"Lozan'ı bırakalım tarihçiler konuşsun" 

MHP Lideri Bahçeli'nin gündeminde 2019 yerel seçimleri, ABD'deki Rıza Sarraf'ın tanık olduğu dava, ABD'nin Kudüs kararı ve Lozan Anlaşması konusundaki tartışmalar vardı.

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunanistan ziyereti ile birlikte tartışılmaya başlayan Lozan için, "8 aylık Lozan mücadelesini bırakalım tarihçiler konuşsun, bizlerin yolunu aydınlatsın." dedi.

ABD’de görülen, eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın tek sanık olarak yargılandığı davada iddia makamının tanığı olarak ifade veren ve Türkiye’deki üst düzey siyasetçiler ile yetkililere rüşvet verdiği yönünde açıklamalarda bulunan Reza Zarrab’ı “şarlatan” olarak nitelendiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ortada bir suç varsa yargılamanın ABD değil Türkiye’de yapılması gerektiğini söyledi. 

Bahçeli, "İranlı bir şarlatan üzerinden Türkiye'ye parmak sallayan, adeta sanık yapan ABD'yi kınıyoruz. Gayri ahlaki ve gayri meşru bir alçalma halidir. Ortada bir suç varsa, milletin kaynakları ona buna dağıtılmışsa bunun yargılamasının yapılacağı yer ABD değil Türkiye'dir. Türkiye bağımsız bir ülke değil midir? Kimlerle ticaret ilişkisine gireceğimizi kendimiz belirleriz. ABD'nin keyfine bakarak siyasi çıkarlarımızdan vazgeçemeyiz. Türkiye dış güçlerin izniyle kurulmadı” ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin konuşmasının satır başları şöyle: 

Belediyeler hayatın bizatihi içindedir. Bu itibarla toplumun en ücra hüclerine sirayet etmesi gereken belediyelerdir. İnsanların sorunlarına çözüm arayan kim olursa olsun başımızın üstünde yeri vardır. Bununla birlikte sorunlara sırtını dönmüş belediyelerde hayır yoktur.  MHP üretken belediyecilik anlayışıyla Türk siyasetinde müstesna bir yeri vardır.
MHP'li belediyeler yurdun her yerinde hakkını vermiştir. Ancak bununla kalmamalı öne çıkmalıyız. 

Eğer yerelde aşı tutmuşsa, partimize geçer not verilmişse emin olun iktidarımızı kimse  tutamaz. İlk siyaset sahası yerel yönetimlerdir. Önümüzde ilk hedef Mart 2019 yerel seçimleridir. 

Bu seçimler aynı zamanda Kasım 2019 genel seçimleri için de istikamet hakkında bir fikir verecektir. Şimdiden çalışmaları derinleştirmek, milletimizin kapısını çalmak gereklidir. Sanki yarın seçim varmış gibi hazır ve dakik olmak ertelenemez bir ihtiyaçtır.
Kendini davadan üstün görene tahammülümüz yok

"Bizim kökümüz sağlam, gövdemiz canlıdır"

Koçi Bey diyor ki: Her yanlış karar zulümdür. Biz arkamıza değil önümüze bakıyoruz. Yanlış ve yalan davaları parlatmaya çalışanlar beyhude çabalıyor. Asıl dava hak, millet ve ülkü davasıdır. Davayı satanlarla işimiz yoktur. Yakamızdan düşmüşlerdir. Bizim kökümüz sağlam, gövdemiz canlıdır. 

MHP'li belediyeler göz doldururken, muhaliflerine taş çıkarırken bizlerin göğsünü kabartıyor. 3 seçimin nihayetinde 3 hilal layık olduğu demokratik mevkiye çıkacaktır. İç ve dış mihrakları birlikte şaşkına çevireceğiz. 

Dalga dalga geliyoruz. Anketler şunu demiş, medya bunu yazmış. Bunları boşverin. Vatandaşa gidin.

İranlı bir şarlatan üzerinden Türkiye'ye parmak sallayan, adeta sanık yapan ABD'yi kınıyoruz. Gayri ahlaki ve gayri meşru bir alçalma halidir. Ortada bir suç varsa, milletin kaynakları ona buna dağıtılmışsa bunun yargılamasının yapılacağı yer ABD değil Türkiye'dir. Türkiye bağımsız bir ülke değil midir? Kimlerle ticaret ilişkisine gireceğimizi kendimiz belirleriz. ABD'nin keyfine bakarak siyasi çıkarlarımızdan vazgeçemeyiz. Türkiye dış güçlerin izniyle kurulmadı.

"Hangi taşı kaldırsak altından ABD çıkmıştır"

ABD terör örgütleri ile koyun koyuna girerken Türkiye'ye mi sordu? Şarlatan şeytanın Türkiye'ye iadesi, kesilecek hükme razı gelmesi başlıca isteğimizdir. Bu mahkeme ile nereye varılmak istenmektedir? Türkiye müstemleke bir devlet değildir.  
Hangi taşı kaldırsak altından ABD çıkmıştır. Artık bu kadarı da fazladır.

"Kudüs kan ağlıyor"'

Kudüs tam 100 yıl önce İngilizler tarafından işgal edilmiştir. O gün bugündür Kudüs ağlıyor. Kubbet-üs-Sahra bu nedenle mahsundur. Kudüs Türkler'in derin izlerini taşımaktadır. Kudüs düştü demekle düşmez. ABD'nin maceracı yönetimi Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaktadır. Bölge barut fıçısı. 

ABD Başkanı barış diyor. Yalan, dolan, riya ABD yönetimine egemen olmuştur. Siyonistlerin çalışması meyvesini vermiştir. Evenjelist ve Kabalı tezgahı Trump'ın iradesine zincir vurmuştur.

Yoğun istikrarasızlık kapıdadır. 3. intifada çağrısı yapılmıştır. İslam alemi infial halindedir. Tehlike anormal boyuttadır. ABD 1947 ve 1980 yıllarındaki kararları hiçe saymıştır. Sürekli engeller çıkarmaktadır. Elbette Kudüs'ün başkent olarak tanınması manen imkansızdır. Türkiye'nin öncülüğünde Erdoğan başkanlığında 13 Aralık'ta yapılacak İİT toplantısı tarihi önemdedir.

 "Lozan mücadelesini bırakalım tarihçiler konuşsun"

Filsitin başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet olarak kabul edilmelidir. Türkiye de İsrail ile diplomatik ilişkisini düşürmeli hatta elçiliğini kapatmalıdır. BM toplanmakla kalmamalı kalıcı kararları alacak iradeyi sergilemelidir. 

(Lozan Tartışması) Lozan anlaşmasına bakışımız bellidir, bu değişmemiştir. Erdoğan'ın çıkışı özenle yorumlanmalıdır. Tarihçi ve bilim insanlarından oluşan bir komisyon olabilir. Lozan'a hakettiği şekilde muhtevasına sadık kalarak kenara konan hükümlerinin yeniden anlamlandırılmasına sıcak bakarız. Lozan'ı kötülemek Sevr'e methiyeler yağdıranları umutlandıracaktır. 8 aylık Lozan mücadelesini bırakalım tarihçiler konuşsun, bizlerin yolunu aydınlatsın.