SİYONİST İSRAİL’İN MASUM BEBEKLERE YÖNELİK SOYKIRIMI
Adnan Küçük

İsrail 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de hunharca katliamlar gerçekleştiriyor.

İsrail katliamları, haklı bir savaş kapsamında değil, Filistin’lilerin ana vatanlarını işgal ederek gerçekleştiriyor.

Katliamların bir kısmı yetişkin kişilere yönelik ise de, katledilenlerin önemli bir kısmını çocuklar oluşturuyor.

Katledilenlerin 16.503’ü çocuktur. Bunların da 916’sı bir yaşın altındaki bebekler.

Hedef gözetmeksizin dünyanın gözü önünde soykırım yapan Siyonist İsrail'in Han Yunus kentine düzenlediği saldırı sonucunda kadın Doktor Ala en-Neccar, 10 çocuğundan 9'unu kaybetti. Sağ kalan tek oğlu ise yoğun bakımda hayat mücadelesi veriyor.

İnsan hakları ve uluslararası savaş hukukuna göre, çocuklar, hele ki bebekler kesinlikle katledilemez. İnsan hakları ve uluslararası savaş hukukuna göre bu fiilleri gerçekleştirenlerin meşru müdafaa gibi meşrulaştırıcı bir gerekçe ileri sürmeleri de mümkün değildir.

Şimdilerde, Siyonist İsrail, milyonlarca Gazze’liyi ölüme mahkûm etmiş görünüyor.

Gazze'de masum ve savunmasız sivil halka cehennem hayatı yaşatılıyor.

İsrail Elektrikler kesmiş, hiçbir insani yardımın ulaştırılmasına izin vermiyor, yiyecek bitmiş durumda, içecek suyu göndermiyor, hastaneleri yok etmiş vaziyette.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına göre, yardımlar ulaştırılmazsa 14 bin bebek ölebilir.

Yani canavarlığın en vahşicesi bir durum söz konusu.

Bunları yapanlar kesinlikle insan olamazlar; canavar da olamazlar. Çünkü hiçbir canavar masum bebeklere ve çocuklara böylesi bir katliamı gerçekleştiremez.

Netenyahu artık meşru bir devletin yöneticisi, değil, PKK benzeri bir terör örgütünün terörist başı, askerleri de meşru bir devletin askerleri değil, olsa olsa o terör örgütünün terörist militanları olabilirler.

Vatanını savunan HAMAS, katil ve caniler sürüsü İsrail’e kıyasla, yüzde yüz daha meşru, insancıl ve makbul bir yapılanmadır.

Türkiye’de istiklal harbinde vatanı için mücadele eden kahraman askerlerimiz, yiğitlerimiz, vatanperverlerimiz ne ise, Filistin için de HAMAS’ın mücahitleri odur.

Ben insanım, insancılım, insan haklarına mutlak inanıyorum diyen bir kişinin İsrail’in bu bebek katliamlarını, bebek soykırımını meşru görmesi mümkün değildir.

İnsanlık ve insancıllık bu katliamların lanetlenmesini icap ediyor.

Vicdan, bu katilleri cehennemlik olarak mahkûm ediyor.

Vicdanın haykırışı şu şekildedir: “Bebek katilleri için Yaşasın Cehennem”.

Esasen cehennemin yaratılmasını lüzumlu kılan sayısız sebepler mevcuttur. Bütün bu sebepler mevcut olmasa bile, sırf bu bebek katliamlarının cezalandırılması ihtiyacı, mutlak olarak cehennemin varlığını lüzumlu kılar.

Adalet, bebeklerin ve çocukların katillerini mutlak olarak mahkûm ediyor.

Savunmasız, masum çocukları ve bebekleri katletmenin ahlaki ve hukuki olduğunun savunulması, tüm değerlerin alt üst edilmesi demektir.

Bebekleri katletmeyi meşru müdafaa olarak nitelemek, vahşi canavar Arslan’ın tavşan yavrusunu parçalarken meşru müdafaa gerekçesine dayanmasına benzer. Böyle bir gerekçenin meşru olduğunu söyleyenler de, bu bebek katliamlarının mutlak ortağı demektir.

Batılı güçlerin, İsrail namına gerçekleştirilen bebek katliamlarını desteklemeleri, onları da bu katliama katıksız, şüphesiz ortak etmektedir.

Bebek Katliamlarının Temelleri

Peki, İsrail neden bu kadar pervasızca insanlığı yok edecek katliamları, vicdansızca ve pervasızca gerçekleştiriyor?

Bu sorunun cevabı son derece önemlidir.

Bir kere, Yahudiler, inanç olarak, Yahudi olmayanları, özellikle de Müslümanları İnsan olarak görmüyorlar ya da kendilerini daha üstün varlıklar olarak görüyorlar.

Yahudilere karşı Hitler’in aşağılayıcı ve dışlayıcı bir tutum almasının gerisinde, aynı zihniyetin Yahudilerde de olması yer almaktadır.

