![]() |
Belki çoğunuz bilmiyorsunuz… Benim ilk mesleğim İngilizce öğretmenliğiydi. Bir sınıfın kapısını her açışımda, dünyayı değiştirebileceğime inandığım günler. O sınıfta anladım: Öğretmenlik, ders programından, müfredattan çok daha büyük bir şeydi. Bir duyguydu. Bir bağdı. Bir dönüştürme gücüydü. Ben mükemmel bir öğretmen miydim? Hayır. Çünkü kimimiz sadakati öğretti, kimimiz vefayı, kimimiz sevgiyi… Çünkü öğrenmeye açık olan kalpler, bir gün mutlaka hak ettiği öğretmeni bulur.
Hayatımın en genç, en temiz, en idealist yılları.
Özel eğitim kapsamında bir kaynaştırma öğrencim vardı. Türkçe konuşamıyordu; ama İngilizceyi, öğretme hevesimi, sabrımı ve sevgimi hissederek öğrendi.
Fakat çok seviyordum. Hem çocukları, hem öğrettiklerimi, hem de onların gözlerindeki ışığı.
Bugün Öğretmenler Günü.
Yalnızca annemin, yalnızca eğitimcilerin değil…
Hayatımızdaki herkesin Öğretmenler Günü.
Ve maalesef kimimiz riyayı.
İnsanın insana öğrettikleri, bazen bir ders kitabının içine sığmayacak kadar ağır, bazen de bir çocuğun gülüşü kadar hafiftir.
Hepimiz bu hayatta ders verdik.
Hepimiz ders aldık.
Dilerim bundan sonra hayat bize hep güzellikleri öğretsin.