![]() |
Kendine kattığın şey neyse, onu bir daha dışarı çıkarabilir misin?.. Niye kendine katıyorsun?.. Bilinçsizliğe neden geçiyorsun?.. Cansız bedenin ise, seçemez.. Lütuf, dışarıdan da gelse diye dua edersin.. Bu durumdayken neyi kendine katıyorsun?.. Önlem alma, kendini koruma ve gölgelere yaklaşmama gibi bir mecburiyetin vardır..
Bir şekilde sana erişmiş. Hayallerinde, düşlerinde ve duygularında seninleymiş. Her gün, kafanda resmi çizilmiş.
Gözlerini korumaya, göz kapakların işe yarıyorken neden gözlerini kapatmıyorsun? Ayaklarının nereye gideceğine karar verebilen iraden varken, neden iradeni kullanmıyorsun? Kime ve neye tutulamayacağını söyleyen bilincini, neden uyutuyorsun?
Akıl, ince bir çizgidedir ve çizgisinde durmasına çabalarsın. Çizgisinden çıktığı anda, bu sapmayı sağlayan birçok şey olmuştur. Bir, iki, üç ve dört derken aklına vuranlar, onu çizgisinden çıkarmıştır. Önemsizleşen ve ivme kazandıramadığın cisminle baş başa kalmışsındır. Cismin ağırlaşmıştır ve onu taşımakta zorlanmışsındır. Yok oluşu, yerkürede dolanırken ciğerlerine solumuşsundur. Nefes alışın, sana can verememiştir.
Seçme hakkını kaybedersin. Kendinde bir lütuf olarak gördüğün sağlığını ve yaşam sevincini önceliklendirirsin. Birinden biri, canını hatırlattığında ise şükredersin. Öyle bir kayboluş, sende vuku bulur.
Canına dokunan bir ele muhtaçsındır. Nefes aldığını fark ettiren bir sebebe ihtiyaç duyuyorsundur.
Bir çürük elmayı, yanındaki sağlamları düzeltemez ama o diğer hepsini çürütür..
Hangi durumda olursan ol, bir çürüğe yaklaşıp ondan medet beklediğinde sende çürürsün. Temiz olan, karanlığı temizleyemez ama karanlık kendine çekerek temizi karartır.
YAK-LAŞ-MA! Yaklaştığında zarar göreceğin şey neyse, ona yaklaşma.