![]() |
En kötü huyum; iyi olmaktan asla vazgeçememem. Zamanla anladım ki, bazıları için ne kadar çabalarsan çabala, sonunda tükenen hep sen oluyorsun. Değmezmiş… Emeğime, sevgime, samimiyetime değmemiş. ETRAFIMDA PERVANE OLANLAR! Dost Sandıklarımız... Hayat bazen öyle oyunlar oynar ki; dost bildiklerin en büyük hayal kırıklığın olur. İşte bu yüzden; Sözün özü: Gerçek dostluk güzel günde değil, zor günde belli olur. Dost Deriz Ama... Sen verdikçe dost çok olur. Dostluk, her zaman aynı masada oturmak değil… Bir dostu silmek zordur. Ama bazen en güzel cevap;
En büyük hatam; herkesi kendim gibi sanmam.
En derin saflığım; hâlâ insanlara güvenmem...
Giden hep benden gitmiş.
Yorulunca anlıyor insan… Yalnızlığını, yanlışlarını ve gerçekleri...
Her şey yolundayken etrafımda pervane olanlar, işler ters gidince "inşaat paydos" deyip sessizce çekip gittiler.
Şimdi onlara sesleniyorum:
“Makamlar geçicidir, dostluklar esas olan... Ama siz ne dostmuşsunuz ne de kardeş!”
Güvendiğin, sırtını yasladığın, sırdaş bildiğin kişiler bir gün gelir arkandan vurur.
Ve o an anlarsın; en derin yarayı düşman değil, dost sandığın açar.
dost dedik, kardeş dedik…
Ama “yarı yolda bırak” demedik!
Meğer herkes menfaati kadar insanmış.
İçinde vicdan olmayan, arkandan oyun oynarmış.
Menfaati bitenin muhabbeti de biter.
Dost kazığı, bütün kazıkların en ağırıymış.
Çünkü insan en çok, “asla yapmaz” dediğinden yara alırmış.
Ama ne yazık ki bazen seni arkadan vuran, tuttuğun el olur...
Ama bir gün sen de bir şey istersen… Gör bak, nasıl da yok olurlar.
Artık kimseye güvenmeyeceksin… En yakın bildiklerine bile!
Zor zamanında seni ayakta tutmak, yanında durmaktır.
Ama eğer seni sadece mutlu günlerinde hatırlayanlar varsa;
En büyük iyilik, onları bir kalemde silmektir.
Ne yüzüne bakmak, ne de varlığını hatırlamaktır.
Kusurları affedilir, ama ihanete göz yumulmaz.
Unutma, dostluğun kıymetini bilmeyeni, dostluktan muaf tutacaksın.