![]() |
Ağaç yağmur ister, insan sohbet.. Kimisi, kaostan beslenir.. Acıyla da doyulur mu?.. Fatma, herkese yabancılaşmayı tercih eder.. Veli, solar.. SEN BİLMEZSİN!.. Peki SEN, kendi İTHAMLARINI MI yoksa İLİŞKİNİ Mİ istersin?..
Barış zambağı haftada iki kez su ister. Kalanchoe, toprağı kuruduğunda su ister. Sukulent çeşitlerinin ise, su ile arası çok iyi değildir. Ayşe teyze, mahalledeki herkesi tanır ve her biriyle iletişime geçer. Onların evlerine gider ve sofralarına oturur. Komşularının aile üyesi gibidir.
İlgi çekecek konular araştırır, bulur ve bunları diğerlerine sunar. Gösteri başlar. Dikkatli dinleyicilere karşı sahne alır. Onu izleyenler ne kadar artarsa, o kadar başarılıdır.
Acı çekmeyi, ilmek ilmek işler. Sebeplerini sırayla sıralar: ilgisiz kalışı, anlaşılmazlığı, yalnızlığı, bacak ağrısı, bel fıtığı, havanın çok sıcaklığı, kışın bronşlarının iltihaplanması, kayınvalidesinin şefkat göstermemesi, görümcesinin bencilliği, rakip firmadaki arkadaşının hilebazlığı ve travmalar vs. Anlattıkça doyar. “Hay, Allah” denilerek verilen tepkiler ve merhametle bakan gözler, onun aşıdır.
Karşısına kim geçerse geçsin, silüetlere “DİĞERİ GİYSİLERİ” giydirir. Kendisi farklıdır. Bambaşka bir alemden inmiştir. Aşkı, öbür alemde kalmıştır.
Uzandığı ne varsa, kendini geri çeker. Çünkü hücrelerine değebilecek eller ve durumlar, sanki ayarlanmış gibi daha doğmadan önce ondan çekilmiştir. Çocukken dener, ergenlikte girişimde bulunur, yetişkinlikte adım atar. Muradı neyse, hüsranla sonuçlanır. Ve artık, içinde umut kalmadan herhangi bir istekte bulunamaz.
Kimin gerçekten ne istediğini, karşısındaki bilemez. Anlatılanlarla, niyetler birbirinden bağımsızdır. Niyet okumak ise, sadece bir tahminden ibarettir. Tahminlerinle, itham edersin. Bu ithamlarla ise, ilişkine zarar verirsin.
Çiçeklerle ilişki kurmak, onların suyu ve güneşi ne kadar talep ettiklerine bağlıyken insanla ilişki kurmak onu olduğu gibi kabul etmeye dayanır. Tabi, ilişkiyi sürdürmek istersen..