E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Talat Atilla

Güler Kömürcü Beni de Tehdit Etmişti!
1 Temmuz 2010 Perşembe

Şunu bir kez daha anladım ki, yorumcular olmasa yazarlar beş para etmiyor.

Posta kutusunu her açtığımda heyecanım zirve yapıyor.

Kızsalar, bağırsalar ve hatta hakaret bile etseler, okuyucular/yorumcular bizim aynamız/vicdanımız.

Ötesi var.

Aynı zaman da hafızamız.

İstanbul’dan mail gönderen Gülsen Işık şöyle uyarıyor bizi, “Kusura bakmayın ama ayakta uyuyorsunuz. Türkiye’yi kasıp kavuran Hilton olayını Fatih Altaylı ortaya çıkarmıştı. Üstelik Fatih Altaylı bu yazıyı Turktime sitesinde başyazarlık yaptığı dönemde 24 Eylül 2007 tarihli yazısında Turktime’da yazmıştı. Ya hafızanız zayıf, ya kasti olarak görmediniz, ya da vs. vs.

Gülşen Hanıma binlerce teşekkür.

Çok haklı. Yerden göğe kadar haklı.

Bizim zafiyetimiz, dikkatsizliğimiz, adına ne derseniz deyin.

Bu eksikliğimizi Sevgili Fatih Altaylı’nın Turktime’da, “Rejim tehlikesi ortadan kalktı” yazısını olduğu gibi aktararak telafi etmeye çalışacağız. Altaylı’nın Turktime’da başyazarlık yaptığı dönemde yazdığı makaleyi altta okuyabilirsiniz.

İzmir’de yazan okuyucumuz Servet Avcı da, bizi, daha doğrusu beni, aynı grupta yazdığımız halde gazeteci Güler Kömürcü’ye sahip çıkmamakla eleştirmiş.

Üstelik 5 kez mail göndererek.

Servet Avcı şöyle devam etmiş, “Sizin yerinizde olsam Güler Kömürcü’ye Turktime’da yazarlık teklif ederdim. Hem okuyucu sayınızı, daha doğrusu kalitenizi arttırırdınız, hem de böyle önemli bir yazara sahip çıkardınız.

Servet Avcı’ya ilgisi için teşekkür ederiz.

Her yorumcu gibi yazdıkları bizim için saygıya değer ama görüşlerine ve Kömürcü ile ilgili yazdıklarına katılmıyorum.

Kömürcü ile ilgilenmiyoruz.

Hafızamı canlandıran Servet Avcı’ya Kömürcü ile ilgili bir anımı nakledeyim.

Yaklaşık 2 sene önce idi.

Güler Kömürcü’nün Akşam’da yazdığı bir yazıyı Turktime’a taşımıştık.

Hatırladığım kadarıyla yazının başlığını hafiften eleştirmiştik.

Yorumcularımız da bize katılmış Güler Kömürcü’yü eleştiren (hakaret asla yok) yorumlar bırakmışlardı yazısının altına…

Sanırım öğle saatleri idi. Telefonum çaldı;

Ben, Güler Kömürcü

“Selam Güler Hanım nasılsınız?”

Bana bakın, bir daha benimle ilgili tek kelime Turktime’da yer almayacak. Anlaşıldı mı?

“Anlamadım?”

Anlamayacak bir şey yok. Bir daha benimle ilgili bu sitede yazı yazmayacaksınız.”

“Biz emir almayız Güler hanım”

Emir, memir yazmayacaksınız diyorum ben…

“Bakın Güler Hanım eksik ya da hata varsa düzeltebiliriz ama böyle bir üslupta konuşmaya devam etmem. Tehdit eder gibi konuşuyorsunuz. Nefret ederim tehditten, haberiniz olsun.”

Neye sayarsanız sayın… Yazmayacaksınız beni bir daha diyorum size!”

“Güler Hanım sizi bin kere, yüz bin kere yazarım. Siz kim oluyorsunuz da böyle konuşuyorsunuz?”

