Colorado Üniversitesi araştırmacıları, kalp ve diğer organ nakli geçiren toplam 47 kişiyle çevrim içi bir anket yaptı. Katılımcıların yüzde 89’u, nakil sonrasında hem duygusal hem davranışsal açıdan belirgin değişiklikler yaşadıklarını bildirdi. Araştırma, bu durumun yalnızca kalp nakli ile sınırlı olmadığını ortaya koyarken, kalp nakli olanların fiziksel enerji ve dayanıklılıkta daha fazla artış gözlemlediği kaydedildi.

“DONÖRÜN ANILARI” VE YENİ İLGİ ALANLARI
Araştırmada bazı hastalar, nakilden sonra daha önce sevmedikleri yiyecekleri sevmeye başladıklarını, yeni müzik türlerine ilgi duyduklarını ve donörlerine ait olduğunu düşündükleri rüyalar gördüklerini aktardı. Öne çıkan örneklerden biri, kalp ve akciğer nakli geçiren dansçı Claire Sylvia oldu. Nakilden üç gün sonra içki içmek istemesi, önceden hoşlanmadığı yiyecekleri sevmeye başlaması ve özgüveninde belirgin artış, yaşadığı değişimin somut göstergeleri olarak dikkat çekti. İki yıl sonra organların, motosiklet kazasında ölen 18 yaşındaki bir gence ait olduğu ortaya çıktı; gençle ilgili benzer zevkler, Claire’in şaşkınlığını artırdı.
DİĞER ÖRNEKLER VE BİLİMSEL PERSPEKTİFLER
Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Nöropsikolog Paul Pearsall, benzer deneyimleri yaşayan 10 kalp nakli hastasının hikâyelerini belgeledi. Geleneksel olarak anıların yalnızca beyinde saklandığı düşünülse de, son araştırmalar DNA, RNA, proteinler ve epigenetik mekanizmalar yoluyla vücudun farklı hücrelerinde de izler bırakabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar, organ nakli sonrası kişilik değişimlerini açıklamak için üç olası teori öne sürüyor:
-Psikolojik teori: Nakil stresi, donörle bütünleşme hissi ve yeni bir hayata başlama motivasyonu kişilikte değişime yol açabilir.
-Biyokimyasal teori (Hücresel hafıza): Organ hücrelerinde donöre ait geçmiş bilgilere dair izler bulunabilir.
-Enerji teorisi: Kalbin elektromanyetik alanı, donörün enerjisel izlerini taşıyor olabilir.
Bilim insanları, bu etkilerin oldukça ilginç olsa da organ nakliyle kişilik değişiminin kesin olarak kanıtlanmadığını belirtiyor ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
|
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...