TEMA Vakfı Danışmanı Orman Yüksek Mühendisi Dr. Hikmet Öztürk, Birleşmiş Milletler tarafından 2013'te alınan kararla her yıl 5 Aralık'ta kutlanan Dünya Toprak Günü dolayısıyla, sağlıklı topraklara ulaşmak ve erozyonla mücadele için yapılması gerekenleri anlattı.
Toprağın yaşamın temeli olduğunu belirten Öztürk, TEMA Vakfı'nın kurulduğu günden bu yana, başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıkları korumak için çalışmalar gerçekleştirdiğini ifade etti.
Öztürk, bu yıl "sağlıklı kentler için sağlıklı topraklar" temasıyla kutlanan Dünya Toprak Günü'nde faaliyetler gerçekleştireceklerini söyledi.
Gıdaların yüzde 95'inin topraktan geldiğini aktaran Öztürk, toprağın insan sağlığı açısından da kritik öneme sahip olduğunu, artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılayabilmenin ancak toprakların korunmasıyla mümkün olacağını belirtti.
![]()
"642 MİLYON TON TOPRAK EROZYONA UĞRUYOR"
Öztürk, bugün halen toprak bozulumu nedenlerinin başında erozyon geldiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Dünyada her yıl yaklaşık 75 milyar ton toprak, Türkiye'de ise her yıl 642 milyon ton toprağımız erozyona uğruyor. Dünya Toprak Günü bu yıl tüm dünyada 'sağlıklı kentler için sağlıklı topraklar' temasıyla kutlanacak. Toprağın 1 santimetresinin oluşması için yaklaşık 500 yıl gerekirken, ülkemizde her 16 yılda 1 santimetre toprak kaybediliyor. Oysa okyanuslardan sonraki en büyük karbon yutağı olarak toprak, iklim krizi ile mücadelenin de önemli bir aktörüdür. Toprağımız varsa ormanımız, tarımımız, meralarımız ve hayvancılığımız var. Toprak varsa yaşam var. Bütün dünyadaki canlıların yaşamları toprağa bağlı. Toprak varsa canlılar var, toprak varsa insan var."
Kentlerde yaşayan insanların iklim değişikliği nedeniyle karşı karşıya kaldıkları sorunlara baktıklarında çözümün merkezinde yine toprak olduğunu gördüklerini ifade eden Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin, kentlerin gıda güvenliği, kırsaldaki tarım topraklarının verimliliğinin korunmasına bağlı. Büyük kentlerin üzerinde oluşan ısı adalarını azaltmanın en etkili yolu ise kentlerdeki yeşil alanları artırmak. İklim değişikliğiyle birlikte kavurucu sıcaklıklar ve sıcaklığa bağlı ölümler artarken, bir ağacın gölgesi bile hayat kurtarıcı olabiliyor. Kısacası, iklim kriziyle mücadelenin temel unsuru toprak. O nedenle toprağı merkeze alan çözümler, sağlığımızı, yaşam kalitemizi ve gezegenin geleceğini koruyan çözümlerdir. Toprak varsa biz varız, toprağın korunması, yaşamın korunması demektir."
|
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...