Ya öyle mi?

“Evet öyle… Siz işinize bakın!”

Peki, görüşürüz!”

“Hay hay, görüşelim!”

Güler Kömürcü ile aramızda böyle tatsız bir konuşma geçti.

Kömürcü, yememiş içmemiş beni gazete yönetimine şikayet etmiş. (Bir çok kişinin yaptığı gibi…)

Laf üstüne de laf ekleyerek…

Küfür etmişim güya…

O kızgınlıkla edebilirdim de ama etmedim, bağırdım.

Gruptan aradılar…

Böyleyken böyle dedim.

Allah var, en ufak bir sitem bile etmediler…

Kömürcü deyince aklıma bu sahne geldi.

Aynı grupta yazdığı gazeteciyi bile tehdit etmekten çekinmeyen bir üslup bu…

 

Altaylı’nın 24 Eylül 2007 tarihinde Turktime’da yazdığı o yazı

 

Rejim Tehlikesi ortadan Kalktı

Seçim öncesi AKP’yi destekleyen, seçim sonrası önce Abdullah Gül’e çakıp, Erdoğancı olan. Sonra Türkiye’de rejim tehlikesi olduğunu gündeme getiren, ardından Erdoğan’ın ve Gül’ün iyiniyetli olduğunu söyleyip Türkiye’ye şeriatın mahalle baskısıyla geleceğini iddia eden Hürriyet’in yayınlarının arkasında “İktidardan bir talep” olduğunu yazmıştım. Doğan’ın bir istediği vardı ve iktidar bunu yapmıyordu. Vergi uzlaşmaları, vergi kaçaklarının affı zaten rutine bağlandığı için talep bu olamazdı.

Acaba neydi?

Hilton Arazisine imar değişikliği istediklerini Sabah’tayken yazmıştık.

Bunun olması kolay değil gibi görünüyordu.

Bu değilse neydi?

O kadar açgözlü, o kadar talepkarlardı ki, her şey olabilirdi.

Ve ne olduğunu bugün anladık.

Hilton Arazisi için istedikleri imar planı tadilatı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nden geçmiş.

Tabii bu haber gazetelerde yok.

Çünkü basının neredeyse tamamı kontrollerinde. Ya kendilerinin, ya da adamları kontrol ediyor.

Allahtan internet var da, konuyu öğrenebildik.

Doğan AKP’den bir istediğini daha koparmış oldu.

Doğan medyasının Türkiye’de yeni bir gerilim ortamı yaratmaya başladığını, rejim tehlikesine sürekli dikkat çekerek sivil toplumu harekete geçirmeye başladığını, TÜSİAD’ın da Doğan’ın kontrolünde aynı telden çalarak gerilimi tırmandırdığını gören iktidar “Başımızı bunlarla belaya sokmayalım” diyerek plan tadilatını yaptı.

Şimdi hep beraber Doğan Medyasını izlemeye başlayalım.

Bakın Türkiye’yi nasıl normalleştirecekler.

Nasıl yayınlar ağır ağır geri çekilecek.

Bir kaç hafta içinde şeriat tehlikesi nasıl yok olacak.

Malezya örneği nasıl ortadan kalkacak.

Nasıl her şey bir kaç hafta içinde güllük gülistanlık olacak.

İzleyin ve görün.

Doğan yeni bir taleple AKP’nin kapısına dikilene kadar tabii ki…

Hilton’da rant ne kadar?

Büyükşehir’in imar planı değişikliğiyle Doğan Grubu bir iki yılda Türkiye’nin en zengini haline gelecek.

Nasıl mı?

Hesap basit.

Doğan, Hilton arazisini 254 milyon dolara aldı.

Burada 0,7 emsalle yaklaşık 43 bin metrekare inşaat izni vardı.

Plan tadilatıyla bu izin yaklaşık 5 katına çıktı.

Doğan Grubu Hilton arazisine yaklaşık 238 bin metrekarelik bir inşaat yapabilecek.