Yani her ikisi de kendilerini rakiplerinden ve diğer insanlardan üstün görüyorlar:

Yahudi Haham Menachem Mendel Schneerson’un Yahudilerle Yahudi olmayanlar arasındaki farkla alakalı Yahudi inanışını ifade eden görüşü özetle şu şekildedir:

“Bir insanın yalnızca daha üst düzeyde olduğu derin bir değişim üzerine konuşmuyoruz. Aksine, …tamamen farklı türlere ait bir durum var. … Bir Yahudi insanın bedeni, dünyanın tüm uluslarının (üyelerinin) bedeninden tamamen farklı niteliktedir. … vücudun iç kalite farkı, … o kadar büyüktür ki, bedenler tamamen farklı türler olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle Talmud, Yahudi olmayanların bedenleri hakkında (Yahudilerin bedenlerinin aksine) ‘halahik’ bir tutum farkı olduğunu belirtmektedir; ‘onların bedenleri beyhudedir’. Ruhla ilgili olarak daha da büyük bir fark vardır. İki zıt ruh türü vardır; Yahudi olmayan bir ruh üç şeytani katmandan, Yahudi ruhu kutsallıktan gelir” (Israel SHAHAK & Norton MEZVİNSKY, Jewish Fundamentalism in Israel, Pluto Pres, London, 1999, s. 59-60).

Aşırı sağcı Ulusal Dini Parti-Dini Siyonizm Milletvekili Michal Waldiger, “Gazze'de masum kimse yoktur. İsrail’e zarar vermek isteyen herkes, ‘ÇOCUKLAR’ da dâhil, öldürülmelidir” dedi.

Onlarca kişinin ve bebeklerin katledildiği bir bombardımandan sonra İsrail Ordusunun Resmi İnternet sitesinden şu açıklama yapılır: “İmkânsızlıklardan dolayı tedavi olamayanlara iyilik yaptık, onları ölümle buluşturduk”.

Bu görüşlere göre, Yahudiler kutsal varlıklardır ve Yahudi olmayanlar, Yahudilerden aşağı bir yaratık türüdür ve şeytandan gelmiştir. Terörist olmak için bebek de olsalar Gazze’li olmak yeterlidir. İsrail’in güvenliği için bir bebeği öldürmekle yetişkin birini öldürmek arasında hiçbir fark yoktur.

Bu telakkide, Yahudi olmayanlar, özellikle de Müslümanlar insan olmaya layık görülmüyor; insandan daha aşağı, insan olmayan, gerekli görüldüğünde hiçbir meşru sebep gözetmeksizin öldürülmesi gereken yaratıklar olarak görülmektedir.

Bu düşüncenin, Alman Irkını “Âri ırk” olarak gören Hitler’in felsefesinden hiçbir farkı yoktur.

Burada Siyonist İsrail, Yahudi olmayan diğer Batılı milletlere şimdilik gücü yetmediği ya da böyle olmasını istedikleri için, Hitler’in Yahudilere Yaptığını söylediklerinin kat kat fazlasını Gazze’de Müslümanlara, sırf Müslüman olukları için yapıyor.

Siyonist İsrail yönetimi, bebekleri katletmeyi, kendisi için mutlak bir hak olarak görürken, kendilerine karşı gerçekleştirilen eylemleri de Antisemitizm olarak niteliyor.

Yani İsrail, “ben istediğim ülkeyi işgal ederim, bebek ya da yetişkin fark etmeksizin herkesi katlederim, kimse bunun için soykırım diyemez, beni bu fiillerim için kınayamaz, ama bir Yahudi öldürülürse, bu fiil antisemitizm olarak değerlendirilmeli ve tüm insanlık bu katliama karşı durmalıdır” demeye getiriyor.

Nihai olarak değerlendirmek gerekirse, İsrail, Siyonist felsefenin icabı olarak insan haklarını yok edercesine katliamlarını pervasızca ve vicdansızca yapıyor.

Batılı müstemleke güçleri de, kendilerini bütünleştirdikleri “insan hakları”nı, bir diğer ifadeyle “insanlığı” yok edercesine bebek katliamlarını mutlak olarak destekliyor.

Esasen bebek katili, vicdansız, cehennem odunu Netenyahu Hükümeti ile Batılı yönetimler arasında hiçbir fark yoktur.

Zulme rıza zulüm olduğu gibi, zulmü desteklemek de o zulmü bizzat icra etmek gibidir.

Dolayısıyla, Siyonist İsrail’i destekleyenlerin, Hitler’i lanetlemeye hakları yoktur. Çünkü Hitler’in yaptıklarının kat kat fazlasını yapan Netenyahu hükümetini destekliyorlar.

Esasen Hitler’in yaptıklarını alkışlamakla Siyonist İsrail Yönetiminin yaptığı bebek katliamlarını desteklemek arasında hiçbir fark yoktur.

Zalimin zulmü, topu, güllesi varsa, mazlumun da “Âhı ve Allah”ı var.

Rabbim zalimlerin zulmüne son versin.

Allah, bu zulmü seyreden, bir kısmı da destekleyen Müslüman ülke yöneticilerini ıslah eylesin, ıslah olmayıp desteklerini sürdürenleri de, zalimlerle birlikte kahr’u perişan eylesin.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/siyonist-israil-in-masum-bebeklere-yonelik-soykirimi/7939