CHP lideri Baykal, partisinin Meclis Grup toplantısında konuşuyor. Baykal, hükümetin ekonomi politikalarının iflas ettiğini belirtirken sert eleştiriler yöneltiyor.
İşte konuşmasından satırbaşları;
Türkiye'de çok önemli gelişmelerin kendisini gösterdiği bir dönem oldu. Geride bıraktığımız hafta içinde çok öenöli gelişmeler kendisini gösterdi. Hem ekonomi hem yolsuzluklar hem de terör alanında. Pek çok gerçek su yüzüne çıktı.
Ekonomide yaşanmakta olan olaylar dünyanın içine girdiği ekonomik krizden bağımsız olarak geride bıraktığımız dönemde zaten alarm işaretlerin, vermeye başlamıştı. Bu işaretler 2008 yılında gizlenemez hale geldi.
Ekonomik büyüme hızla yavaşladı, Türkiye'nin dıç ticaret açığı, cari açığı, genel borçları ekonomik yavaşlamaya rağmen azalmadı tam tersine artmaya başladı. Türkiye borç yapıyor, açık veriyor, cari açık veriyor. Sonuç? Türkiye'de ekonomi mi genişliyor. Hayır ekonomi yavaşlıyor. İşsizlik artıyor.
Bu bunalım tarımda çok ciddi şekilde hissedildi. Sanayide otomotivde tekstilde çok ciddi şekilde kendisini gösterdi.
Bu sene çiftçimiz gübre atamadı. Gübre atamamanın ne demek olduğunu takdirinize sunuyorum. Şimdi gübre atamıyorsun, seneye bunun sıkıntısını yaşayacaksın. Türkiye ekonomik bakımdan çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıyadır.
Dışarıdan gelecek paralarla hükümet kurtuluş arıyor. Yurt dışından gelecek paralarla ilgili tasarı aslında bir mali af yasasıdır. Geçmişteki vergi borcunun affedilmesine yönelik bir düzenleme... İhtilaflı vergi borçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik bir tasarı... İçeride vergi borcu olan işadamı dışarıdan ne yapıp edip para getirsin kendini kurtarsın yasası. 6 defa vergi kaçakçılığından yargılanan bir maliye bakanından da böyle bir düzenleme beklenir. Vahim bir uygulama.. Kara para ve naylon faturacılara yarayacak. Bu yasa kara para suçlamalarını ortadan kaldırır. Bir fırsat gibi krizi değerlendirmeye çalışıyoruz.
Deniz Feneri ile ilgili takibatta bu yasadan fayadalanacaktır. O isimler bu yasayla aklanacaktır. Sayın milletvekili arkadaşlarımızın bu konuda dikkatlerini çekmek istiyorum.
Biz kriz karşısında bir takım korumalar getirelim diyoruz... Kime koruma getirelim, kriz karşısında işini kaybetmiş vatandaşımıza korumalar getirelim.
Başbakan kısa bir süre önce Mali sistemin son derece sağlam olduğunu ve tasarruf mevduatına verilen güvencenin mali sistemem yönelik tereddütleri yükselteceğini o nedenle böyle bir şeye gerek olmadığını söylemişti. Böyle bir açıklamaya rağmen hükümetin mevduata tam garanti verme yetkisini aldığına tanık olduk. Bu dönüşümün gerekçesi ne ozaman. Yani eğer mali sisteme olan güveni sarsacaksa mevduata tam yetki verilmesi. Niçin böyle bir düzenleme içine girilmiştir?
Başbakan bu konularda ayaküstü açıklamalar yapıyor. Geçenlerde mesela mevduat garanti sistemiyle ilgili açıklamalar yaptı. Temal gerçeklere ters yanlışlar yaptığına tanık olduk. Mesela Başbakan'ın söylediğinin aksine Kasımda iktidara gelen AKP, tasarruf mevduatına garantiyi 50 milyara indirdik diyor. Ama böyle değil, geldiklerinde zaten kendiliğinden 50 milyarlık bir mevduat garantisi vardı.
Sınırsız garantiyi AKP iktidarı sınırsıza çekmiştir. Niçin ? Bu İmar Bankası’nın mali çöküşünün karşısında bu kararı almıştır. O kararı ticari mevduatını da almıştır.
Bu son krizde dikkatinizi çekerim, kalkınmış ekonomiler nasıl bir politika içine girdiler? İMF'nin bize söylediği politikayı mı uyguluyorlar? Hayır... Onlar tam tersine yeniden üretim yapar hale getirmek için uğraşıyorlar. Onların izledikleri politika kalkınma politikası. Bize ne söyleniyor. Aman ha! ekonomiye karışmayın dışardan borç alın, faizlerinizi yüksek yüksek ödeyin, durumu idare edin deniyor.