Anladığım kadarıyla buna yer altında yapılacak otopark, alışveriş merkezi gibi birimler dahil değil.

Şimdi bu rantın Doğan Grubuna nasıl bir haksız kazanç sağladığına bakalım.

Doğan burada 238 bin metrekarelik inşaat yapacak. Bu inşaat büyük ihtimalle rezidans olacak. İstanbul’un en güzel yerinde, Boğaz manzaralı rezidanslar.

Bu kadar iyi bir yerde olmayan rezidanzların fiyatları üzerinden bir hesap yapalım.

Mesela hemen yakınındaki Taksim Rezidans’ı veya Levent’teki Bellevue Rezidans’ı baz alalım.

Tamamı Boğaz manzaralı olmayan bu iki projede metrekare satış fiyatları yaklaşık 9 bin dolarlar seviyesindeydi.

Emlak fiyatlarındaki artış ve Hilton arazisinin konumu nedeniyle Hilton’da yapılacak rezidansların metrekare fiyatlarının 10.000 dolar civarında olması muhtemel.

Yani buradan 2 milyar 238 milyon dolar hasılat gelecek.

Yer altında yapılacak otopark ve alışveriş merkezinden de, tam durumunu bilmediğimiz için küçük bir rakam verelim, minimum 500 milyon dolarlık bir gelir elde edilmesi mümkün.

Etti mi, 2 milyar 838 milyon dolar.

Burada yapılacak inşaatın metrekare maliyeti yaklaşık 1000 dolar.

238 milyon dolar inşaat maliyeti artı 254 milyon dolar satın alma maliyeti etti mi 492 milyon dolar.

2 milyar 838 milyon dolardan 492 milyon doları çıkarınca ortaya çıkan rakam Doğan’ın bu işten edeceği kar.

Tam tamına 2 milyar 346 milyon dolar.

Üstelik herhangi bir finansman maliyeti de olmayacak. Buradaki evler o kadar değerli ki, yapmadan satacak, belki de bir de oradan kar edecek.

Allah bin bereket versin.

Bari hiç değilse buradan elde edeceği karın vergisini versin.

Ama hiç sanmıyorum.

Onu bile uzlaşmayla 5 sene sonra kuşa çevirip öderler.

Emekli Sandığı dava açmalı

Aydın Doğan, Hilton arazisini Emekli Sandığı’ndan aldı.

Yani devlete yıllarca hizmet edip emekli olanların maaş aldığı yerden.

Dulun, yetimin sandığından.

Eğer bu arazinin imar plan tadilatı satıştan önce yapılmış olsaydı arazinin fiyatı en az 1,5 belki de 2 milyar dolar olurdu.

Bu para da inim inim inleyen sosyal güvenlik sistemine girerdi.

Plan tadilatı satıştan sonra yapıldığı için bu para Doğan’ın cebine girecek.

Şimdi Emekli Sandığı’nın sözleşmeden doğan haklarını kullanmak için dava açması gerek.

Dulun yetimin hakkını, açgözlü gözü açıklara yedirmemek için.

Fatih Altaylı/Turktime

 

