Stratejist Erhan Göksel Turktime Genel Merkezi’nde Turktime Yönetim Kurulu Başkanı Talat Atilla ve Genel Yayın Yönetmeni Ersin Tokgöz’e konuştu.
İKİNCİ BÖLÜM…
TURKTIME: “Daha önce Türkiye'de büyük siyaset yoktu, bugün Başbakan Türkiye'yi taşıyabilecek çapta bir büyük siyaseti üretiyor...” Tayyip Erdoğan ile ilgili bu sözler sizin analizinizden. Ve şimdi, bu başbakanın ve partisinin en sıkı muhalifi durumundasınız. Ne değişti?
ERHAN GÖKSEL: Çok şey değişti. Başbakan birikimi çok olmayan birisidir. İyi eğitimli değildir. İyi kadroları dinlediği zaman iyi yapan, kötü kadroları dinlediği zaman kötü yapan bir adamdır.
TURKTIME: Başbakan şimdi kötü mü yapıyor? Kadro mu değişti?
ERHAN GÖKSEL: Evet… Başbakan’ın çevresindeki bütün iyi kadrolar kovuldu. Ayrıca yüzde 47’yi aldıktan sonra Gül’ün adaylığının önünü kesememiş olması kendi açısından başlı başına büyük bir hata oldu. Ahmet Davutoğlu, Akif Beki, Yalçın Akdoğan, Yasin Aktan, Ömer Dinçer gibi birikimi ve yeteneği olmayan insanlar tarafından teslim alınmış olması bütün perspektifini yok etti. İkinci bir önemli faktör; Danıştay saldırısından başlayarak kendisine karşı emniyet içinde yuvalanmış cemaatçi polisler; “sana darbe yapılacak, evinin krokisi bulundu, suikast yapılacak, sana komplo kuruluyor, yakınını dinliyorlar” diye korkuttular. Ve Tayyip bey polisleşti. Tansu Çiller’i Bülent Orakoğlu, Mesut Yılmaz’ı da Adil Serdar Saçan polisleştirmişti. Bir insanı gerekçelerini koyarak ürkütürseniz ona her şeyi yaptırabilirsiniz. İşte Başbakan’ı böyle bir noktada teslim aldılar. Başbakan’ın iki konuda zafiyeti vardır. En büyük zaafı Emine Erdoğan’dır. İkincisi İslamiyet’le ilgili konulardır. Ve cemaatçi polisler ve basın danışmanları dahil yanındaki insanlar zaaflarını kullanarak Tayyip beyi tuzağa çektiler. Mesela bakılsın, Akif beki Amerika’da nerelerde bulunmuş, oradayken onu kim finanse etmiş? Tayyip beyin tercümanlığını yapan zat, Egemen Bağış, hangi kolejden mezun olmuş? İngilizce Barak isminin İngilizce ismi olan Baruch Collage. Egemen Bağış bana canlı yayında bağlanarak Beyaz Saray’da çalışmadım dedi. Ama çevirmen olarak çalıştığının ispatı işte: http://www.baruch.cuny.edu/magazine/sum06/notes1.html... Ben işimi iyi yaparım. Kendi yazmış… Yabancı olup Beyaz Saray’da çalışabilirsiniz. Ama Beyaz Saray’da çevirmen olarak çalışmak için ABD vatandaşı olmak kuraldır. Çünkü; Başkanın en gizli konuşmalarını çevirerek olaylara vakıf oluyorsunuz. Peki bunlar kime hizmet ediyorlar? Ak Parti’nin kapatılma davasının bir numaralı nedeni Egemen Bağış’tır. Madrid’te “MHP türban olayını meclise sunacak, tuzak kurduruyor” diye Erdoğan’ı Egemen Bağış gaza getirmiştir.
“CANLI YAYINDA AĞLAMAMIN AYDIN DOĞAN’LA İLGİSİ YOK!”
TURKTIME: Gördüklerim duyduklarım karşısında ağlarım diye bir ifadeniz olmuştu geçmişte ve seçimden önceki bir programda Aydın Doğan’ın bağlanıp size çıkıştığı canlı yayında ağladınız. Sizi ağlatan hangi duyduğunuzdu o gün?
