![]() |
Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilerek 13. Cumhurbaşkanı olmasının hemen sonrasında, neredeyse her 4 yılda bir yaşadığımız 'dejavu'yu yine yaşadık. "Kılıçdaroğlu gitsin, oylarımız artar!" diyenler, CHP'nin seçmen sosyolojisini hiç tanımamışlar! Parantezi kapatıp, seçim gecesine dönüyorum. Muhalefet yine "öndeyiz!" dedi, geriye düştü! Çünkü tüm kuramlar, siyasetin hayalle değil, realiteyle yapıldığını ifade eder. Seçim sonrasında bunlar yaşanırken, seçim öncesi kamuoyuna aksetmeyen çok ilginç, ilginç olduğu kadar da tuhaf bir gelişme yaşandı. Yaklaşık 20 gün, yani Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu olan 14 Mayıs'tan önce emekli bir subay "ÇOK ÖNEMLİ BİR BİLGİ " vereceğini söyleyerek devletin kritik kurumundan acil randevu talep eder. ERDOĞAN: KİMMİŞ O ECELİNE SUSAYANLAR! TSK'dan emekli subayın beklediği randevu hemen verilir. Devlet, darbe iddiasına karşı kamuoyuna hissettirmeden tüm kurumlarıyla teyakkuza geçer. Devlet, bir taraftan teyakkuza geçerken, diğer yandan "Darbe olacak" İhbarında bulunan subaya yönelik araştırmayı derinleştirir.
Mevzuya girmeden küçük bir dip not düşeyim.
Şayet Kılıçdaroğlu giderse, CHP en az ikiye bölünür ve küçülür!
Çünkü Kılıçdaroğlu, CHP içindeki alevi- Sünni- Kürt- Türk koalisyonunu yönetme kabiliyetine sahip tek kişi!
Yine şöhret gazeteciliği yapma adına, vatandaşa bilerek yanlış bilgiler verildi!
Yine seçmene kabahat bulundu!
Nasrettin Hoca'nın "Hırsızın hiç mi suçu yok?" anekdotundaki gibi muhalefet yüklerini yine başkalarına taşıtmayı, yine "Yenildik ama ezilmedik" filmini renklendirerek vizyona koymayı tercih etti.
Sanki siyaset, bir sonuç alma sanatı değilmiş gibi seçmene felsefe yapmayı tercih ettiler.
Oysa, "Kaybettik çünkü..." ile başlayan bir özeleştiri, kendileri açısından çok daha gerçekçi ve yerinde olurdu.
Neyse ki, bu coğrafyada siyasetin hiç bir bilimsel kuralla ilerlemediğine aşinayız da, hiç şaşırmadık!
Emekli subay heyecanlı ve bilgisinden emin bir şekilde "DARBE OLACAK!” iddiasında bulunur.
Her ne kadar iddiasının altını dolduramasa da, eski bir üst düzey TSK subayı olduğu için bu şok edici ihbar ciddiye alınır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu gelişmeden bilgi verenler, "Kimmiş o eceline susayanlar" yanıtını alır.
Yapılan araştırmada subayın ordudan atılan bir subay olduğu ortaya çıkar.
Çok yönlü araştırmalar sonucu ihbarın asılsız olduğu ortaya çıkar.
İhbarın hangi niyetle yapıldığı yönünde araştırma-soruşturma halen devam etse de, şu aşamada öne çıkan değerlendirmenin "Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı kampanyasında kişisel enerjisini düşürme" amacı taşıdığı ifade ediliyor.
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!