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 22084 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
TBMM’ye Bu Sefer de 55 Adet Wolksvagen Passat Geliyor! Gazetecileri Asker Durdurdu!
7/1/2010
Sayın Başbakan Diyor ki, “Aydın Doğan Bana Dokunmasın da Kime Dokunursa Dokunsun!”
7/1/2010
Muhalefet, Gazeteci ve Askere Bırakıldığı Sürece AK Parti 1000 Yıl Daha Kalır…
7/1/2010
Nükleer Medya Geliyor... Ciner, Star TV ve Milliyet'le Pazarlık Yapıyor...
7/1/2010
AK Parti Ötekisi Olmaktan Çıktı Ama Hikayesi Yine de Bitmiyor…
7/1/2010
Bir Tek Ben Bilemedim…
7/1/2010
Ergenokon İddianamesi: Talat’ın Terbiyesizin Haddini Bildirin, Gerekeni Yapın, Harekete Geçin!
7/1/2010
Semih Tufan Gülaltay
7/1/2010
“Gazeteciler Ligi” Diye Bir Şey, Gerçekten Var mı?
7/1/2010
Astsubay İçin, “İyi çocuktur” Diyen Büyükanıt Orgeneral’ler İçin Neden “İyi komutanlardı” Diyemedi?
7/1/2010
Ciner Medya Grup Başkanı Kenan Tekdağ Aradı, “Didem Ciner’den Rahatsız Değilim!”
7/1/2010
Kenan Sönmez’in Ciner Grubu’ndan Ayrılışının Perde Arkası… Ve Babahan Finans Arıyor!
7/1/2010
Profesör Richard Lynn Keşke Zeki Bir Adam Olsaydı, Ama Değil...
7/1/2010
Cumhurbaşkanı’nın Danışmanını Çankaya’da Bir Barda Dövdüler, Yanında Ünlü Bir Gazeteci de Vardı…
7/1/2010
Turktime’a Verilen Muhtıra’ya Cevap
7/1/2010
AK Parti Herkese Racon Kesme Alışkanlığını Bırakmalıdır! Şeyh Edebali'in Kemikleri Sızlıyor!
7/1/2010
Erdoğan’ın 19 Mayıs Törenlerine Katılamama Sebebi Bu Olabilir mi?
7/1/2010
Militanlıktan Başka Çare Yok Mu?
7/1/2010
AK Parti Rahat Olsun; Anavatan ve DP Birleşemez!
7/1/2010
AK Parti Kapatılacak Ama, Erdoğan’a Yasak Gelmeyecek!
7/1/2010
Sabah’a Saldırı Aydın Doğan’ın Değil, Ertuğrul Özkök’ün Talimatı…
7/1/2010
Bunları Merak Ediyordunuz…
7/1/2010
Bunları Yazmadan Olmaz…
7/1/2010
Herkes Aynı Fikirdeyse, Hiç Kimse Yeterince Düşünmüyor Demektir
7/1/2010
Zapsu Ciner Holding'e Yönetici Olabilir...
7/1/2010
Süleyman Soylu'yu Liderlikten İndirmek İçin İlk Ateşi Hüseyin Kocabıyık Açtı...
7/1/2010
Kolu Kırık Adam, Türkiye'nin Gururunu Kırdı... Çelik Gibi Karizma Güme Gitti! Çömez Siyaset!
7/1/2010
Rabia Kazan’a Tiksinti, Babahan'a Acıyorum...
7/1/2010
Yeni Çıkacak Gazete, Ferit Şahenk, Borsa Operasyonu ve Hürriyet…
7/1/2010
Dinç Bilgin, Yeniasır’ı Almak İçin Yenişafak’ı Seçti…
7/1/2010
Oray Eğin, Genelkurmay Şeref Salonu ve Murdock!
7/1/2010
Çalık Grubu 1 Hafta Önce Zahid Akman’la Görüştü! Ciner’in Tercihi Alman KBA Markası!
7/1/2010
Şu Sözlerime İtiraz Edecek Bir İlahiyat Profesörü Varsa Düzeltmeye Hazırım...
7/1/2010
Çalık, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği İçin Enis Berberoğlu'na Teklifte Bulundu...
7/1/2010
Koordinatları Veriyorum ; Çalık Grubu 7 Milyar Dolarlık İş Peşinde...
7/1/2010
Ciner'in Sert Muhalefet Yapabileceğini Sanmıyorum...
7/1/2010
Turktime Raporu…
7/1/2010
Güle Güle Kardeşim
7/1/2010
Kürsüden İndirilen Demokrasi…
7/1/2010
Benim Aldığım Bilgilere Göre; Bayık Değil, Karayılan Yakalandı…
7/1/2010
Tekrar Ediyorum ; Dağlıca’daki Türk Birliği’ne Amerikalılar da Saldırdı…
7/1/2010
Dünya’dan Saklanan Gerçek: Birliğimize Saldıran 2 Terörist Amerikalı Çıktı!
7/1/2010
Al O Kalemi, Tarihin Göbeğine Sapla Artık!
7/1/2010
Fehmi Koru, Rodos Protokolü İle Hürriyet’e Geçebilir.
7/1/2010
Okuyucularımızın Sordukları İlginç Sorular ve Cevapları…
7/1/2010
Sabah'ın Yayın Yönetmenliği İçin İki Gazeteciye Söz Verildi...
7/1/2010
Mahalle Baskısı mı?..
7/1/2010
Turktime Nereye Koşuyor?
7/1/2010