ERHAN GÖKSEL: İmaj böyle bir şey. Bu olayın ertesi günü kartelin bütün medyası “Aydın Doğan Erhan Göksel’i ağlattı” yazdı. Oysa hiç öyle bir şey yok. Biz o konuşmayı yaptık, 20 dakika geçti. Kamyon devrilmiş, 6 tane yoksul çocuk devrilen kamyondan sebze toplamak için otoyolu geçerken eziliyorlar, 4’ü ölüyor. Ben bunu anlatırken ağladım. Ağlamamın Aydın Doğan’la hiçbir ilgisi yok. Tüm sitelerde tamamı halen duruyor. Kim ağlamış; ben mi Aydın Doğan mı? Aslında, ben www.versohaber.com’u Aydın Doğan’a borçluyum. Daha önce kamuya açık bir sitemiz yoktu. Ama “Aydın Doğan Erhan Göksel’i ağlattı” denilince 48 saatte bu siteyi açtım ve o programın görüntülerini siteye koydum. Başından sonuna kadar adamın canına ot tıkıyorum. Bana müfterisin diyor, ben de ona "sen göbeğinden hükümete bağlısın" diyorum. Bana geri al diyor, almam diyorum. “Aydın Bey unuttunuz mu. Oturduğunuz bütün başbakanların masalarında ben de vardım.” dedim. Bunun üzerine paniğe kapıldı ve kapattı. Mesut Yılmaz’ın kendilerine biat etmeleri koşuluyla CNN TURK’ün başına Taha Akyol’u, Yalçın Doğan’ı Milliyet’e getirdiğini söylüyorum tekzip yok. Olamaz çünkü benim yanımda oldu.
“ERDOĞAN AK PARTİLİLERİN FLASH TV’YE ÇIKMASINI YASAKLADI…”
TURKTIME: Turhan Çömez ile Ertuğrul Yalçınbayır’ın sizin yanınızda danışman olarak çalıştığı söyleniyor. Doğru mu bu?
ERHAN GÖKSEL: Hayır… Söz konusu bile değil. Türkiye’de medya maalesef ayağa düştü. Masa başında oturup haber yapıyorlar. Özellikle Ergenekon işini kurcalayanların hepsi masa başı habercisi. Hayatında bir tane onbaşı tanımayan general tanımış gibi yazar. Mesela Şamil Tayyar’ın Başbakan’la merhabası bile yoktur. Ama başbakanın ağzından yazı yazar. Şimdi biri bunları yazmış çünkü Çömez de Yalçınbayır da Flash TV’ye çıkıyor. Flash TV’ye Ak Partililerin çıkması yasak 2003’ten beri. Tayyip Beyin emridir bu. Onlar Flash TV’ye çıkınca ben de orada program yapıyorum diye böyle yazıyorlar. Turhan Çömez’i tanırım, çok az hukukum vardır. Ertuğrul beyle Anap döneminden tanışırım. Ak Parti milletvekili olduğundan beri yüzünü görmedim, karşılaşmak da nasip olmadı. Ayrıca bir şey söyleyeceğim; Benim çok danışmanım var ama benim danışmanlarım dünya çapında akademisyenlerdir. Türkiye’de Demirel ve Erbakan hariç, Erdoğan dahil siyasetten kimi imtihan etsem sınıfta bırakırım. Elime su dökemezler. Bunu kabul edenle çalıştım bu güne kadar. Bu konuda hiç mütevazı değilim.
“SINIR ÖTESİ HAREKAT SANILDIĞI GİBİ BÜYÜK DEĞİL… SADECE ORAYI BURAYI BOMBALADIK!”
TURKTIME: Siz 2007 de verdiğiniz bir röportajda sınır ötesi operasyon ve özellikle hava harekatının imkansızlığını dile getirmiştiniz ama ikisi de oldu. Siz mi yanıldınız yoksa o tarihten sonra Türkiye-ABD ilişkilerinde bir şeyler mi değişti?
