O akşam Saadet Partisi Merkezi'nde Erdoğan konuşmaya başlayınca televizyonları kapattılar!
Talat Atilla

Saadet Partisi 53 yıllık kökleriyle halen siyaseti domino edebilme kabiliyetine sahip bir parti.

Bakanlar, Başbakanlar ve Cumhurbaşkanı çıkardılar.

Şu an eski görkeminde değil, oyları yüzde 1'in biraz üstünde diyebiliriz.

İktidarla genetik akrabalığı var.

Daha doğrusu iktidarın atası.

Uzun süredir kendisine özel bir siyaset çizgisi izliyor, sert iktidar eleştirileri yapıyor.

"Durun, siz kardeşsiniz!" diyen olursa, "Artık üvey kardeşiz" yanıtları hazır.

Lider Temel Karamollaoğlu, CHP İttifakı içinde yer aldığı için eleştirilse de saygın bir lider.

İrrite eden bir dili yok.

Siyaset sosyolojisi açısından

Saadet'in rolünü kritik yapan, CHP'nin dalgakıran kalkanı gibi durması.

Saadet'in bu dalgakıranlığı için çok özel bir çabası olmasa da tarihsel hafızası yetiyor.

Çünkü..

CHP, vatandaşın bir bölümünün gözünde hâla, kaba deyimle dinsiz-imansız (!) bir partiyken, Saadet, hakları ezilen muhafazakar kitlenin ilk direniş kalesiydi.

CHP'nin 100 yıllık muhafazakar kesime mesafeli algısını esneten, yumuşatan, bir miktar da dağıtan aktör olarak tanımlamak mümkün.

Sağ seçmenin bir bölümünün gözünde "Bu CHP dinsiz-imansız (!) olsa, Saadet Partisi yanlarında olur muydu?" sorusunu sordurması, başlı başına bir başarı ancak her sorunun iki yanıtı vardır.

Seçimlerde cevabını göreceğiz.

Aslında özetin özetini yazarsam...

CHP'yi sağ- muhafazakar kitlenin gözünde meşrulaştıran partidir Saadet...

Siyaset, yapısı itibariyle acımasız bir alan. Duyguyla başlanılsa da realite ile devamı edebiliyor ama...

Rakip olma, rekabet duygusu, tüm siyasi partilerin görüş mesafesini dar bir alana hapsedebiliyor bazen.

Mesela 2 gün önce olduğu gibi...

6'lı masanın uçurumun kenarından, kendisini serin sahillere attığı anlarda, Saadet Partisi bu sahilin ana karargahıydı.

Her yer ana-baba günü.

Tüm muhalefet, cümbür cemaat düştükleri çukurdan kendilerini çıkartacak bir  'İP' bekliyordu.

Telefon trafiği hızlanmış, dışarıda tempo tutan kalabalık, içeride kibrit yaksan patlayacak bir masa...

O masadan gelecek yanıt beklendiği gibi Erdoğan'ın son gelişmelere karşı refleksi de doğal olarak merak ediliyordu.

Canlı yayına çıktığı bilgisi ulaşınca, özellikle CHP'li kurmaylar Erdoğan'ı seyretmek için televizyonun başına geçtiler ama...

Az önce açık olan televizyon kapalıydı!

CHP'liler Saadet Genel Merkezi'nin görevlilerine televizyonu açmalarını rica ettiler. Görevliler iki kollarını yana açarak, "Talimat böyle. Sistem yukarıdan ayarlanıyor, benim yapabileceğim bir şey yok!" yanıtını verince, CHP'li yöneticiler Erdoğan'ı telefonlarından izlediler.

CHP'li bir yöneticinin ilk yorumu "Hiç şoka girmiş gibi durmuyor! " oldu...

2003 yapımı Karayip Korsanları'nda  johnny Depp ne diyordu;

"Pusula kuzeyi göstermiyor ama biz de kuzeyi arıyor değiliz!"

(Bu arada 6'lı masada yakında üst üste depremler olacağını öngörüyorum. Yarın yazarım.)

* * * *

Rahmetli Necmettin Erbakan'la, hayatım boyunca unutamıyacağım, Türk siyasetini özetleyen muhteşem bir anım var. Onu da kısmetse 11 Mart Cumartesi gece 23:30'da TV100'de anlatırım.

TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/o-aksam-saadet-partisi-merkezi-nde-erdogan-konusmaya-baslayinca-televizyonlari-kapattilar/7232