Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen Finans Zirvesi'nde yaptığı konuşmada KKM hesaplarından dövize geçiş oranının yüzde 14,5 seviyesinde olduğunu söyledi.
Karahan'ın konuşmasından öne çıkanlar şunlar oldu:
-Mart ayında finansal piyasalarda yaşanan hareketlilik karşısında proaktif bir biçimde gerekli tedbirleri aldık. Önümüzdeki dönemde de para politikasındaki kararlı duruşumuzu sürdürerek, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde hareket edeceğiz.
Gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankaları, küresel finansal döngülerin giderek daha
belirsiz ve dalgalı hale geldiği bir ortamda, para politikası araçlarını çeşitlendirmeye
yöneliyor.
Özellikle, 2008–2009 Küresel Finansal Krizi sonrasında, birçok merkez bankası faiz
oranlarını ayarlamakla kalmamış, aynı zamanda makroihtiyati politikaları sıkılaştırıcı yönde kullanarak finansal istikrarı desteklemiştir. Dolayısıyla, gelişmekte olan ülkelerde "tek tip" bir politika tepkisinden değil, ülkelere özgü koşullara uyarlanmış çok araçlı ve esnek politika bileşimlerinden söz etmek daha doğru olacaktır.
Biz de diğer gelişmekte olan ülkeler gibi para politikası uygulamalarımızda temel aracımız olan politika faizini çeşitli makroihtiyati politikalarla güçlendiriyoruz.
Sıkı parasal duruşumuzu desteklemek üzere kullandığımız araçları 3 ana grupta özetleyebiliriz:
-Mevduata yönelik düzenlemeler ile TL mevduatın payını artırmayı ve KKM’yi kademeli
olarak azaltmayı hedefliyoruz.
-Kredi büyümesine yönelik düzenlemeler ile kredi talebindeki dalgalanmaların önüne
geçiyoruz.
-Üçüncü olarak da likiditeye ilişkin adımlarımız ile sistemdeki fazla Türk lirası likiditeyi
yönetiyoruz.
Finansal piyasaların etkin işleyişinin sürmesi amacıyla piyasa kuralları içinde tüm para
politikası araçlarını, proaktif bir yaklaşımla, kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede, likidite koşullarını yakından izlemeyi ve likidite yönetimi araçlarını etkili
şekilde kullanmayı sürdüreceğiz.
''DÖVİZ TALEBİNİN YÜZDE 70'İ YURT DIŞI KAYNAKLI''
KKM bakiyesindeki azalış, finansal istikrar üzerinde risk oluşturmadan ve Türk lirası cinsi mevduatı önceleyerek sağlandı. Son 12 ayda vadesi dolan KKM hesaplarından dövize geçiş oranı, yüzde 14,5 seviyesinde gerçekleşti.
Son dönemde görülen finansal oynaklıkların sistemdeki toplam TL payı üzerinde etkisi de sınırlı oldu. Nitekim Türk lirası mevduatın payı yüzde 58 ile tarihsel ortalamasına yakın bir seviyede
ilerlerken, yatırım fonlarını da dahil ettiğimizde görünüm değişmemekte.
14 Mart – 2 Mayıs tarihleri arasında oluşan döviz talebinin yüzde 70’i yurt dışı kaynaklı
olurken yurt içi talep sınırlı kaldı.
Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçeve sayesinde mevduat faizlerinin seviyesi, TL’ye geçişi ve tasarrufları destekliyor.
Mal talebine ilişkin göstergeler yurt içi talebin ılımlı seyretmekle birlikte bir miktar dirençli olduğunu gösteriyor.
ENFLASYON AÇIKLAMALARI
Bununla birlikte gerek kullandığımız altı göstergenin ortalaması gerekse tahmin performansı görece iyi olan medyan enflasyona baktığımızda, bu göstergeler yıllıklandırılmış enflasyonun yüzde 30’un biraz üzerinde olduğunu ima ediyor. Bu da bize dezenflasyonun süreceğini gösteriyor.
Yıllık olarak baktığımızda düşüş eğilimini sürdüren gıda fiyatları, mart ayında ramazan
ayının da etkisiyle yükselmesinin ardından nisan ayında daha ılımlı bir artış kaydetti. Ancak, geçtiğimiz ay yurt genelinde gerçekleşen zirai don hadisesi önümüzdeki dönem için, başta meyve olmak üzere, işlenmemiş gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri artırdı.
Tüketici fiyatları üzerindeki maliyet kaynaklı baskılar hafiflemekte. Bu durumun belirli
sektörlerden kaynaklanmayıp genele yayılması bizim açımızdan önemli bir gelişme.
Enflasyon beklentileri dezenflasyon patikamızın üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bu
görünüm para politikasındaki sıkı ve kararlı duruşumuzu korumayı gerekli kılıyor.
Diğer taraftan, belirsizliklerin geçmiş döneme göre daha yüksek olduğunu da göz önünde bulundurarak ihtiyatlı ve sıkı bir para politikası duruşu sergiliyoruz. Sıkı para politikası duruşumuz enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar da sürecek.
Bir kez daha vurgulamak isterim ki, fiyat istikrarı; sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur. TCMB olarak dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak;
enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için kararlılıkla
çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...