Abdullah Öcalan, Selahattin Demirtaş'a mektup yazarak kızdı!
Talat Atilla

Demirtaş "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "terör örgütü üyesi olmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "örgüt adına suç işlemek" iddialarıyla Edirne F Tipi Cezaevi'nde yatıyor.

Selahattin Demirtaş, ağzı laf yapan, belli ölçüde zeki, hatta Kürt siyasetinin kült ismi olma yolunda mesafe alsa da.

Başta "Apo'nun heykelini dikeceğiz!" sözlerinden tutun. Önce bıçaklanan, taşla kafası ezilen, 3. kattan atılan, üzerinden arabayla geçildikten sonra yakılan Yasin Börü'nün katlinin fitilini yakmaya kadar onlarca olayın da failidir...

Demirtaş'ın özellikle onbinlerce Kürt -Türk'ün katili Öcalan'a heykel dikme niyeti, siyaseten olduğu kadar, vicdani ve insani durduğu noktayı da işaretliyor.

Elbette herkesin değişme ve kendini onarma hakkı var ama. Samimi özür ve bu özürleri hayata geçirme olmadığı sürece, toplum vicdanının ezici çoğunluğu, ne kadar etkili konuşmalar yaparsa yapsın, Demirtaş'a mesafesini koruyacaktır.

Bir acının geçmiş de yaşanması, o acının geçtiği anlamına gelebilir mi ?

Tarihe '6-8 Ekim 2014' olayları olarak geçen olayların fitili, kendisinin Genel Başkanlığı döneminde Kobani nedeniyle halkı sokağa çağırmasıyla başladı.

HDP'nin bu çağrısı üzerine 36 ilde sokak olayları meydana geldi.

2 polis memurumuz şehit oldu, 43 sivil vatandaşımız hayatını kaybetti.

331'i polis memuru, 438'i sivil vatandaş olmak üzere 769 kişi yaralandı. Türkiye genelinde 2 bin 389 olay meydana geldi.

27'si kaymakamlık binasına 52'si emniyet binasına, 283'ü okul binalarına, 73'ü siyasi parti olmak üzere 2 bin 558 binaya saldırıda bulunuldu.

YASİN BÖRÜ ÖNCE SİLAH-TAŞLA YARALANDI, 3. KATTAN ATILDI, ARABAYLA ÜZERİNDEN GEÇİLDİ VE SONRA YAKILDI!

Sadece Diyarbakır'da Kurban Bayramı'nda et dağıtmak isteyen Yasin Börü değil, arkadaşları da bu olaylar da linç edildi.

Hasan Gökguz, Ahmet Dakak ve Riyat Güneş, silah, taş, sopa ve kesici aletli saldırısına uğramaları sonucu sığındıkları binanın üçüncü katında katledildi.

Binadan atılan gençlerin cesedine işkence yapıldı. Ahmet Dakak'ın başı taşla ezildi, 16 yaşındaki Börü'nün üzerinden arabayla geçildi.

Cesetleri yakılan ve tanınmayacak hale gelen çocuklar, aileleri tarafından güçlükle teşhis edilebildi.

Bu toprağın çocukları tarihte düşmanlarına bile kucak açarken, bugün kör ideolojiler nedeniyle sadece Yasin Börü'ye değil.

Ali İsmail Korkmaz, Mazlum Akay, Kuddusi Okkır ve Berkin Elvan gibi onlarca isme, sırf kendisine benzemiyor diye sırt döndü.

İyi ki bize benzememişler!

Biz çok mu iyiyiz ki, bize benzesinler!

İyi olsaydık, ayırmazdık!

Ve neden bize benzemek zorundalar!

Herkesin kendi Yasini..Berkini...

Ali'sine ağladığı yerde sevgi filizlenir mi?

Abdullah Öcalan'a gelirsek..

Tekrar anlatmaya gerek var mı? İnsan öldürene, öldürün diyene insan denir mi?