ERHAN GÖKSEL: Ben Amerika’nın izni olmadan hareket olmaz dedim. Ve olmadı da zaten. Biz neden çekildik apar topar? Çünkü ABD bize hava sahasını kapattı. Biz kuzey Irak’ı tanıyarak girdik. Bir sene önce Talabani’yi, Barzani’yi kabul etmiyorduk. Şimdi ne oldu da Talabani’nin elini öpüyoruz. Zap kampı kaç kilometre? Sadece 14. Evet, bizim yaptığımız hareket
TURKTIME: Peki olay neydi? Günlerce harekat fotoğrafları yayınladık, kış şartlarında yapılan zor harekatın başarısı ile gurur duyduk…
ERHAN GÖKSEL: İç kamuoyuna yönelik siyaset... Ben tüfeklerin ağzında mantar tıkalı olduğunu gösterdim ekranda. Darmadağın oldular. Sonra da bizi neden eleştiriyorsun dediler. Biz apar topar neden çekildik hiç düşündünüz mü?
TURKTIME: Neden çekildik?
ERHAN GÖKSEL: Çünkü çekilmezseniz saat 05’te hava sahasını kapatırız dediler.
Hava sahasının kapanması demek, uçakların kodlarının bilgisayardan silinmesi demektir. Kuzey Irak’taki tüm ABD uçak ve radarları o anda bütün uçakları düşman uçağı görür ve düşürürler. Harekatın bittiğini ben mesajla bildirdim üst elite ilk kez, haber oradan yayıldı. Sonra Talabani açıkladı.
TURKTIME: Haber kaynağınız neydi?
ERHAN GÖKSEL: Genelkurmay… Harekatı yöneten komutanlardan birisi biz neden çekiliyoruz dedi, işin Amerika ayağını sordu. Ben de nereden çıktı çekilme diyince çekilme emrinin verildiğini söyledi.
ABDULLAH GÜL’Ü VATANA İHANETTEN YÜCE DİVAN’A GÖNDEREBİLECEK ŞOK BELGE
TURKTIME: Siz gazetecilerden daha iyi haber alıyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
ERHAN GÖKSEL: Gazeteciler haber almaz ki… Devlet içinden kimi adamlar gazetecilere bilgi verir. Derin gırtlak derler Amerika’da. Bana bu ülkede bilgi veren derin gırtlağım çok bugünlerde.
TURKTIME: Gazeteciler bu güveni neden tesis edemiyorlar acaba?
ERHAN GÖKSEL: Türkiye’deki gazeteciler gerçekleri açık bir şekilde tesis edemiyorlar. Amerika 200 yıllık bir devlet, Watergate olayında bir derin gırtlak çıktı; iki gazeteci dünya basın şeref ödülü aldı. Türkiye 3 bin yıllık bir devlet. Bir sürü derin gırtlak var. Siz işinizi iyi yaparsanız bir yığın derin gırtlağınız olur. Bana Abdullah Gül ile ilgili bir mektup geldi. Gayri resmi kriminal raporlarıyla kayıtlı. Talabani’ye 2002 yılında Kürdistan diye mektup atıyor başbakanken. Muhtemelen Gül atmıyor onu. Zarfın yapıştırma yerinde parmak izi var. O açıdan kriminal olarak önemli. O parmak izi de birkaç Kürt danışmanından birine ait muhtemelen. Yalakalık için yapıyorlar. Ben hakimlerle ve savcılarla da konuştum. Eğer zarf doğrulanırsa Gül vatana ihanetten yargılanabilir.
MGK’DA GÜNEYDOĞU’DA İSLAMİ FAALİYETLERİN ÖNÜNÜ AÇMAK İÇİN KARAR ALINDI VE…
TURKTIME: Deniz Ülkü Arıboğan’dan sonra Serdar Akinan da Erdoğan giderse güneydoğu biter dediler. Kimilerine göre de ayrışmaları tetikleyen Erdoğan. Bir böyle bir görüntü var bir de böyle. Sizce hangisi geçerli?
