![]() |
Zihninde yer eden düşünce kalıplarını sorguladığında, içindeki gücün de hareket alanı bulduğunu fark edersin… Adeta bir kayayı yerinden oynatmak gibidir. Önünde kendine yönelik olumsuz yargılarınla kocaman bir engel vardır. Olumsuz düşünce kalıplarını sorgulamaya başladığında, kaya da yerinden oynamaya başlar. Önündeki sınırlayıcı cümlelerine bakalım.. İçsel kaynaklarını fark etmeden daraltmış olabilirsin. Çocuklukta duyduğun bir cümle, erken yaşta yaşadığın bir hayal kırıklığı ya da toplumun sana biçtiği roller; zamanla kendinle ilgili kanaatlere dönüşür. “Ben bunu beceremem”, “Bu bana göre değil” ya da “Sonu yine hüsran olur” gibi iç sesler, çoğu zaman bugünün değil geçmişin izlerini taşır. Kendinle ilgili inançlar öğrenilmiş yapılardır ve öğrenilen her şey gibi yeniden şekillenebilir… Zihninde otomatikleşmiş düşünceleri fark etmeye başladığında, hareket alanının da genişlediğini görürsün. Kendini tanıma cesareti, değişimin ilk adımıdır. Bir düşünceyi sorgulamak, eski bir yol haritasını güncellemek gibidir… Önce hangi yollarını kapalı sandığını görürsün; sonra yeni geçişler açarsın. “Belki yapabilirim” dediğin anda, zihnindeki katılık yerini esnekliğe bırakır. Küçük denemeler ve minik ilerlemeler, zamanla bakış açını dönüştürür. Potansiyelinin özgürleşmesi için geçmişin yüklerini bırakarak kendine alan açabilirsin… İç sesini dinleyip “yapabilirim” kelimesini duyduğunda, kaya uçurumdan aşağı düşer. Bandura’ya göre; kendine duyduğun güven ve inanç, gerçek performansından bile daha belirleyici olabilir. “İnsan, yapabileceğine inandığı ölçüde adım atar.” - Albert Bandura Ve belki de en büyük keşif, kendi potansiyelinin aslında sandığından çok daha geniş olduğunu görmektir.