Sabah’ın Sahibi Belli Oldu… Mevcut Kadronun Yüzde 80’ni Aynı Kalacak…
7/1/2010
Kime Yutturuyorsun Sen...
7/1/2010
Sabah, Sanki Fox’lanacak Gibi… Bir Medya Grubuna Operasyon Olabilir…
7/1/2010
Kediler Yine Bin Yıllık İftiranın Kurbanı Oldular...
7/1/2010
7 Gazeteci ile Tunalı Hilmi Turu...
7/1/2010
Açık Hava Sinemalarının Olduğu Dönemlerde, Altyazılı Filimler Yoktu…
7/1/2010
Çölaşan, 40 Gazeteci İle 'Ankara Çıkarması' Yaptı...
7/1/2010
Trilye Zirvesi...
7/1/2010
Kasaba'nın Yeni Sheriff'leri Oldu...
7/1/2010
Sabah Yazarı Ertürk’e Dedi ki; Ben İmam Hatipliyim, Beni Temsilci Yapın!..”
7/1/2010
Hani Şehitler Ölmez di? Şehitler Ölmese "Dağ Kokan Kadın" Vekil Olur Muydu?
7/1/2010
Aslında Her Şey Şamil Tayyar'ın Başının Altından Çıktı...
7/1/2010
O Büroları Başınıza Yıkarlar!
7/1/2010
Racon kesmek gazetecilerin değil, milletin hakkıdır…
7/1/2010
Gazeteciler, liderlerin yanında niye ayak ayak üstüne atar?
7/1/2010
Fatih Altaylı sorularına cevaplar ve Okan Bayülgen tiyatrosu
7/1/2010
İmaj hiç bir şey, gerçek her şey! 3 CNN TURK, 1 Kanal A etmiyorsa ben ne yapayım?
7/1/2010
Gazetecilerin Küçük Dünyası
7/1/2010
Basın Efsanesi Olabilecekken, Bir Basın Meczubu Olup Çıktı...
7/1/2010
Mümtaz Şahsiyet Beni Tehdit Etti! (görevinden alındı)
7/1/2010
Vatan Demek İstiyor ki; Sabah Kazanırsa, Bu İşte Bir Dümen Var..
7/1/2010
Fatih Altaylı
7/1/2010
Bir Gece Ansızın Ne demek?...
7/1/2010
‘Mağdurlar İmparatorluğu’nun Zalim Komutanları
7/1/2010
Bu Ne Çirkin Bir Yazı Böyle?...
7/1/2010
Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal, Devlet Bahçeli ve Cem Uzan...
7/1/2010
Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal, Devlet Bahçeli ve Cem Uzan!...
7/1/2010
Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal, Devlet Bahçeli ve Cem Uzan!...
7/1/2010
Cem Uzan’ın ‘ASLA’sının Gücü
7/1/2010
Darağacına Alışkın Demokrat Parti, İki Lideri Daha Sandığa Gömecek!
7/1/2010
Özür Dilemeye Hazırım Ama, Rezervim Halen Var!
7/1/2010
Bu kesindir ki; DYP Anavatan İttifakı olmaz, olamaz!
4/18/2007
Ağız Tadıyla Darbe Yapamadıktan Sonra
3/31/2007
Gözcü’nün İnanılmaz Anketi
3/28/2007
İhanet Güneşinde Kuruyan Şehit Toprağını Gözlerimin İbriğinden Suluyorum
1/3/2007
Hangi Anne Çocuğunu Aldatılsın Diye Kundaklar Ki?...
2/3/2007
Size Bir Müjdem Var ; Kötü Adamlar Geliyor
1/30/2007
Turktime’ın 4.Yılında Kendime Yönelik Bir Özeleştiri
1/8/2007
Ve Hiç Bir Kötü Adam, Bir Darağacında Bu kadar Büyümedi..
1/2/2007
Kadınların Pin Kodları: Havalı Olmak, Anlaşılmak, Gezmek! Azıcık ta Aşk!
12/24/2006
Seçmenin Ruh Hali Şöyle
12/14/2006
Tevfik Diker Yeni Bir 28 Şubat mı İstiyor?
12/9/2006
2 Kat Alt Komşum Bana Ne Diyor Öyle?
12/4/2006
Erdoğan, Baykal, Ağar, Mumcu, Bahçeli ve Uzan’ın Psikolojik Analizleri
11/26/2006
Sonar'ın Anketinin Doğru Olmadığı DYP'nin Oy Oranından Belli
11/21/2006
Genç Parti Yüzde 12.5 Oy Alacak
11/15/2006
Vaktiyle, Ayniyle Bir Zamanlar
10/25/2006
Vaktiyle, Bir Zamanlar
10/25/2006
Emniyet Ve MGK'ya Yeni İsimler Geliyor
10/18/2006
Köşk Özel Kalemi
10/17/2006
Türklerin Türküsü: Seni Ben Ellerin Olsun Diye Sevmedim
10/9/2006
Başarsanızda, Başarmasanızda Aynı Koro: ‘Belliydi Zaten’ Demez mi?
10/4/2006
En Çok Haklı Olduğunda Sessiz Kalanlar
10/1/2006
Kadınlar Artık 'İhtimaller Bataklığında' Boğulmuyor!
9/22/2006
Turktime’ın Yazarları Başka Yerde Yok! Kısaca Tanıyalım mı?
9/13/2006
Ankara'ya Düsecek Bomba
9/22/2006
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Ahmet Yılmaz 22 Eylül 2008 Pazartesi 