ERHAN GÖKSEL: Hiç alakası yok. Türkiye’nin Güneydoğusu'nun gitmesinin ne Erdoğan’la ilgisi var ne de başka biriyle. Bu, Türkiye’nin devlet politikası olarak 10 yıldır önünü görmemesiyle ilgili bir durumdur. Türkiye’deki en laik parti DTP’dir. DTP’ye karşı Ak Parti’yi ehven-i şer görüyorlar. Bu, devletin büyük yanılgısıdır. Devlet 24 Aralık MGK’sında Güneydoğu’da İslami hareketlerin önünü açmak ve teşvik etmek için karar aldı. Bu kararı bizzat askerler aldı. 800 tane imam atadılar bir gecede.
TURKTIME: Türkiye’de bundan sonra ne olacak?
ERHAN GÖKSEL: Türkiye’de bundan sonra ne olacağı, Ak Parti kapatılıp kapatılmayacağı gibi konuların karar verici mekanizması iç faktörler değil dış faktörlerdir. Eğer Ak Parti’nin kapatılması olmasa Türkiye’de rejim kesilir. Bir kuvvet komutanı ne dedi? Anayasa mahkemesi topu tutamazsa biz tutarız. Ak Parti’nin kapatılması uluslararası bir sorun haline geldi. Çünkü Türkiye’nin sorunları milli sorun olmaktan çıkmıştır. Türkiye’nin sorunları, uluslar arası siyasetin Orta Doğu bağlamındaki sorunlarının bir parçası hale gelmiştir. Dolayısıyla Türkiye burada senaryoyu yazan da değildir yöneten de. Sadece figürandır. Bu çok acı. Artık Türkiye’nin masada yeri yoktur. Bunun da en büyük sorumlusu Ak Parti iktidarıdır. Müesses nizam da iç siyasetle uğraşmaktan körleşmiştir, önünü görmüyor.
TURKTIME: Yok mu bunun bir düzelme çaresi?
ERHAN GÖKSEL: Çare için halkın silkinip yeni bir alternatif çıkarması lazım. Bu halk her zaman doğruyu görüyor. Ama halkın elinde silah yok. Halk Sünni kültürden geliyor. Başkaldırı yok. 5 yılda bir oy atıyor. Türk halkının hiçbir seçimde yanlış oy kullandığına inanmıyorum.
TURKTIME: Peki; alternatif çıkmazsa?
ERHAN GÖKSEL: Afyon’daki konferansta dinleyicilerden birisi “alternatif çıkmazsa ne yapacağız?” dedi. Ben “her şeyin alternatifi vardır” dedim. “Ya çıkmazsa” dedi? “Seçimleri boykot edin” dedim. Bir ülkede sandığa gidenlerin yüzde 50’si sandığa gitmiyorsa o ülkeyi hiçbir iktidar yönetemez. Ve bu sefer rejim değişir. Kartel yıkılır. Bütün anlatmak istediğim şu: Kurulu düzen yıkılmadıkça hiçbir şey değişmez. Kurulu düzen bir sacayağı. Kamuoyu yaratmak için siyaset, İstanbul sermayesi ve medya arasında bir sacayağı oluşmuş. Siyasetçi devlet pastasından ulufe dağıtıyor. O ulufenin karşılığı medya ve sermaye siyasetçiye kamuoyu servisi yapıyor. O yüzden iktidara göbeğinden bağlı. Bu ilişkiyi yok etmek lazım. Halkın sistemi silkelemesi şu açıdan önemli; Kartel, dizileri gerçek hayat gibi gösteriyor. Gerçek hayatta yaşanan dramları da dizi gibi sunuyor. Kadın 150 bin dolara yatıyor, herkes hülya peşinde. Ama orada yanan çocuk hastane bulamıyor, onu da dizi gibi izliyor televizyonda. Bu değişmediği sürece Türkiye bir yere gidemez.
KISA KISA KISA…
TURKTIME: Turgut Özal?
ERHAN GÖKSEL: Vizyon.
TURKTIME: Süleyman Demirel
ERHAN GÖKSEL: Seçim başarısı.