Bir gece yarısı saat 02:00'de darbe yaparcasına, günün aydınlığı torbaya girmiş gibi, birden bire bir büyük karar alınıverdi ve öğrendikki Türkiye'de kışa girerken doğalgaza yüzde 22,5 zam yapılmıştır. Niye gündüz söylemiyorunuz? Millet doğalgaz alamadığı için değil, fiyatı öğrenince dondu kaldı. Bir anda yapılan zam bir hesap edildi ki, yüzde 82,5 1 Ocak'tan günümüze kadar zam yapılmış. E bu bi zam değil bir zulüm. Buna zam demek, buna zam gibi bakmak çok büyük yanlıştır.
Bugün geldiğimiz noktada doğalgaz doğlagaz konuşuyoruz, ama doğalgazın gittiği yer var gitmedği yer var.
Sayın Kılıçdaroğlu bugün buraya gelirken bir belgeye dikkatimi çekti. Belge deyince aklıma Kılıçdaroplu geliyor. bana da bir belge verdi. İGDAŞ tarafından İstanbul'daki ilköğretim okullarına gönderilen doğalgaz faturaları var.
İstanbul'daki ısınma masraflarını karşılaması gereken kimdir? Milli Eğitim Müdürü. Siz eğer, İstanbul'daki okulun doğalgaz faturasını ödeyemez hale sokmuşsanız devleti. Hakkari'deki sokakta niye yürüyemez haline geldiğinize de şaşmamak lazım.
Türkiye'de çok büyük sıkıntılar yaşanıyor, devlet düzeninde yozlaşma görünür hale geldi. Adli Tıpba bakıyorsun bir yozlaşma. Kamuoyunun bu kadar yakından ilgilendiği bir kondua bu kadar rahat bir kararın alınabilmiş olması şaşırtıcı. Ne var bunun arkasında AKP partizanlığı.
Bunları önlemenin yolunu söyledik. Biz geçenelerde yeni bir dokunuşmazlık politikasına destek vermek istediğmizi söyledik. Şimdi biz bir süreden beri diyoruz ki, 'Sayın Başbakan, gel hem siyasetçicinin hem bürokratların hem devlet memurlarının dokunulmazlığını kaldırılım.'
Gelin hep beraber sıfırdan başlayalım dokunulmazlıkları bütün kamu görevlileri için kaldırılalım. Haydi Başbakan gel, çık meydana da dokunuşmazlıkları kaldırılaım.
Terör konusudna çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bu hükümetin terör politikasının yetersiz olduğnuu ısrarla anlatmaya çalışıyoruz. Bu hükümet gerekli tedbiri almamıştır. Bugün geldiğimiz nokta ortadır. Başbakan teröre hoş görünerek, terörün hamilerini sahiplenerek bu tabloyu ortaya çıkarmıştır.
Başbakan da bu tablo karşısında tutarsızlığa düşmüştür. Önce çeksinler gitsinler dedi. Bu memleket hepimizin memelketirdii. Bu melkette ırkımız etnik kökenimiz mehsebimiz inancımız nhe olursa olsun hep birlikte yaşayacağız. Kimseinin kimseye çek git demeye hakkı yoktur.
Başbakan orada kendisine yönelik olumsuz davranışlar sergilenyenlere kızıyor olabilri. Ama bu tepki karşısında kimseye çek git diyemezsiniz. Suç işleyenleri etkisiz kılmak sizin görevinizdir. Siz bunu yapmayacaksınız, sonra köşeye sıkışınca çek git diyeceksin. Çekip gitmesi gereken birisi varsa o da sensin, AKP iktidarıdır.
Başbakan kendi hesaıbını versin! O yanlışların faturasını vatandaşa çek git diyerek kapatamazsın. Başbakan bir soru üzerine elbette halkın kendisini pompalıyla savunmak hakkıdır diyor. Eğer halk kendinisi pompalıyla savunacak ise, sana ne ihtiyaç var, o zaman senin işin ne? Sen için varsın? Bu kendine inkar değil mi? Sen niye iktidarsın? Niye başbakansın o zaman? Başbakan seyirsi, o doğru yapıyor bu yanlış yapıyor diyecek.
Geçenlerde silahla demokrasi olmaz demiş. evet doğru ama bunu yeni mi anladın? Silahla demokrasi olamz peki de paraylşa rüşvetle demokrasi olur mu?
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |