilen müsilaj yeniden görülmeye başladı. Balıkçılar, bir yandan yoğun denizanasıyla uğraşırken, diğer yandan ağlarını kaplayan müsilaj nedeniyle denize açılamaz hale geldi.

Bursa’nın Gemlik ve Mudanya ilçelerinden, Tekirdağ ve Balıkesir’den denize açılan balıkçılar, geçtiğimiz yıllarda aylarca süren felaketi yeniden yaşamaya başladıklarını belirtti. Gemlik Su Ürünleri Kooperatifi Başkan Vekili Kadir Aksu, denizanası yoğunluğunun yanı sıra müsilajın tekrar görülmesinin balıkçılığı durma noktasına getirdiğini söyledi.

Aksu, “Eylül ayı lüfer zamanı ama balığa çıkamıyoruz. Geçen yıl 8 ay boyunca müsilaj yüzünden denize açılamadık, şimdi de aynı kabus geri döndü. Ağlarımız ya denizanası ya da müsilajdan dolayı kullanılmaz hale geliyor. Çözüm bulunmadığı için Marmara’daki balıkçılık bitme noktasına geldi” dedi.

Balıkçıların ağ çekerken temas ettiği denizanası salyalarının ciddi cilt yaralanmalarına yol açtığını aktaran Aksu, balıkçıların çaresiz kaldığını dile getirdi.

"MÜSİLAJ BU YIL DAHA ERKEN BAŞLADI"
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Marmara Denizi Eylem Planı Bilim ve Teknik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı da 15 Eylül itibarıyla Gemlik, Bandırma, Erdek Körfezleri ile Çanakkale Boğazı girişinde müsilaj tespit ettiklerini açıkladı. Sarı, “Genelde ekim-kasım aylarında görülür ama bu yıl daha erken başladı. Birkaç hafta içinde Marmara’nın tamamında konuşuyor olacağız” uyarısında bulundu.

Müsilajın ortaya çıkışında artan deniz suyu sıcaklıkları, durağan deniz koşulları ve kirliliğin etkili olduğunu belirten Sarı, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

Çalışmayan arıtma tesislerinin devreye alınması,

İnşaatı süren tesislerin tamamlanması,

İleri biyolojik arıtmanın hızlandırılması,

Endüstriyel atıkların denetime tabi tutulması,

Merkezi ve yerel yönetimlerin işbirliği yapması,

Toplumsal farkındalık kampanyalarının başlatılması.

Sarı, “Marmara Denizi’nin kirlilik yükü azaltılmazsa müsilaj her yıl tekrarlayabilir ya da kalıcı hale gelebilir. Deniz ekosisteminden sonra balıkçılık sektörü en büyük kaybı yaşayacak” diye konuştu.