TURKTIME: Mesut Yılmaz?
ERHAN GÖKSEL: Statüko.
TURKTIME: Tansu Çiller?
ERHAN GÖKSEL: Güzel sarışın kadın.
TURKTIME: Deniz Baykal?
ERHAN GÖKSEL: Yorumsuz!
TURKTIME: Devlet Bahçeli?
ERHAN GÖKSEL: Devlet!
TURKTIME: Egemen Bağış?
ERHAN GÖKSEL: Tercüman!
TURKTIME: Abdullah Gül?
ERHAN GÖKSEL: Maskeli adam!
TURKTIME: Melih Gökçek
ERHAN GÖKSEL: 4. adam olduğunu söylerken 1. adam olduğunu belirten atom karınca.
TURKTIME: Yaşar Büyükanıt?
ERHAN GÖKSEL: İsmiyle müsemma olmayan bir Genelkurmay Başkanı.
TURKTIME: İlker Başbuğ?
ERHAN GÖKSEL: Önümüzdeki dönemin başrol oyuncusu.
TURKTIME: Kartel medyası?
ERHAN GÖKSEL: Türkiye’nin önünü tıkayan takoz.
TURKTIME: Fethullah Gülen?
ERHAN GÖKSEL: CIA!
TURKTIME: Aydın Doğan?
ERHAN GÖKSEL: İmparator.
TURKTIME: Turgay Ciner?
ERHAN GÖKSEL: Mehmet Ağar!
TURKTIME: Mehmet Emin Karamehmet?
ERHAN GÖKSEL: Mesut Yılmaz!
TURKTIME: Ahmet Çalık?
ERHAN GÖKSEL: Damat!
TURKTIME: Ertuğrul Özkök?
ERHAN GÖKSEL: İmparatorun orkestra şefi.
TURKTIME: Bekir Coşkun?
ERHAN GÖKSEL: Bir namuslu adam
TURKTIME: Ahmet Hakan?
ERHAN GÖKSEL: Başarılı bir gazeteci
TURKTIME: Engin Ardıç?
ERHAN GÖKSEL: Eski dostum
TURKTIME: Mehmet Barlas?
ERHAN GÖKSEL: Her devrin adamı
TURKTIME: Tuncay Özkan?
ERHAN GÖKSEL: Turgut Yılmaz
TURKTIME: İlhan Selçuk?
ERHAN GÖKSEL: Bir ağabey
TURKTIME: Fehmi Koru?
ERHAN GÖKSEL: Siyasi çizgisini başından sonuna kadar değiştirmemiş bir insan. Ben böyle bir adama saygı duyarım.
TURKTIME: Emin Çölaşan?
ERHAN GÖKSEL: İyi bir gazeteci
TURKTIME: Uğur Dündar?
ERHAN GÖKSEL: İyi bir televizyoncu
TURKTIME: Oktay Ekşi?
ERHAN GÖKSEL: Duayen Gazeteci
TURKTIME: Fatih Altaylı?
ERHAN GÖKSEL: Zeki bir tartışmacı ama gazeteci değil.
TURKTIME: Serdar Turgut?
ERHAN GÖKSEL: Gençlik arkadaşım
TURKTIME: Mehmet Altan?
ERHAN GÖKSEL: İyi bir akademisyen
TURKTIME: Ahmet Altan?
ERHAN GÖKSEL: İyi bir edebiyatçı
TURKTIME: Ergenekon?
ERHAN GÖKSEL: Türkler için en kutsal olması gereken kavram
TURKTIME: Müesses nizam?
ERHAN GÖKSEL: Dağıldı
TURKTIME: Telekulak?
ERHAN GÖKSEL: Cemaat
TURKTIME: Seçmen?
ERHAN GÖKSEL: Siyasileri sırtında taşıyan.
BİRİNCİ BÖLÜM:
GÜLEN'İ DE, ERDOĞAN'I DA YOK EDECEKLER…
RÖPORTAJ: TALAT ATİLLA&ERSİN TOKGÖZ/TURKTIME
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...