YILAN DA OLSA SARILIN...
Seyhan Korkmaz

 

Zaman dediğimiz şey, ağır bir gölge gibi üzerimize çöküyor. Yaşamak her geçen gün biraz daha çetin bir sınava dönüşüyor. İnsanlar arasındaki bağlar inceliyor, güven yerini şüpheye bırakıyor. 

Rekabet, hayatın her alanını sarmış; kazanmak için değil, ayakta kalmak için yarışıyoruz artık. İşte bütün bunlar, bizi yalnızlığın koynuna itiyor; sessizce, usulca...

BAZEN BİR BOŞLUĞA FIRLATILMIŞ GİBİ HİSSETMİYOR MUYUZ?

Ne amaç var ne yön ne de tutunacak bir dal... 
Yaşam, anlamını yitiriyor gibi. 
Neden buradayız? Niçin çabalıyoruz? Bu sorular, zihnimizin kuytularında dönüp duruyor.
En kötüsü:
Bir cevap bulamamak değil, soru sormayı bırakmak.

Bu çağ, sadece bireyleri değil, toplumu da yoruyor. Hız, üretim, başarı, başarı, başarı...

Her şey daha fazlası için. Oysa içten içe tükeniyoruz. Sabır, empati, dayanışma... Bunlar günümüzün sessiz kayıpları arasında. 
İnsanlar artık birbirine sadece bakıyor ama görmüyor. Duyuyor ama anlamıyor. Yaşıyor ama hissetmiyor....

ACABA BU YÜZDEN Mİ ÇOK KALABALIK AMA ÇOK YALNIZIZ?

Toplum olarak büyük bir suskunluğun içindeyiz. Kimse kimseye “iyi misin?” demiyor. Çünkü cevabını gerçekten duymak isteyen yok. Herkes kendi yüküne gömülmüşken, bir başkasının acısına yer açmak neredeyse lüks gibi.

Ancak işte tam da burada başlıyor insanın trajedisi: 
Mücadeleden vazgeçtiğinde, hayal kurmadığında,
umut etmekten utandığında...

Çünkü hayata tutunmak zordur, evet… 

AMA UMUTSUZLUK, İŞTE O HER ŞEYDEN DAHA ZOR.

Hayalsiz bir hayat, karanlık bir tünelde yürümek gibidir; nereye gittiğini bilmeden, varıp varamayacağını umursamadan.

Bu nedenle söylüyorum: Ne olursa olsun, YILAN DA OLSA BU HAYATA SARILIN. 

Lütfen yılan da olsa bu hayata sarılın!
Bu söz, ilk bakışta ürkütücü gelebilir. Yılan, tehlikeyi, zehri, bilinmeyeni simgeler ancak buradaki asıl vurgum:
HAYATIN EN ZORLU, EN ACI VEREN ANLARINDA BİLE BİR TUTUNACAK NOKTA BULMANIN GEREKLİLİĞİDİR.
Belki o an, zehirli bir yılan gibi acı veriyor olabilir; hatta korkutucu ve ürkütücüdür. Ama yine de hayatta kalmak, mücadele etmek ve yeniden yeşermek için o "yılan"a bile sarılmak gerekebilir.

ÇÜNKÜ YAŞAMAK, SADECE VAR OLMAK DEĞİLDİR. 

Yaşamak; direnmek, düşmek, kalkmak ve yeniden denemektir.
Bazen hiçbir şeyin anlamı kalmadığında bile yaşamak gerekir. Belki o an için değil ama bir gün… 

BELKİ BİR GÜN, ANLAM KENDİ YOLUNU BULACAKTIR.

Unutmayın ki!
Hayat bazen susar ama hiç konuşmayacak sanmayın.
Umut, çoğu zaman geç kalabilir ama hiçbir zaman yolda kalmaz.
İşte bu nedenle son kez tekrarlıyorum:

Yılan da olsa sarılın bu hayata.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/yilan-da-olsa-sarilin-/7918