![]() |
Ayının en büyük özelliği bencil olmasıdır. Ayı, önce kendisi yemeğini yer sonra yavrusuna yedirir. Diğer hayvanlar önce kendi yavrusuna yedirir, sonra kendi yer. Bu Ayı'nın güneş gözlüğü Amerikan malıdır. Çantası bir daire parası eder yani markadır, cep telefonu Amerikan malıdır, Arabası lüks markadır ve yabancıdır. Konuşurken, Amerikan düşmanı zannedersiniz, milliyetçi ve devletçi gibi konuşur. Amerika'nın çıkarları için çalıştığı o kadar bellidir ki! İnsanları aptal zanneder, bilmediği şey ise.. Köprüyü geçene kadar ayı' ya dayı de, diye bize öğrettiler... Güneş gözlüklü dayı, köprüyü geçtin haberin olsun... Bir de beni arayıp, sana gelicem kahvaltı yapalım diyorsun. Gelme, Güneş yok burada, her yer karanlık, bir nur o mevki.... *** Şiirle devam edelim... AŞKINDIR BENİM MABEDİM Yâr kokun sinmiş ilime Ciğerlerim Bayram etti Aldım sazımı elime Aşk beste beste söyletti Cemâlin ufkuma doğar Hayal mi düş mü gördüğüm? Sevmek sır olmakmış meğer Gecem gündüzüm kördüğüm Bu nasıl bir sevda imiş İçerimde mekân kuran Gönül sevince erermiş Öğretti aşkı bulduran Huzuru tattım özümde İşte cennet budur dedim Dünya zerre yok gözümde Aşkındır benim mabedim Yazan:Hazal Balat *** Farklı bir şiirle devam edelim... Orenda Orenda! Hilkat-imi ezelden, Saudadesin, beyhudesin, Aşk-ın muhakemesinde Ceberut bir gümansın Orenda. Orenda! Bu ne mütena? Bu ne ayn-ür rıza? Bu ne şad-ı vefa. Orenda! Şems misin? Yoksa mah mı? Şah mısın yoksa mat mı? Söylesene Orenda! Rukye-i azama da divan mısın? Tezahüre ayan mısın? Orenda! Sen… Cennet-i âlâda bir melaikesin. YAZAR/ŞAİR: Selma Sultan Akmelek Orenda Türkçesi: Suskun bir zanlısın. Özenlisin, sevincime vefasın. *** Meral Yıldırım'ın güzel bir şiiri ile devam edelim: Sustum, çünkü söz acıya yenildi Bir çocuk düşünde toprağa serildi Gökyüzü kan rengine bürünüp delindi İnsan insanlığını sığ bir mezarda terk etti Bir kurşun bir kalbe susmayı öğretti Merhamet yitik bir masalı yönetti Taşlar bile gözyaşlarıyla dile geldi Zaman kendi kalbini de tüketti Güller açmaz artık kokuları kırılmış Toprak aldıklarıyla feryatlara sarılmış Bir anne gözünde dünya daralmış Vicdanlar susunca gökler kararmış Ne ağıt dinledi savaş ne de dua duydu Bir şafak bin yasla içimizde uyudu Ölümler coğrafyası çoktan kurudu Barış bir masal umudun sonuydu Meral Yıldırım *** ÇIĞ Ruhumu nehire yakıştıran, Ömrümü bir sırra sıkıştıran, Gece, gündüz secdeye beni yakıştıran, Saatleri dualarla buluşturan, Sen değil misin ? Ezelin tanışıklığına, ebedi şahit tutan Gönlüme her görüşte yeniden ışık tutan, Aşkı kalbime yakıştıran, Kendine beni karıştıran, Sen değil misin ? Ruhumu bakınca yatıştıran, Kalbini nehirlere karıştıran, Kahkahalarla ömrü buruşturan Kalbine beni yakıştıran, Sen değil misin ? Özüme çağrı düşüren, Ömrüme çığ gibi düşen, Dermana dert diye küsen, Zamana beni yenik düşüren, Sen değil misin ? Beni sırra seçen, Aşkınla kendinden geçen, Geceleri gündüze seçen Bu da gelir geçer diyen, Sen değil misin ? Özüne katıp beni, gönlüne serpiştiren, Sessizliğimde dünyaya işittiren, Ruhunu gözlerimde eşitleyen. Hasretine beni yenik düşüren, Sen değil misin ? Yazan: Ayşegül Topaç
Orenda! Yaradılışımdan beri,
Özlemsin, boşluğumsun,
Aşkın mahkemesinde acımasız,
Orenda! Kusuru görünmeyensin,
Orenda! Şems misin?
Yoksa Mah mı?
Şah mısın yoksa mat mı?
Söylesene Orenda!
Yüksek makamda beliren,
Cennet Meleği misin?