HDP, İmralı, Demirtaş, PKK, artık bu coğrafyayı karıştırmaktan vazgeçmeli.

Deden Çanakkale'de düşmana karşı savaşsın, sen gel hem Kürt, hem de Türk kardeşini kundakta Kalashnikov'la tara!

Neden?

Toprak içinse, tüm topraklar hepimizin.

Bu coğrafyanın çocuklarını, toprak için toprağa düşürmek, ne demek?

Ya iktidar?

Başta Habur olayları ve Osman Öcalan'ı TV'ye çıkarmak gibi geçmis hatalarından mutlaka ders almalı.

Muhalefet mi?

Kendisine yaklaşan yakıcı HDP meteorunu sanırım artık çarpınca görecek!

Bu kadar uzun girizgah için kusura bakmayın. Yol uzun, git git bitmiyor!

Demirtaş ve Öcalan arasında siyasi bir rekabet olduğu anlaşılıyor.

Öcalan'ın içeride olmasının meydana getirdiği boşluğu Kandil ve Demirtaş aynı anda doldurmaya çalışıyor.

Ana kumanda elinde silah tutan PKK'da. Navigasyonu PKK atıyor.

Demirtaş, atılan navigasyondan her ayrıştığında, PKK ikazıyla karşılaşıyor.

Ve kontrollü de olsa geri adım atıyor.

Gerçekçi olmak lazım.

Öcalan'ın 40-70 arası yaş grafiginde bir etkisi olsa da, Kürt siyasetinde genç kuşakta Demirtaş etkili.

Bu etkisinin de farkında.

HDP, Demirtaş'a yakın ne kadar siyasetçi varsa tasfiye etti.

Demirtaş'la HDP arasında reel ve psikolojik savaş var ama amaçları farklı değil!

Son dönemde Demirtaş'ın hapisten üst üste yaptığı açıklamaların İmralı'daki Öcalan'ı kızdırdığını öğrendim.

Öcalan, Demirtaş'ın bu açıklamalarını ön alma, kendi önünü kesme, etkinliğini azaltma olarak algılıyor.

Öcalan'ın Demirtaş'a oldukça sert iki mektup yazdığını, bu mektuplarda, Kürt siyasetinin doğal akışına uygun olmayan söylemlerinden rahatsız olduğunu belirttiğini ögrendim.

Mektubun kapsamlı içeriğini, Demirtaş'ın Öcalan'a yanıt verip vermediği bilgisini alamadım ama mektupların üst dilden yazılan ikazlar olduğunu söyleyebilirim.

Umarım daha geniş bilgiyi ilerleyen günlerde verme imkanım olur.

TARİHİN HAFIZASINA EMANET!

MSB dünkü yazıma açıklama gönderdi. Açıklamaya açıklama yapmam. Ordumuz gözbebeğimizdir. Yazımda karşılama değil, protokol probleminden söz ettiğimin altını çizmek isterim.

MSB'DEN AÇIKLAMA GELEN SÖZ KONUSU YAZIM > TIKLAYIN <

Ayrıca, son derece nazik ve yapıcı bir üslupla yazdığım, protokol zaafiyetine vurgu yaptığım yazıya, MSB'nın tarihsel büyük hafızasına yakışmayacak üslup ve içerikteki yanıtını da milletimizin vicdanının hakemliğine bırakıyorum.

Söz konusu yazım artık tarihin şahitliği ve hafızasına emanettir.

UYSAL VE KUŞOĞLU TV100'DE

Bugün TV100'de, 23:00'da Tamer Korkmaz'la hazırlayıp sunduğumuz MEMLEKET programına DP Lideri Gültekin Uysal ve CHP genel başkan yardımcısı, Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu'nu katılacak.

Bir maniniz yoksa bekleriz.

TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/abdullah-ocalan-selahattin-demirtas-a-mektup-yazarak-kizdi/7236