Ankara’sıyla İstanbul’uyla Bir Star Analizi
Ankara Kulisi

Fatih Karaca’dan iyi danışman olurdu, nihayet yavaş yavaş o koltuğa doğru ilerliyor.

 

Star Gazetesi’nin başına ise bir gazeteci gerekiyordu. Alev Er, iyi bir tercih. Aktüel’in yayın yönetmenliğini yapmış olması en büyük artısı. Dergiler çok iyi başlık bulur, haberi çok iyi verirler. Star 400 binli tirajlarda seyrettiği günlerde dergilerden bile daha vurucu, ironili başlıklar atardı. Alev Er, yazı işlerine birkaç takviyeyle eski havayı yakalayabilir.

 

İstanbul yönetiminin başarısını icraatlarıyla göreceğiz. Ama Fatih Karaca giderayak doğru bir iş yaptı ve gazetenin Ankara Temsilciliği’ne Şamil Tayyar’ı getirdi.

 

Uzun süre TMSF yönetiminde kalmanın verdiği ataleti, Şamil Tayyar kırabilir. Çünkü temsilcilik tarzı, üst düzey muhabirlik gibi. Yani haberden kopmuyor. Yalnızca analiz yazan temsilciler gibi değil. Tayyar’ın, sürekli sıcak haberin izini sürmesi, diğer muhabirleri de hem zorlayacak hem de teşvik edecektir. Zaten ilk gelen duyumlar da böyle. Murat Çelik gittikten sonra ilk kez bir temsilciyi Ankara Büro kabullenmiş görünüyor. Hakkını yemeyelim ; Star'ın son temsilcisi Zülfikar Doğan'ın da gazetecilik kalibresi yüksekti ama, doku uyuşmazlığını her iki tarafta aşamadı.

 

Tayyar’ın ilk icraatı da doğru oldu. Haber Müdürlüğü’ne Hüseyin Özalp’i getirdi. Özalp te saygın kişiliğiyle tanınıyor. Haber müdürlüğü ise ayrı bir iş. Bunu başarıp başaramayacağını performansı belirleyecek.

 

Ancak kadro seçimi çok daha önemli bir konu.

 

TMSF tam anlamıyla Star Gazetesi’nin içini boşalttı. Ankara bürosu erezyona uğradı. TMFS döneminde alınan bir iki muhabir “torpil” yoluyla geldikleri için verimli olmaktan çok uzaklar. Gazeteyi “Çınar” gölgesi sananlar var.

 

Gazete yönetiminin muhabir seçimini Tayyar’a bırakması lazım. Zülfikar Doğan, Ankara’daki muhabir tayfasından kopuktu ve yaptığı tercihler Star’ın ihtiyacı olan alanlara değildi. Oysa Star’ın çarçur edecek parası yok. İsabetli tercihler şart. Şamil Tayyar, muhabir tayfasını tanıyan birisi. Henüz kopmadı sahadan.

 

Yalnız yapacağı tercihlerde dikkat etmesi gereken bir husus var. O da Yenişafak ta yaptığı hatayı tekrarlamamak. Gazetenin bünyesini ve patronun izlemek istediği çizgiyi, muhabir alımında göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yenişafak’ın çizgisi belliydi, Tayyar’ın Yenişafak’ta işe aldığı bir iki muhabir ise, o çizgiye gazete içinde bile ağır hakaretler eden insanlardı. Dolayısıyla kan tutmadı. Hem büro içinde huzursuzluk oldu hem de işe alınan o insanlar, gönülsüz gelin gibi davrandılar.

 

Star’ın da kendine göre bir çizgisi ve tarzı var. Beğenin, beğenmeyin şu ölü hali bile 100 bine yakın tiraj alıyor. Dolayısıyla bu çizgiye, tarza ve patronaja uygun muhabirler alınmalı. Büro içi yapıyı da bozmamaya dikkat etmeli.

 

Star’ın Genelkurmay, Meclis ve Bürokrasiye acil takviyeye ihtiyacı var. Gazete için fotoğraf ta çok önemli. Ama şu muhabir kadrosuna üç fotomuhabir yeterli gibi gözüküyor. Sağlık, eğitim, adliye gibi alanlar, genç ve gelecek vadeden stajyerlerle takviye edilip, gazete kendini toparlayana kadar götürülebilir...

 

Gazete yazar kadrosunu eskisinden bile daha iyi hale getirmeye başladı. Mehmet Altan’la anlaşılmış. Haşmet Babaoğlu’yla görüşmeler sürüyormuş. Mustafa Erdoğan gibi çok önemli bir entelektüel getirildi. Ahmet Kekeç, Halit Kakınç, Mahir Kaynak, Ayşe Önal gibi önemli isimler zaten var.

 

Gazete’nin çatısı sağlam atılıyor yani. Temel ise her zaman Ankara Bürodur. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşmadan, bu temel oturmuş olmalı.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/ankara-siyla-istanbul-uyla-bir-star-analizi/23