Dünyaca ünlü kâhin ekonomist Nouriel Roubini'nin halihazırda iflas etmiş olduğunu söylediği, 300 milyar euroyu bulan kamu borçları nedeniyle mali çöküşün eşiğine gelen Yunanistan'da ortaya çıkan bu ağır tablonun nedenleri aranıyor. Reuters'ın dün geçtiği bir habere göre bu ülkenin Türkiye ile girdiği silahlanma yarışı, aşırı cömert emeklilik sistemi, yüksek prim ve maaşlar ile hediye sisteminin getirdiği yük, aşırı istihdam nedeniyle zarar eden KİT'lerin hizmetlerinden bedava faydalanılması, neye hizmet ettiği belli olmayan komitelerdeki binlerce kişiye verilen maaşlar gibi uygulamalar çöküşün en temel nedenleri.
Türkiye'yi bir tehdit olarak görmekten bir türlü vazgeçmeyen Yunanistan yıllık ortalama 14 milyar euroluk askeri harcama yapıyor. Kriz sonrasında bu yıl savunma bütçesine 6.7 milyar euro ayrıldı. Yunan hükümeti ayrıca bundan sonra savunma harcamalarını kademeli olarak düşüreceğini de bildirdi. Bununla birlikte savunma bütçesinin yüzde 80'ini idari maliyetlerin ve personel maaşlarının oluşturması sorunun yalnızca silah alımını azaltmakla giderilemeyeceğini gösteriyor.
Kıyak emeklilik alarm veriyor
Yaşlanan bir nüfusa sahip olan Yunanistan'ın emeklilere sunduğu cazip imkânlar bütçe üzerinde büyük bir yük oluştururken emeklilik sisteminin 15 yıl içinde çökebileceği tahmin ediliyor. Çalışanların 40'lı yaşlarda emekli olabildiği Yunanistan'da evlenmemiş ya da eşinden boşanmış 40 bin kadın ölen babalarından kalan emekli maaşlarıyla yaşıyor. Bunun bütçeye yıllık maliyeti ise 550 milyon euro civarında. Avrupa Komisyonu verilerine göre Yunanistan'da emeklilik harcamalarının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranı 2050 yılında yüzde 50'yi bulacak. AB genelinde ise bu oran yüzde 3'ün altında. Hükümet emeklilik yaşını yükseltip erken emekliliği yasaklamayı planlıyor.
Hem kamu hem de özel sektörde çalışanlara ödenen yüksek prim ve maaşlar, Noel ve Paskalya dönemlerinde verilen hediyeler de bütçe açığını artırıyor. Bazı çalışanlara bilgisayar kullandıkları için, bazılarına yabancı dil bildikleri için bazılarına da işe erken geldikleri için ekstra ödeme yapılıyor. Yunan çalışanlar yılda 14 maaş alıyor. Noel ve Paskalya'da yarım maaş ikramiye veriliyor. Hükümet maaş ve ikramiye ödemelerinde kesinti yapmayı planlıyor.
Yunanistan'da devlete ait 74 şirket bulunuyor. Bunlar ağırlıklı olarak ulaştırma ve elektrik, gaz, su gibi kamu hizmetleri alanlarında faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerin büyük bir çoğunluğu aşırı istihdam nedeniyle zarar ediyor. 9 bin kişinin çalıştığı demiryolu şirketi 800 milyon euro zarar etti. Olympic hava Yolları 2008 yılında satıldı ancak kısa bir süre sonra binlece çalışanı tekrar işe aldı. Sendikaların özelleşqtirmeyi onlarca yıl boyunca engellemesi ve çalışanların aile üyelelriyle birlikte dünyanın her yerine bedava uçabilmeleri Yunan vergi mükelleflerine milyonlarca euroya mal oldu. Hükümet şimdi bazı KİT'leri birleştirip bazılarının hisselerini satışa çıkarmayı hedefliyor.
Son olarak hükümet tarafından atanan ve neye hizmet ettiği çoğu zaman bilinmeyen yüzlerce komitede de 10 binden fazla kişi çalışıyor. 1930'lu yıllarda kuruyan koapi Gölü'ndean sorumlu komite bunlarndan bir tanesi. Bu komitelerde çalışanların yıllık maliyeti ise 220 milyon euroyu buluyor.
Rüşvet ve kayırma dengeleri sarstı
Bir çok Yunanlı hükümetin çok fazla harcamasına karşın çok aç vergi toplamasının ardındaki nedenleri iki kelimeyle özetliyor: "Fakelaki ve Rousfetti." Fakelaki küçük zarflar anlamına geliyor ve balıkçılara kadar toplumun her kesimine yayılan rüşveti temsil ediyor. Rousfetti ise siyasilerden destek almak yani kayırmacılık anlamında kullanılıyor. Öğretmenlerin işe alınmasından Yunan Ortodoks rahiplerinin gayrimenkul işlemlerine kadar birçok alanda kayırmacılık yapıldığı belirtiliyor. Washington merkezli Brookings Institute'ün araştırması da, rüşvet, adam kayırma, himayecilik ve kamu alanında yaşanan diğer yolsuzluklarının her yıl ekonomiye 20 milyar eurodan fazla ek bir yük getirdiğini ortaya koydu.
IMF VE AVRUPA BİRLİĞİ YUNANİSTAN'I TARTIŞIYOR
AB Ekonomik İlişkiler Komiseri Olli Rehn, dün AB ve IMF arasında Yunanistan'ın borcuna ilişkin görüşmelerin birkaç gün içinde sonuçlanacağını belirtti. Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Jean-Claude, Yunanistan'daki borç krizinin birlikteki diğer ülkelere yayılmamaması için Euro Bölgesi'nin destek vermesi gerektiğini söyledi. Almanya Merkez Bankası Başkanı ve AMB Konsey Üyesi Axel Weber ise, Yunanistan'ın mevcut borcu ve ekonomik koşullarının, diğer ülkeler üzerinde önceden hesap edilemeyecek etkilere sebep olabileceğini söyledi. (referans)