![]() |
İnsanlar çılgın gibi!
Sanki herkesin içinde biriken öfke, tek bir kıvılcımla patlamaya hazır. Yolda yürüyenlere omuz atıyor, sonra da dönüp dövüyorlar. Ne ara bu kadar hoyrat olduk? Ne ara insan olmanın en temel şartı olan saygıyı unuttuk?
Yazıklar olsun…
Sevgi yok artık, merhamet yok, edep yok. Küçük büyük tanımıyorlar; bıçakla, sopayla, hatta arabayla saldırıyorlar. Kadınlara, çocuklara, yaşlılara acımıyorlar. Sözle değil, kavgayla konuşuyorlar. Naralar atıyor, itiraz edenin üzerine yürüyorlar. Yanından geçeni, ilgisi olmayanı bile hedef alıyorlar.
Polise, jandarmaya karşı geliyorlar. Eline güç geçen herkeste bir tahakküm tutkusu, bir hükmetme arzusu. Evde karısını dövüyor, sokakta çocuğuna bağırıyor, trafikte önündekine saldırıyor.
Camlar kırılıyor, vitrinler dağılıyor, bir öfke kasırgası geçiyor ülkenin üstünden.
Magandalar kural tanımıyor artık
Güpegündüz kuyumcuya girip insanları darp ediyorlar, hırsızlığı bile şiddetle süslüyorlar. Törenlerde, metrolarda, otobüslerde, stadlarda… Nerede kalabalık varsa, orada kavga çıkıyor.
Bir de trafik var!
Kırmızı ışığı hiçe sayıp kaldırımlara çıkanlar, yayaya çarpanlar, sonra “ne var” diye bağıranlar…
Motosikletliler, hız tutkusu uğruna hem kendini hem başkasını ölüme sürüklüyor.
Sanki herkes kendi filminde başrol; kimsenin kural, hukuk, insanlık umurunda değil.
Peki ne oldu bu insanlara?
Ne ara birbirimize bu kadar yabancılaştık?
Bir selamın, bir gülümsemenin yerini öfke ve nefret aldı.
Toplumun mayası bozuldu; saygının, vicdanın yerini kibir ve umursamazlık doldurdu.
Belki de hepimizin kendimize şu soruyu sorması gerekiyor:
“Ben ne kadar insan kaldım?”