ByLOCK’un lisans sahibi Keynes: Ben 'Çaycı Mehmet'im 

Fehullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) şifreli haberleşme programı ByLock'un lisans sahibi olan  ve "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapsi istenen David Keynes, "Ben programın lisans sahibi olarak görünüyorum ama beni şirketteki 'çaycı Mehmet' gibi düşünebilirsiniz. Hiçbir şeyden haberim yok. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum" dedi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen ilk duruşmada, çifte vatandaş ve çift isimli olan David Keynes'in adı Alpaslan Demir olarak kullanıldı. Duruşmaya, tutuklu sanık Alpaslan Demir ve avukatı katıldı. Demir'in avukatı Abdurrahman Bayramoğlu'nun öncesinde duruşmanın gizli yapılması talebinde bulunduğu öğrenildi. Ancak heyet, talebi reddetti.  

"BİLGİ VERDİM, KİMSE BENİMLE İLGİLENMEDİ"

Sanık Alpaslan Demir kimlik sorgusunda, bekar olduğunu, mali müşavir olduğunu ve aylık 3 bin dolar geliri olduğunu belirtti. İddianamenin özeti okunduktan sonra sanık Alpaslan Demir savunmasını yaptı. Demir, 1997 yılında cemaatten ayrılıp green card ile Amerika'ya yerleştikten sonra Atalay Candelen ile tanıştığını söyleyerek "Benim kimlik bilgilerimi alarak Bylock programını kurmuş. Ben bunu darbeden sonra öğrendim. Devlet Denetleme Kurulu’nu, MİT’i arayarak bilgi verdim. Ancak kimse benime ilgilenmedi. Özgür Mumcu benimle ilgili bir yazı yazdığı için ona ulaşmaya çalıştım ancak ulaşamadım. İsmail Saymaz vasıtasıyla ona ulaşmak istedim. İsmail Saymaz kendisi haber yapmak istediğini söyleyince onunla konuştum" dedi.

MAHREM İMAM İDDİALARINI KABUL ETTİ

Demir, "İddianamedeki mahrem imam iddialarını kabul ediyorum. Ben üniversiteyi kazanınca cemaat evlerinde kalmaya başladım. Orada iki öğrenciye ders veriyordum. Bu öğrenciler fen lisesine hazırlanıyordu. Ancak sonrasında astsubaylık okuluna gittiler. 1997 yılında gazeteci Hikmet Çetinkaya ile görüştüm. Ona her şeyi anlattım. O da benimle ilgili bir yazı yazdı. Yazıdan sonra cemaatten bazı arkadaşlar benimle ilgilenmeye başladı. Ben bunalımlı bir dönem geçirdiğim için intihara teşebbüs ettim. Benim problem olacağımı düşünüp beni 1998 yılında Fetullah Gülen ile görüştürdüler. Olduğu yere gittim. Beni tanıştırdılar. Sadece adımı sordu. Ben çıkmak istiyorum dedim ve odadan çıktım. Başka bir şey konuşulmadı" diye konuştu.

"HİÇBİR ŞEYDEN HABERİM YOK"

Alpaslan Demir, "Bylock kripto bir programdır. Haberleşme için kullanılıyordu. Programı önce hakim, savcı ve mahrem imamları kullanıyordu. Sonra MİT programı çözünce örgütte herkese kullandırmaya başladılar. Program yayılınca önemli isimler de programı silmeye başladı. Ben programın lisans sahibi olarak görünüyorum ama beni şirketteki 'çaycı Mehmet' gibi düşünebilirsiniz. Hiçbir şeyden haberim yok. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum" dedi.

"AMERİKA'DA DARBE OLACAĞI ÇOK RAHAT KONUŞULUYORDU"

Amerika'dayken mayıs 2016 ayında Hüseyin Şentürk'ün ofisine gittiğini, oradaki FETÖ üyelerinin çok rahat bir şekilde Türkiye'de darbe olacağını konuştuklarını anlatan Demir, "New Jersey da örgüt üyelerinin oturduğu yerin bir saat aşağısında oturuyordum. Hüseyin Şentürk'ün ofisine gittim. Orada Türkiye’de darbe olacağı konuşuldu. Ben çıktıktan sonra bunlar darbe yapacak dedim" şeklinde konuştu. Keynes’in bu ifadesi üzerine savcı, "Bağınızı kestiğinizi söylüyorsunuz ama her şeye hakimsiniz. Sizin yanınızda darbe yapacaklarını bile konuşuyorlar. Bunlar çok özel bilgiler. Örgütle bağınızı kestiyseniz neden size söylüyorlar" diye sordu. Demir de bu soruya, "Örgütten ayrıldım ama hala görüştüğüm arkadaşlarım vardı. Böyle konular ABD’de çok rahat konuşuluyordu zaten, gizli bir şey değildi Amerika'da" dedi.

İSMİNİ NASIL SEÇTİĞİNİ DE ANLATTI

Sanık Alpaslan Demir, ismini nasıl seçtiği sorusuna ise "Keynes meşhur bir iktisatçı. David Ricardo'yu seçecektim ama daha çok İspanyolcaya benziyordu. İsmimden dolayı iki defa bombacı diye havaalanında gözaltına alındım. Vatandaşı olana kadar sürekli aranıyordum havalimanında. O yüzden isim değiştirdim. Yeminden önce Keynes olmasına karar verdim" diye cevap verdi.

İFADESİ İÇİN YENİDEN SAVCILIĞA SEVK EDİLECEK

Demir'in avukatı Abdurrahman Bayramoğlu ise, duruşmanın gizli yapılması, müvekkilinin tanık koruma programına alınmasını, bazı isimler hakkında sorulursa bilgi verebileceğini ifade etti. Kısa bir aranın ardından mahkeme heyeti, sanığın yeniden bildiklerini hususunda beyanlarının tespiti için savcılığa yazı yazılmasına karar verdi. Demir'in avukatı ise "Tüm bildiklerini anlattı zaten" deyince Mahkeme Başkanı, "Bizde söylemediği şeyler olduğu kanaati oluştuğundan savcılığa sevk ettik" dedi. Bu duruşmaya gelmeyen tanık gazeteci İsmail Saymaz'ın zorla getirilmesine karar heyet, avukatın tanık koruma programına alınması, duruşmanın kapalı yapılması ve green card mahiyetinin sorulması taleplerini reddetti. Gizli tanık Karadeniz'in ifadesininn tespiti için Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına ve tanık Mehmet Candan'ın talimat yoluyla ifadesinin alınmasına karar verildi. Sanığın tutukluluk devamına karar veren heyet, duruşmayı 29 Aralık tarihine ertelendi.

AVUKATI TEPKİ GÖSTERDİ  

Demir'in avukatı Abdurrahman Bayramoğlu duruşma çıkışında basın mensuplarına açıklama yaparak, "Türkiye'de artık görüldü ki etkin pişmanlık hükümleri hiçbir işe yaramıyor. İstediklerine uyguluyorlar istemediklerine uygulamıyorlar. Amerika'dan kalkıp kendi isteğiyle gelen bir adam Türkiye'de hala tutuklu yargılanmaya devam ediyor. Onların hepsi aslında var ifadelerinde, istediklerini açıklıyorlar istemediklerini açıklamıyorlar. Böyle demek ki " diyerek tepki gösterdi. "Siz duruşmanın kapalı yapılmasını istediniz?" sorusuna ise avukat Bayramoğlu, "Kapalı yapılmasını talep ettik, onların da bizim gibi düşündüklerini zannettik. Bundan sonra her şey açık" dedi.