KİME İNANALIM?
Tuğrul Sarıtaş

 

Günümüzde doktorlar artık sadece muayenehanelerinde değil, sosyal medyanın her köşesinde karşımıza çıkıyor.
Her biri kendi yöntemini, kendi tedavisini, kendi mucizesini anlatıyor:

“Katarakt ameliyatı için geç kalmayın…”
“Gözlerinizi kaybetmeden hemen bize gelin…”
“Lazerle gözlerinizi kurtaralım…”
“Yakını, ortayı, uzağı en net hâliyle göreceksiniz…”

Aynı kalıplar başka branşlarda da devam ediyor:
“Kanserden korkmayın, yeter ki bize başvurun!”
“Şu vitaminleri mutlaka kullanın, hemen başlayın!”

Ne kadar ciddi hastalık varsa, hepsinin yanında bir ‘hemen gelin’ sloganı…
İnsan ister istemez düşünüyor:
Gerçekten bu kadar acil miyiz, yoksa bu bir pazarlama yarışı mı?

Sabah televizyonu açıyorsunuz; daha kahvenizi bitirmeden ekranda bir sağlık programı beliriyor.
İçinde her biri uzman olan doktorlar…
Ama ne gariptir ki hepsi birbirinden tamamen farklı şeyler söylüyor.
Biri “Bu besini mutlaka yiyin” diyor,
Öteki “Kesinlikle uzak durun” diye uyarıyor.

Biri “Bu yöntem çok sağlıklı” diyor,
Diğeri “Tam tersi, zararlı!” diye açıklama yapıyor.

Ekran başında izleyen vatandaş ise doğal olarak şaşkın…
Bir yandan iyi bir şey yapmak, sağlığını korumak istiyor;
Öte yandan her kafadan ayrı ses çıkınca kime inanacağını, neye güveneceğini bilemez hale geliyor.

İnsanlar artık hastalıktan değil, bilgi kirliliğinden korkar oldu.
Her gün yeni bir haber, yeni bir iddia, yeni bir uyarı…
Bu kadar çok “yaklaşan tehlike” anlatılınca toplumda gizli bir panik havası oluştu.

Sonuç?
Vatandaş, iyileşmek için değil, yanlış bir şey yapmamak için bile çırpınır hâle geldi.
Her duyduğu bilgiyi aklında tartıyor, “Acaba bu da doğru mu?” diye düşünüyor.
Biri ak derken diğeri kara dediği için insanlar sağlığını korumaya çalışırken stres yüklüyor.

Günün sonunda toplumun büyük bir kısmı, farkında bile olmadan hastalık hastası oldu.
Çünkü bilgi çok, yorum çok, yönlendirme çok…
Ama güvenilecek, ortak bir ses yok.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/kime-inanalim/8126