Yazar transfer edecekseniz Dokuz Sütun Gazetesi yazarlarını tavsiye ederim. Pek adı duyulmamış olsa da günlük net 15 bin satışı ve ilginç yazarları ile gerçekten gündem oluşturan bir gazete.Ulusal basının en ucuz ama en kaliteli gazetesi. Yazarlarını bir okuyun lütfen. Selamlar.

Yorumu oyla      53      49  
ESMER 21 Eylül 2008 Pazar 

Sayın Altaylı deniz feneriyle ilgili tek satır yazmıyor.16 eylül 2008 tarihli yazısı beni düşündürüyor.

Yorumu oyla      53      49  
Gazeteci 21 Eylül 2008 Pazar 

Birkaç gün önce sayın Altaylı'ya Melih Aşıkla olan diyaloğundaki üslubunu eleştirmiştik.Özür dilemesi gerektiğini ve bu erdeme sahibi oldugunuda eklemiştik. Sağolsun Altaylı bizi yanıltmadı ve yanlışını düzeltti. Melih abi yazısnda teşekkür etmiş ama bizde geçde olsa bir kere daha takdir duygularımızı belirtelim dedik. Herzaman yaşanabilecek şeyler üzerinde fazla durulmamalı.Fakat Altaylı'nın bilmesi gereken daha önemli nokta; medya dünyasında kendisinin verdiği mücadeleyi gösteren daha birçok kişi ve kuruluş oldugu gerçeğidir. Kendisine naçizane tavsiyemiz ülkenin önemli bir dönemeçte olduğu bu tehlikeli süreçte, izlediği yazılı ve görsel medya ve araçları yelpazesini genişletmeli, zor şartlarda da olsa ülkenin geleceği için can siperane çalışan medya ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğini herşeyi göze alarak artırmasıdır!! Cumhuriyetin selameti ve milletin gerçekleri öğrenmesi açsından bu şart ve zaruridir. Zaten kendisi gibi bir Atatürkçü vatansevere de bu yakışmaktadır.. Başarılar dileriz..

