Kan nakli, modern tıbbın en temel buluşlarından biri. Ancak Rh null gibi son derece nadir kan gruplarına sahip kişiler için bu işlem çoğu zaman imkânsız hale geliyor. Çünkü bu kişiler yalnızca kendi kan grubundan kan alabiliyor. Bu nedenle uzmanlar, bu kişilere kanlarını önceden dondurarak saklamalarını öneriyor.
Rh null’u özel kılan yalnızca nadirliği değil. Bu kan grubu, bağışıklık sistemiyle ilgili araştırmalarda ve kan nakillerinde evrensel donör potansiyeli taşıdığı için tıp çevrelerinde “altın kan” olarak anılıyor.

BBC Türkçe'de yer alan habere göre, Bristol Üniversitesi’nden Hücre Biyoloğu Prof. Ash Toye, bu kan grubunun önemini şöyle açıklıyor:
“Rh antijenleri bağışıklık sistemini güçlü biçimde harekete geçirir. Rh null kandaysa bu antijenler hiç bulunmadığı için, bağışıklık tepkisi riski de minimumdur.”
Bu özellik, özellikle acil durumlarda hastanın kan grubu bilinmediğinde büyük avantaj sağlıyor.
RH NULL NASIL OLUŞUYOR?
Araştırmalar, bu nadir kanın RHAG genindeki mutasyonlardan kaynaklandığını gösteriyor. Bu gen, alyuvar zarında bulunan Rh proteinlerinin oluşumunu sağlıyor. Mutasyonlar, bu proteinlerin üretimini engelleyince alyuvar yüzeyinde hiçbir Rh antijeni bulunmuyor. Bu biyolojik özellik, Rh null’u hem tıbbi olarak değerli hem de laboratuvar ortamında yeniden üretmesi son derece zor bir kan türü haline getiriyor.
2018’de Prof. Toye ve ekibi, laboratuvar ortamında Rh null özelliklerine sahip kırmızı kan hücreleri üretmeyi başardı. Ekip, Crispr-Cas9 gen düzenleme teknolojisini kullanarak, beş ana kan grubunun (ABO, Rh, Kell, Duffy ve GPB) antijenlerini kodlayan genleri devre dışı bıraktı.
Bu sayede “ultra uyumlu” alyuvarlar elde edildi. Bu hücrelerin, yalnızca Rh null değil, nadir görülen Bombay fenotipi gibi diğer özel kan gruplarına da uygun olabileceği düşünülüyor.
Ancak gen düzenleme yöntemleri hâlâ tartışmalı. Klinik onay süreci, güvenlik testleri ve etik tartışmalar nedeniyle bu kanların hastalarda kullanılması için uzun yıllar gerekebilir.
KÖK HÜCREDEN KAN ÜRETME ÇABALARI
ABD, Kanada ve İspanya’daki araştırma ekipleri de benzer yöntemlerle kök hücrelerden Rh null kan üretmeye çalışıyor.
-Milwaukee’deki Versiti Enstitüsü’nden bilim insanları, pluripotent kök hücreleri kullanarak laboratuvarda nadir kan türleri geliştirdi.
-Laval Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, A pozitif donörlerden alınan kan kök hücrelerinin genlerini düzenleyerek O Rh null hücreleri ürettiler.
-Barcelona ekibi ise Rh null donörlerinden alınan kök hücreleri gen düzenleme yoluyla daha evrensel hale getirmeyi başardı.
Fakat laboratuvarda kan üretimi hâlâ zorlu bir süreç. İnsan vücudundaki alyuvar üretimini taklit etmek, laboratuvar koşullarında son derece karmaşık. Hücrelerin olgunlaşması ve zar yapısının bozulmadan korunması, başlıca engeller arasında.
BAĞIŞ HÂLÂ EN GÜVENİLİR YÖNTEM
Prof. Toye’nin eş başkanlığını yürüttüğü RESTORE Projesi, laboratuvar ortamında üretilen alyuvarların sağlıklı gönüllülerde denendiği ilk klinik çalışma olarak öne çıkıyor. Ancak Toye’ye göre bu teknoloji yakın gelecekte yaygınlaşamayacak:
“Şu anda birinin kolundan kan almak hâlâ en verimli ve ekonomik yöntem. Yine de nadir kan gruplarına sahip kişiler için laboratuvar üretimi büyük bir umut.”
Bilim insanları, gelecekte Rh null gibi kanların laboratuvarda üretilip acil durumlar için saklanabileceği bir sistemin kurulabileceğine inanıyor. Şimdilik ise “altın kan”, hem tıbbın gizemli bir bulmacası hem de geleceğin kan bankalarının hedefi olmaya devam ediyor.
|
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...