Yorumu oyla      53      49  
Gülden 20 Eylül 2008 Cumartesi 

Talat bey Turktime demokrasi platformu gibi. Kalemi elinden alınan dürüst yazarlara he p destek oldıu. Sizin kıymetinizi bilsinler. Sizi tehdit edenlerede yazıklar olsun!!!

Yorumu oyla      53      49  
süleyman karaca 20 Eylül 2008 Cumartesi 

Sayın Altaylı’nın haber alma pratiği ve güncel değerlendirmeleri, genelde/oldukça isabetli. Fakat bu konuda, haberin heyecanından mı, haber kaynağının acil davranmasından mı bilinmez; Hilton’un imar izninde büyük bir yanılgıya düştüğü, aradan geçen bir yıllık kavgadan anlaşılıyor. Çünkü Hilton imar izni İstanbul Büyükşehir Belediye’sinden o tarihte onay alamamıştı ve halen alamadığı için “Doğan-Erdoğan Hilton Meydan Muharebesi” yaşanıyor. Hilton rantı üzerine yaptığı pratik hesap ise, eksiği var fazlası yok. Sayın Altay’lı o hesabı en isabetli yapan yazarların başında gelir. Asıl üzerinde durulması gereken konu ise, Doğan medyasının ve Doğan’ın güdümündeki TÜSİAD’ın desteği ile son bir yılda Türkiye’nin nereden nereye getirildiği gerçeğine karşın; Sayın Altaylı’nın, “Şimdi hep beraber Doğan Medyasını izlemeye başlayalım. Bakın Türkiye’yi nasıl normalleştirecekler. Nasıl yayınlar ağır ağır geri çekilecek. Bir kaç hafta içinde şeriat tehlikesi nasıl yok olacak. Malezya örneği nasıl ortadan kalkacak. Nasıl her şey bir kaç hafta içinde güllük gülistanlık olacak. İzleyin ve görün. Doğan yeni bir taleple AKP’nin kapısına dikilene kadar tabii ki…” öngörüleri, son cümle hariç bütünüyle iflas etmiş, tutmamış müflis bir tahminler yumağı. Son bir yılda, Türkiye’nin temel taşlarının hepsi yerinden oynatıldı; Ergenekon’uyla, Kapatma Davasıyla, Water-Gate benzeri dinleme skandallarıyla, Doğan-Erdoğan Meydan Muharebesi’nin iç ve dış cepheleriyle.. say saya bilirsen!.. ve giderek şiddeti artan bu savaşın daha nelere gebe olduğunu düşünmek bile, insana kabus gibi geliyor. Sayın Atilla’nın başta ifade ettiği konuyu sona bıraktım; nedense saplantılı insanlarımızın erkekleri, kendilerini Kurtlar Vadisi’nin Polat’ı ya da İskender’i ile özdeşleştiriyor; kolunda Gamalı Haç dövmeli Kömürcü gibi Alnında yıldız dövmeli Sisi gibi bayanları, kendilerini efsanevi Asena miti ile özdeşleştiriyorlar. Arkaik Asena özentisi Kömürcü, Sayın Atilla’ya çatarken, herhalde kimi Bozkurtların da halen yaşadığını unutmuş olmalı diye düşünüyorum. Sayın Atilla’ya “geçmiş olsun” desem, acaba Kömürcü’ye paye vermiş olmaz mıyım tereddüdü içinde “geçmiş olsun” demiyorum. O da, ondan bir anı olsun, o kadar...

Yorumu oyla      53      49  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
voleybol
mehmet özkan
kardemir karabükspor
Barack Obama
mülteci
Avustralya
siyanürlü mektup
Irak
Saadet